Eskişehir’in köklü şirketlerinden Alkaralar Kuyumculuk sahiplerinden İbrahim Alkara, kuyumculuk sektörünün bugünü ve yarını ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Her biri konusunda deneyimli olan personeli ile 40 yıldır Eskişehir ve çevre illerdeki ve yurt dışındaki tüm müşterilerine hizmet verdiklerini ifade eden Alkara, sektörün geleceği ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı.

Dünyada ve Türkiye’de kuyumculuk çok farklı

Kuyumculuk sektörünün şu anki durumunu özetler misiniz?

Dünyada ve Türkiye’deki kuyumculuk sektörü çok farklı. Bir Avrupalı ya da Amerikalı ile Türkiye’deki insanın altına bakış açısı çok farklı. Türkiye’deki altın alımları daha çok tasarruf için ya da düğün gibi önemli günlerde oluyor. Dünyadaki kuyumculuk sektöründe alınan malın iadesi çok düşük fiyatlara oluyor. Bir kolye alsanız İtalya’da bir kuyumcuya götürseniz aldığınız fiyatın üçte birine bile veremezseniz. Avrupa’ya Türkiye’den giden kuyumcular bir hayli bu işe merak sardılar. Belçika Almanya ve İsveç’te dahi kuyumcu dükkanları açıldı. Onlar da oradaki insanlar buraya gelemediklerinden dolayı bunu yapıyorlar, bir de Avrupa ülkeleri bize her türlü zorluk çıkardığı gibi kuyumculuk sektöründe de çıkarıyor. Kişinin almış olduğu ürünü buradan gittiğinde Almanya’ya sokamazsın diyerek büyük bir ceza yazıyorlar. Eskiden böyle şeyler yoktu tabi, düğünleri bile burada yapıyorlardı. Şimdi yabancı ülkelerin Türkiye’ye olan düşmanlığından dolayı böyle bir değerlendirme yapıp altınların ülkelerine sokulmasına engel oluyorlar. Bizden alınan altının üç katı ceza kesiliyor. Bunu anlatmamın nedeni, daha önceki yıllarda altın alımları daha fazlaydı. Ülkemize gelenler bir araba altın alıyorlardı. Kuyumculuk sektörü iyi durumdaydı. Çok güzel paralar kazanılıyordu.

Kuyumculuk sektöründe büyük durgunluk var

Sektördeki durgunluk ne zaman başladı?

2007’den sonra kuyumculuk sektöründe büyük bir durgunluk oldu. Bu durgunluk altının hem çok yükselmesi, insanların alım gücünün yavaş yavaş yok olması, tercihlerinin değişmesinden kaynaklanıyor. Tercihler daha çok eve arabaya kredi kartına telefona yöneldi. Bir çocuk okutan da varsa tabi altın en son düşünecekleri şey oluyor. İnsanların bu istekleri bu merakları altını sadece tasarruf ve çok küçük parçalara yöneltti. Bunlar kolyedir, çok ince bileklikler, çok ince bileziklerdir. Eski 22 ayar olarak tercih edilen şeyler 14 ayara döndü. Türkler de daha ucuz kolyeler, küpeler, yüzükler çıkardılar. Yurt dışından gelenler de bunları tercih ediyor.

Pırlantadan zarar etmemek için

Pırlantalara ilgi her geçen gün artıyor, pırlanta alırken nelere dikkat edilmeli?

Artık insanlar yapılan reklamlardan çok etkileniyorlar. Tek taş alyans gibi şeylere merak sardılar. Tek taş olmazsa olmaz oldu. Pırlanta ne kadar tanıtılırsa o kadar çok satılıyor. Ancak pırlantanın kalitesini öğrenmek çok önemli. Kuyumcu nasıl bir pırlanta almak istiyorsanız bunu size beş dakikada size izah eder. Altın gibi çeşitli kriterleri var. Eğer o kriterlere uygunsa pırlanta alınır. Pırlantada daha çok reklamlara değil de itibar görmüş, kuyumculukta yer edinmiş bu işi hizmet için yapan yerlerden almak lazım. Pırlantadan iyi anlayan kuyumcunuz varsa size zaten hemen anlatır. Aldıktan sonra pırlantayı zarar etmeden satabilir misiniz bu önemli. Mesela Avrupa’da beşte bir fiyatına satarsınız. Türkiye’de pırlanta satarken kuyumcunuz iki sene sonra satmak istediğinizde iyi bir fiyata değişim yapıyorsa böyle kuyumcuların tercih edilmesinde fayda var. Yavaş yavaş ilgi de pırlantaya taşa kaymaya başladı.

