Kim bilir ne acı çekmişsindir?

Çocuk olduk ama çocukluğumuzu yaşayamadık…

Saçlarımız beyazlandı, hala çocukluğumuzu yüreğimizde yaşıyoruz…

Bazen sokakta oynayan çocuklara karıştık, bazende onların salıncaklarını paylaştık

Gülüştük, saklambaç oynadık…

Sevdalarımızı hep yüreğimizde yaşadık.

Günlerce bakıştık, bakışlarda sevdamızı anlattık…

Kaç gece uykularımızda sevdiğimizle seviştik…

Kaç gün pencerede oturduk, sevdalımızın yolunu gözledik…

 

“geceyarıları/ tenhadır buraları/  ne in ne cin/ kırmızı lambası/ sanki kan damlası/  demiryolu geçidinin”(1)

Ellerimiz birbirine kavuşmadı, tenlerimiz dokunmadı…

Mektuplara, şiirlere yazdık sevdamızı…

Rüzgar olmak istedik, saçlarında, yağmur olmak istedik gözyaşlarında…

Türkülerde söyledik sevdayı…

“Gökyüzünden maviydi sözlerimiz./Sığ bataklarda değildik, kuşlar gibiydik,/ Uçarıydık./Gözlerimizde/ Şavkıyan parıltılar gibiydik.”(2)

Kim bilir ne acılar çekmişsindir?

Şairin dediği gibi;

Kim bilir kaç gece sokaklarda bir ay bir de yıldızlarla konuştun.

Kaç gece ağladın.

Kimse neden ağladığımı bilemedi

    

“Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum/ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal/ bense yüreğimin bu hallerinden korkar, kalırım/ bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi/geçip giden yüzlerine bakar kalırım” (3)

Gördüğün her sevdalılarda kendi sevdanı gördü…

İmrendin, gözlerin doldu ve uzaklara daldın…

Yaşamadığın sevdalarını yürekte yaşadın…

‘Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi... Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte... Güldüğü zaman yukarıya bakardı; Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı... Ne güzeldiler sen bilmiyordun...

BEN SENİ SEVİYORDUM...’

    

Yüreğine kaç kez sevda çiçekleri ektin…

Gözyaşları ile suladın çiçeklerini…

Kim bilir kaç kez acı çektin?

Hadi gel,,,

Yüreğimi ortaya koydum…

Sende yüreğine koy…

Bir bahçe yapalım…

Duvarları olmayan bir bahçe…

     

“Belki O beni uyutmayan/Çelik ışıklı insan gözleriyle/Bir hayata nelerin sığabileceğini anlatan/Akan terler/Kimsenin geçmediği/Bembeyaz yollar açıyor yüreklerde/Tüm bilim, yaşam ve sanat/Geçmeli bu yollardan/Yürürken sevdiğime.”(4)

Sevda çiçekleri ve ağaçları dikelim…

Büyüyen ağaçların dallarında salıncaklar kuralım

Sevgi çocukları için…

Çiçekler ‘sevda sevda koksun’

Bahçedeki emeğimiz, terimiz bir güneş gibi, yürekleri ısıtsın…

Geceleri yıldızlara, sevdalarımızı asalım, ay ile birlikte gökyüzünü aydınlatsınlar…

Bahçenin meyvelerini insanlarla paylaşalım…

Hadi gel…

Birlikte bahçe yapalım…

Duvarları olmayan, sevdaların yaşadığı, mutlu insanların elele dolaştığı bir bahçe yapalım.

    Şiirler: (1)Atilla İlhan, (2)Cahit Külebi, (3) Cezmi Ersöz, (4) Turgay Fişekçi

                                 ŞABAN BAĞCI