Gazetelere bakınca Eskişehir seçimlere girmiş, her gün birinin aday olacağını ya da teklif edildiğini okuyoruz. Neye göre aday yada hangi kriterle teklifler oluyor okuyunca şaşırıyorum.

Popülerlik eğer bir kenti yönetmeye yetiyor ise; bana göre Eskişehir’in en popüler adamı Erol Aykam dır. Herkes tanıyor Show Tv’ye bile çıktı. Sanat emekçisidir sürekli üretir, sanatçı yönü de var. Dürüst de bir insan. Neden kimsenin aklına gelmiyor. Başka memleketten getirip ihaleye girecek akrabası da yok. Bakın ne kadar popüler .

Şöyle ele alalım. Yerel seçimlerde belediye başkanlıklarına, meclis üyeliklerine, il genel meclisine aday olacak kişilerin kent yönetimini imardan, fen işleri, temizlik, sağlık, park bahçeler, kültür sanata kısacası sosyal belediyeciliğe yatkınlığıyla birlikte bu tür bilgilerle donanımlı olması gerekirken, 2013 yılında da onun amcası şunun dayısı mantığı ile adaylar belirleniyor.

Aday olmak demek kendini o konuda yetkin görmek ve o konumun sorumluluklarını yerine getirmek demektir. Bu sorumluluğu kabul eden tabi ki aday olabilir. Kimsenin aday olacağım fikrine söyleyecek bir şeyim yok. Benim söylemeye çalıştığım konu sen aday ol çabasıdır. Bu çabayı verenler yeterlilik boyutuna bakmadan kentin önemli sorunlarının çözümü ve yönetimini de o kişiye yüklüyorlar bu durumu anlamakta zorlanıyorum.

1994 yılın da Demokratik sol parti den meclis üyesi adayı olur olmaz hepimiz yetkin insanlardan ders almıştık yerel yönetimler ve belediyecilikle ilgili çok büyük sorumluluğu aldığımızı bildiğimizden birçok arkadaşımla dersleri hiç aksatmazdık. O günlerde zemin etüt raporlarının sözü edilmezken biz kat artışı konusu gündeme gelince ret vermiştik. Zemin Etütü yapılmamış dediğimizde bazı meclis üyeleri bizim muhalefet yaptığımızı düşünürek gülmüş, “Şimdi de bunumu çıkardınız?” sorularıyla gelmiş bazı arkadaşlarımız ilk defa duyduklarını dile getirmişlerdi. “Siz neden meclis üyesi oldunuz?” dediğimizde de, “biz partinin önde gelenleriyiz tabiî ki olacaktık” dediler. Bu durum değiştimi? Hayır, neden değişecekti ki ülkemizde bile aynı işlerken her şey.

Büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen daha öncede yazdım. Bu kadar başarılı bir kent örneği oldumu? Oldu da biz mi görmedik? Konu belediyecilik mi yoksa başka şey mi büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’in karşısına sırf seçim almak uğruna kimleri çıkaracaklarını şaşırdılar. Bu siyaset ne kadar doğru. Başarıyı desteklemek gerekirken neden diye bu halk sormaz mı?

Şimdi gelelim Odunpazarı belediye başkanı Burhan Sakallı’ya;

İki dönemdir başkanlık yapan Burhan Sakallı kendi bölgesinde kent bütünlüğünü de dikkate alarak başarılı çalışmalar yaptı. Uzlaşmacı kimliğiyle ötekisiz davrandı ve belediyeciliği çok iyi öğrendi hala da yürütmek istediğini dile getiyorsa bizim bu çalışmayı onaylamamız gerekirken, yaptığı başarılı çalışmaları taklit ediyor diyen bir zihniyet ile değerlendiriyorlar. Bu duruma ne söylenir bilemiyorum. Şu da bir gerçek o bölgede de Burhan sakallı konuşuluyor.

Tepebaşı belediyesi başkanı Ahmet Ataç Eskişehir’de bizler hemen hemen herkesle konuşuruz. Bir kişi dahi olumsuz bir söz etmedi. “Sevgili, saygılı ve çalışkan Başkan” diye söz birliği yapmış adeta halk. Tepebaşındaki değişikliği herkes biliyor, görüyor, söylüyor. Şimdi bu kadar güzel sonuç ve memnuniyet var iken belediyelerinin başarılı çalışmaları olduğunu söyleyen bir halk varsa Başkanlarımız da görevi sürdürmek istiyorsa bizlere teşekkür ederek destek olmak düşer.