Kuyumculuk bir ilim

Çok fazla kuyumcu dükkanı açılmasını neye bağlıyorsunuz?

Rekabet, altından çok para kazanılacak durumu kaldırdı. Çarşı ve Türkiye rekabeti altından çok para kazanacak durumu ortadan kaldırdı diyebilirim. Masraflarını karşılayabiliyorsan kimseye muhtaç olmadan para kazanabilirsin. Kazanmak için de mutlaka sermayeye ihtiyaç var. Bu sermaye üç dört kilo altınla olacak bir sermaye değil. Kahveye vs. gitmemek için kuyumculuk yapanlar var. Kuyumculuk başlı başına bir ilim. Günde beş yüz lira kazandım diye kuyumculuk yapılamaz. Pırlanta, inci, elmas, altın gibi hepsinin tahsilini almış biri olması lazım kuyumcunun. Sarraf veya kuyumcu olmak için çok iyi bir şekilde inciyi, altını, bilezik ayarlarını işçiliğinden anlamak lazım.

Gözlerimiz dünyanın üzerinde

Sizce kuyumcuları gelecekte neler bekliyor?

Kuyumculuk gelecekte sadece alım satımdan ibaret olacak. Bizler burada sadece altın alıp satıyoruz. Kuyumculuk çok farkı bir şey, kuyumculuğun içinde imalat da var. Dünyanın geleceği ise altının durumunu belirliyor. Dünya çok karışık. Altın hep bu karışıklıklardan etkileniyor. Eğer bir yerde savaş ihtimali varsa ekonomik çöküntü varsa yüzde seksen de Amerika’nın elinde olan bir piyasa ve altın bu gelişmelerin hepsinden etkileniyor. Sermayesi çok ağır olan bir meslek. O nedenle sermaye mutlaka yüksek olmalı. Gözlerimiz hep dünyanın üzerinde ne olacak bugün, sabah neler değişecek bunları gözlemliyoruz.

Altın kâr ettirir

En iyi yatırım aracı hala altın diyebilir miyiz peki?

Altına altı ay bir yıl fırsat verirsen altından kazanç elde edebilirsin. Altın şimdiye kadar bankadan çok daha fazlasını verdi. Şu an bankalar altın alıyor. Devletin politikasıdır. Devlet yastık altında duran altınları ekonomiye kazandırmak için tedbir alıyor. Bu tedbirlerde bizi etkileyen bir şey yok. Biz geleneklerimize bağlı bir milletiz. Geleneklerimizin içinde altın var. Altın alamayan kişi bile, iki alyans, kolye alıyor. Eski işlerin onda biri yok maalesef. Bizim alım gücümüz devir daim az olduğu için eskisi gibi değil. Biz devir daim yaparsak para kazanırız. Altının yükselmesi bizim için iyi değil. Altın yükselirse bizim işlerimiz yavaşlar. Alım gücü azalır çünkü.

Müşteri devamlılığını sağlamak için

Müşteri devamlılığını sağlayan ender firmalardan biri olarak bunu neye bağlıyorsunuz?

Önce gönlünüz, kalbiniz iyi olacak ve biz bunu müşteriye aktarıyoruz. Kırk yıldır varız sektörde. Benimle birlikte çalışanlar da bu özelliği almak zorundalar. İyi davranmak onları hiçbir zaman aldatmamak yalan söylememek var bizde. Yalan ve haram yasaktır dükkanlarımda. Yalan ve haramdan kazanılan parayı istemiyorum. Ben müşterilerimi çok seviyorum, akrabamdan öteler benim için. Ben onlar sayesinde para kazanıyorum, onlar benim nimetim, dükkanımdan üzülerek ayrılmalarını istemem. Onlar ne istiyorsa onu yapmaya çalıyorum aradıklarını bulmalarını sağlıyorum. Bizim Türk insanı böyle olmalı yüzü hep gülmeli, alçak gönüllü olmalı sabırlı olmalı her şeye kızmamalı biz bunu yapıyoruz, halk da bizi seviyor.

Editör: TE Bilişim