Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Kral FM’de Gezegen Mehmet Programı’na katıldı, program sunucusu “Alemin Kralı’nda kral bir belediye başkanı var” diyerek anons ettiği Büyükerşen için “Mazereti olmayan belediye başkanı” lakabını kullandı.

 “Genelde şöyle bir algı var, iktidar partisine mensup değilseniz belediyede çalışamıyorsunuz, bu doğru mu” sorusunu yanıtlayan Büyükerşen şöyle konuştu: “Merkezi hükümet yardım ve imkanları bakımından engellendiğimiz gibi onlardan yardım almadan yaptığımız hizmetlerde de engelleniyoruz. Yeni bir yedek su kaynağı için bir baraj yaptık, borularla şehre getirip, daha kaliteli su içmelerini sağlamak istedik, bizde Kalabak su var ve parayla satılır, asıl şebeke suyunu Porsuk Barajı’ndan sağlıyoruz, oysa bu yeni su evdeki musluklardan akabilecek ve Kalabak kadar lezzetli bir suydu. Bu, seçilmiş bir iktidar partilinin çalışmaları yüzünden durmuştur. Bu kadar engellenirken nasıl iş yapıyorum önce üretim yapabileceğim kurumları oluştururuz, kendimiz üretiriz, başkalarına bağımlı olmayız, iş makinalarını kendimiz tamir ederiz, büyükşehirde bununla ilgili Ar - Ge de kurduk. Üniversitede de öyle belediyede de öyle yaptık ilk iş atölyeler kurduk, aklınıza ne geliyorsa üretip hizmete sokuyoruz. Eskişehir’in nüfusu arttı, 800 binin üzerinde büyükşehir yasasından sonra 544 mahalle sorumluluğuma girdi.”

HİÇ BİR PARTİNİN ROZETİNİ TAKMADIM

 “90lı yıllarda CHP Refah partisine şöyle bakıyordu, siz belediyeleri iyi yönetiyorsunuz orda çalışın gibi bir anlayış vardı. CHP halkın partisiyken elitlerin partisi algısı oluştu, AK Parti bugünlere belediye hizmetleri sayesinde geldi diye bir düşüncem var. Siz ne düşünüyorsunuz” sorusuna Büyükerşen şöyle cevap verdi: “Bu algı özellikle rakipler tarafından yaratıldı, büyütüldü, belediyecilik bir parti işi değil bir hizmetkarlık işi. Siyaset şehirlerde gelirler arasındaki farkları giderecek eşitliği sağlayacak işler yapabilmektir. Rahmetli Ecevit döneminde ve sonrasında asla rozet takmamışımdır, 1999’da ilk defa seçildim, kalabalık bir grupla o tarihte 3 belediyeyi de kazandık, kürsüye çıktım ilk sözüm teşekkür etmekti sonra da ilk icraatım rozeti çıkarıp kürsünün üzerine bırakmak oldu. ‘Bu andan itibaren herkesin belediye başkanıyım’ dedim. Siyaset çok sert bir hale geldi, toplum 2’ye bölündü ama burada kabahat kim başlattı bunları? büyükşehir meclisinde ben azınlıktayım, öyle hayırlı projelere hayır diyorlar, böylesine ters inat bir siyaset güdülüyor. Hatalar olmuştur, bırakalım bir tarafa, önümüze bakalım, siyaset genç kuşakların gıpta edeceği çok erdemli bir meslek haline gelmeli.”

Alpu’da yapılması planlanan Kömürlü Termik Santral konusunda gelen soruyu da yanıtlayan Büyükerşen, bunun, tarıma, hayvancılığa, doğaya yer altı ve yerüstü sularına insan sağlığına ciddi zararları olduğunu belirterek, doğal enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğini belirtti. Eskişehir’in kömürlü termik santrale karşı olduğunu kaydeden Büyükerşen, kentin geleceği için buna izin vermeyeceklerini söyledi.

