“Bilindiği üzere; 6 Şubat 2023 tarihi, Türk Milletinin hafızasına, kara bir gün olarak yazılırken; yüzyılın en büyük ve en yıkıcı depreminin, bize yaşattığı acıyı ise kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. Hepimizi, derin bir infiale düşüren Kahramanmaraş faciası da tıpkı! 1939 Erzincan, 1999 Marmara depremleri gibi tarihimize, büyük bir felaket olarak geçti. Bu arada! Yaşadığımız diğer deprem facialarını ise hatırlamak dahi istemiyoruz. Üzerinden tam bir hafta geçmiş olmasına rağmen, henüz travmasını atlatamadığımız ve acısını; aylar değil yıllarca hissedeceğimiz bu korkunç felaket,  millet şuurumuzun sapasağlam; ancak devlet bilincimizin, ne derece zafiyete uğratıldığının da acı bir ispatı olmuştur.

Felaket sonrası alınacak tedbirlerin, ilk saatlerde, yeterince ve ivedilikle organize edilemeyişini de büyük bir endişe ve üzüntüyle takip ettik. Bu tür toplumsal olaylarda, organizasyonu sağlayacak kurumlarımızın; lağvedilmiş ya da işlevsiz hale getirilmiş olması nedeniyle,  ciddi bir yönetim boşluğu ve olaya hâkimiyet eksikliği olduğunu da acı bir şekilde tecrübe edindik. Ayrıca depremle ilgili defalarca uyarıda bulunan bilim insanlarımız da ciddiye alınmamış ve göz göre göre gelen bu felaketlere karşı; duyarsız kalınmasının sonucu, binlerce masum insanımız canından olmuştur.

İnşaat firmalarının ve yapılan binaların; yeterli denetimlerden geçmediği ve bile, isteye, bu cinayetlerin işlenmesine göz yumulduğu bir ülkede, deprem kader değil; ancak gerekçe olmaktadır. Zira bu sistem; kendi içinde bir döngüdür ve tarafların tamamı, bu suça iştiraklidir. Depreme dayanıklı ve sağlam yapıların ayakta kaldığına hepimiz şahitlik etmekteyken; ne yazık ki, ne kentleşme estetiği ve sağlamlığı ne de insan hayatının önemsenmediği bir hizmet anlayışı hâkimdir. Bu surette!  Deprem öldürmez, ihmal öldürür sözünün, karşılık bulduğu; böylesi korkunç faciaların yaşanmasındaki başlıca neden; denetimsiz yapılaşma, ihmal ve müteahhit kayırmacılığından başka bir şey değildir.

Deprem! Yeryüzündeki en büyük felaketlerden birisidir. Asla hafife alınamayacağını da yaşadığımız korkunç sarsıntılarla, yeterice tecrübe edinmiş bulunmaktayız. Yüzyılın felaketi diyebileceğimiz ve bölgesel bir faciaya dönüşen 6 Şubat depremi; bizleri, her anlamda bir enkaza çevirmiş ve büyük bir toplumsal acıya dönüşmüştür. Şu ana kadar güncellenen, can kaybı sayımız 30 bini geçmiş olup; bu sayının artması ise en büyük kaygımızdır.

Bu kederli süreçte tek tesellimiz, milletimizin dayanışmasıdır. Ayrıca ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen ve isimlerini tek tek sayamayacağım, “isimsiz kahramanlar” arama kurtarma ekiplerinin her birine müteşekkiriz; zira çok zor şartlarda ve hayatları pahasına çalışıp, insanlarımızın umudu olmuşlardır. Böylesi bir dayanışmaya, şehrimizden de gereken duyarlılığı gösteren; başta belediyelerimiz olmak üzere,  yardım kampanyaları düzenleyen ve bizzat deprem bölgesinde bulunup,  kurtarma çalışmalarına destek veren; meslek odalarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız dâhil katkı sunan herkese, teşekkürü bir borç bilirim. Bir daha böylesi bir felaket yaşamamak için! Akıllanmamız ve bilimsel çalışmaları dikkate almamız elzemdir. En derin üzüntülerimle; Milletimize, baş sağlığı diliyorum. Tüm Türkiye’ye büyük geçmiş olsun!”

Editör: Mustafa YILDIRIM