Eğitim Sen, Eğit Der ve TEODER adına Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Özge Akgül Ayaz Öğretmen Okullarının Kuruluşunun 170.yılını ilişkin bir açıklama yaptı.
Öğretmenlik mesleğinin saygı duyulan meslek olmasında öğretmen okullarının payının büyük olduğunu aktaran Ayaz, “Öğretmenlik mesleği ülkemizde uzun yıllar cazip ve saygı duyulan bir meslek olarak kabul edilmesinde 170 yıl önce kurulan öğretmen okullarının ve bu okullardaki eğitim felsefesinin payı büyüktür. Eğitim sisteminin, Öğretmen Okulları deneyiminin yarattığı değerler sayesinde yaşanan sorunlara rağmen bugünlere kadar gelebilmesi bile başlı başına bir başarı olarak görülmelidir. Türkiye’de eğitim, her açıdan sermayenin ve onun temsilcisi olan siyasi iktidarın siyasal-ideolojik kuşatması altındadır. Geçtiğimiz günlerde MEB in yayınladığı performans yönetmelik taslağı da bunun en açık göstergesidir. Öğretmenleri öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirecek olan, öğrenci ve veliyi “memnun edilecek müşteri”, öğretmeni “satış görevlisi” olarak gören bu taslağın yönetmeliğe geçmesi; öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırmasında gelinebilecek son aşamadır” dedi.
Öğretmenlik mesleğinin son yıllarda itibarsızlaştırıldığını aktaran Ayaz, “Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin tarihte hiç olmadığı kadar yoğun bir değersizleşme ve itibarsızlaşma yaşadığı açıktır. Son yıllarda eğitim emekçileri görevleri dışında işler yapmaya zorlanmakta, okullarda esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamaları giderek artmaktadır. Yine okullarda öğretmenlere yönelik artan şiddet olayları ile öğretmenlik mesleğinin değersizleştirilmektedir. Bunun yanı sıra, acil ihtiyaç olmasına rağmen 400 bini aşkın işsiz öğretmenin varlığı düşündürücüdür. Söz konusu açık 20 bin yeni yapılacak atama ile 60 bin sözleşmeli, güvencesiz istihdam edilen eğitimci ile kapatılmaya çalışılmaktadır ki, bu durum ülkemizde öğretmene verilen değeri yeniden gözler önüne sermektedir” diye konuştu.
Ayaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar ile 30 bini aşkın öğretmen hukuksuz bir şekilde, kendilerini savunma hakkı bile tanınmadan ihraç edilmiş, tamamen idari tasarruflarla okullarından ve öğrencilerinden koparılmış işinden ekmeğinden edilmiştir. Türkiye’de eğitimin ve öğretmen yetiştirme sisteminin yaratılmasında ve sürdürülmesinde önemli yerleri olan Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri gibi deneyimlerin yarattığı değerleri savunmak; yaşadığımız tüm olumsuzluklara, ihraçlara, baskı, sürgün ve tehditlere rağmen “Nitelikli Eğitim İçin, Nitelikli Öğretmen” anlayışını hayata geçirmek; biz sendika ve eğitim derneklerinin olduğu kadar yüz binlerce eğitim ve bilim emekçisinin öncelikli görevleri arasındadır. Biz Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası, Eğit-Der ve Teoder olarak, başta eğitim sistemi olmak üzere tüm toplumsal yaşamı kuşatan ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirmek isteyenlere karşı yürüttüğümüz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. 170 yıllık öğretmen mücadelesinin ışığında bir kez daha yineliyoruz öğretmen boyun eğmez öğretmen ders verir.”
