Kamuoyunda 8. Yargı paketi olarak bilinen 7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmî Gazete’de yayımlandı. AHPADİ Derneği Başkanı Mehmet Ektaş, pakete ilişkin açıklama yaparak; “Birkaç küçük olumlu adım atılmışsa da paket kamuoyunun beklentilerini karşılamaktan uzak bir düzenleme olmuştur.” dedi.
AK Parti hükümetlerinin; adaletli bir düzen, hakkın kuvvetli olduğu bir yaşam vaadiyle göreve başladıkları 2002 yılından bu güne defalarca yargı reformu, yargı paketi ve Anayasa değişikliği yaptıklarını anımsatan Ektaş, “Bu değişikliklerin önemli bölümü ise, daha önce kendi yaptıkları yanlış düzenlemeleri doğru olur umuduyla değiştirmekten ibaretti. Bunlara bir yenisi daha eklendi.” diye konuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “8. Yargı paketiyle; yargı hizmetleri hızlandırılacak, hak arama hürriyeti genişletilecek, suçla etkin mücadele sağlanacak, kişisel verilerin etkili bir şekilde korunmasını sağlanacak.” ifadelerinin çok iddialı olduğunu dile getiren Mehmet Ektaş, “Ancak düzenlemenin kapsamı; bu amaçların gerçekleşmesine hizmet edecek içeriğe, derinliğe, genişliğe sahip değildir.” şeklinde konuştu.
Düzenleme ile ilgili bilgi veren Ektaş şunları söyledi: “8. Yargı Paketi’nde; adli para cezasının bir gün karşılığı olan miktar en az yüz ve en fazla beş yüz Türk Lirası olarak belirlendi. Böylece Sudan Cumhurbaşkanının oğlu örneğinde olduğu gibi, trafik kazasında ölüme neden olan kişinin toplam 27.000 TL adli para cezasına çarptırılması gibi vicdanları karartan trajikomik durumların bir nebze önüne geçilecek. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, ayrı bir suç olarak düzenlendi. Bu düzenlemeyle, örgüte üye olmadığı halde örgüt adına suç işleyen kişilerin, örgüt üyesi olup örgüt lehine suç işleyenlerden daha fazla cezalandırılmasına neden olan adaletsizlik tamir edildi.
Sekizinci Yargı paketiyle yapılan en doğru işlerden birinin; “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilmesinin önünün açılması” olduğunu aktaran Ektaş, şöyle konuştu: “Yargı kararını denetim dışına çıkaran önceki uygulama kaldırılmıştır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde de temyiz yoluna gidilebilecektir. Sekizinci Yargı paketiyle yapılan en doğru işlerden ikincisi ise basit yargılama usulünde verilen karara itiraz edildiğinde açık yargılamanın yine kararı veren mahkeme ve hakim tarafından yapılmasının kaldırılmasıdır. Yeni düzenleme gereği, basit yargılama usulünde itiraz üzerine, itiraz, itirazı veren Mahkeme dışındaki tevzi kriterlerine göre belirlenen asliye ceza mahkemesi tarafından incelenecektir.”
Ancak sekizinci yargı paketinin; yargılama sürelerini kısaltacak, yargıyı hızlandıracak hiçbir değişiklik ve yapısal reform içermediğini belirten Mehmet Ektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Paket, hatalı yargısal karar oranını azaltacak hiçbir önlem içermemektedir. Paket, alacaklının, haklının zararına işleyen ‘yasal faiz oranı’ değişikliği getirmemiştir. Paket, arabuluculuk sisteminde gerekli reformları içermemektedir. Paket, mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarına uymalarını sağlayacak hiçbir önlem içermemektedir. Paket, uzun tutukluluk sürelerini ortadan kaldırmayacaktır. Görüldüğü gibi Bakan Tunç’un iddialaının aksine 8. Yargı paketi de, yargı hizmetlerini hızlandırmayacak, hak arama hürriyeti genişletmeyecek, suçla etkin mücadele sağlamayacak, kişisel verilerin etkili bir şekilde korunmasını sağlamayacaktır.”