Büyükerşen okul yıllarında neden dayak yedi?

Büyükerşen okul yıllarında radyoculuk yaparken arkadaşlarından nasıl dayak yediğini anlattı, Büyükerşen bu ilginç anıyı şöyle anlattı: “Okulun radyosunda çalışırken arkadaşlarımdan esaslı bir dayak yemiştim, nedeni de; Yaz gelince okuldan kaçmalar yoğunlaşırdı, bir lise müdürümüz vardı, bunu önlemek için her gün kaçan öğrencilerin listesini okuma görevini bana verdi sonra o kaçan arkadaşlardan esaslı bir dayak yemiştim.”

Büyükerşen Balmumu heykel yapmaya nasıl başladı

Yılmaz Büyükerşen aynı gün içinde NTV’nin canlı yayınına da katılarak, İstanbul’da açılan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi ile ilgili merak edilenleri anlattı.

Eskişehir’de 2013 yılında bir balmumu heykeller müzesi açılmış ve büyük ilgi gören müze ziyaretçilerin uzun kuyruklarda bekleyerek gezebildiği müzelerden biri olmuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı balmumu heykellerinin yer aldığı "Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi”nin İstanbul’da da açılmasının ardından NTV’ye katılarak müzeye ilişkin bilgi veren Büyükerşen, balmumu heykelleri yapmaya nasıl başladığını da anlattı.

Büyükerşen balmumu heykel yapmaya başlama öyküsünü şöyle anlattı: “Heykel benim hayatıma doçent olduktan sonra girdi İngiltere’ye gittiğimde Madame Tussauds Müzesi’nde Atatürk heykelini görmek istiyordum onunla fotoğraf çektirme hayalim vardı. Ancak buradaki heykeli görünce hayal kırıklığına uğradım, çok üzüldüm oradan çıkar çıkmaz Türk büyükelçiliğine gittim, bunu değiştirelim dedim, sonra Türkiye’deki heykeltıraşlara söyledim ve balmumu heykelini yapıp hediye edelim dedim. Ancak balmumu sanat değildir, yapamayız gibi şeyler söylediler, onlar yapamayız deyince ben bunun peşini bırakmadım, sonra yurtdışından kitaplar getirip çalışmaya başladım.” Sonrasında balmumu heykeli yapım aşamasında bazı sorunlar yaşadığını ifade eden Büyükerşen, “Bir gün İngiltereye tekrar gittim, inceledim, önümde bir İngiliz aile geziyordu, küçük çocuk bir şey gösterdi, balmumu heykelin parmağını kırmış annesi de alıp attı ben de bu parçayı alıp incelettim. Ve başladık” dedi.

BALMUMU BENİ DİNLENDİRİYOR

Osmanlı padişahlarından başlayıp, Atatürk heykeli yapmaya başladığını anlatan Büyükerşen,  12 yıl sonra kendi yaptığı balmumu Atatürk heykelini Madame Tussauds Müzesi’ne gönderdi ve sonrasında pek çok şehirde kendilerinin yaptığı Atatürk heykellerinin sergilendiğini anlattı. Türkiye’ye sanat insanı siyasetçi olarak hizmet vermiş kişileri seçtiğini onların balmumu heykellerini yaptığını anlatan, Büyükerşen, “İstanbul’da en son yaptığım İstanbul’da sergilenen Süleyman Seba’dan tutun Fazıl Say’a Turgut Özakman’a pek çok isim var. 190 tane var Eskişehir’de, buranın geliri de kız çocukları ve engelli çocukların eğitimine gidiyor” şeklinde konuştu.  Heykel yaparken dinlendiğini ifade eden Büyükerşen,  “Balmumu yaptığım her şeye uyum sağlıyor ve istediğim her şekli alıyor. Birkaç sene daha yapmaya devam edersem ayrı bir basın müzesi oluşacak” dedi.  

Editör: TE Bilişim