Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi Prof.Dr.Alpaslan Demir akademik çalışmalar kapsamında geldiği Eskişehirde hemşerilerinin davetini kırmayarak Eskişehirdeki Gümüşhaneliler Derneğinde söyleşiye katıldı.

Gümüşhane tarihi üzerine geniş inceleme ve araştırmaları bulunan Prof.Dr.Alpaslan Demir  doğduğu topraklar olan Gümüşhane’ye bir vefa duygusu olarak çalışmalarının bir kısmını bu doğrultuda yaptığını sözlerine ekledi.

Konuşmasında köyü Akçahisar’ın ilk üniversite okuyanı olduğunun altını çizen Prof.Dr.DEMİR, özetle şunları söyledi.”Herkes kendi gücü ölçüsünde memleketine hizmet etmelidir. Gümüşhane’ye toplamda 4-5 kez ancak gidebildim. Ama gitmesektegörmesekte orası bizim vatanımız.Ben tarihçiyim.Gümüşhanemizin  tarihi ile ilgili birşeyler ortaya koyabilmeliyim diyerek işe başladım. İlimizin geçmiş dönemlerine ait araştırmalar yaptım ve yapmaya devam ediyorum.Osmanlı arşivlerinden önemli bilgi ve belgelere ulaştım. Tekke köyünde Çağırgan Baba var. İlimizin manevi hamurunu yoğuran önemli bir şahsiyet.Bu konuda araştırma yapmak üzere bir öğrencime görev verdim. Çalışma devam ediyor. Belgeleri bana ulaştı. Çağırgan baba tekkesini yazıyoruz şimdi.Bitince sizlerle paylaşacağım.Ülkemizin dört bir yanında yaşayan hemşehrilerim beni çağırdıklarında mutlaka gitmeye çalışıyorum.Özellikle Derneklerimiz bu konuda çok duyarılı.Bu sebeple Eskişehirdeki Gümüşhaneliler Derneğini tebrik ediyorum.Hemşerilerimle bir arada olmak benim için önemli.”

Aşağı-Yukarı Dere özelliği

Gümüşhanenin tarihi geçmişi ile önemli bir noktada olduğunu Trabzondan çıkıp Tebrize giden ana yolun üzerinde bulunduğunun altını çizen Prof.Dr.Alpaslan Demir sözlerini şu cümlelerlesürdürdü.”Tarihte bu coğrafyada çıkan Gümüş ve Altın madenleri ilimizin önemini arttırmıştır.  Osmanlı döneminde basılan bazı paralarda Canca ve Gümüşhane yazıyor.Biraz daha geriye doğru gittiğimizde Gümüşhanenin iki ayrı hat olarak ayrıldığını görüyoruz.Tekke ile Akçakale sınırı Akçakale boğazından Ziganaya doğru olan bölge “aşağı dereyi” oluşturuyor.Tekkeden Vauk dağına kadar olan bölge ise “yukarı dereyi” oluşturuyor.Aşağı dere ile yukarı dere dediğimiz kesimlerin Osmanlı tarafından fetih tarihleride farklıdır.Önce aşağı dere fethedildi. Sonra yukarı dere.Bu fetihler arasında yaklaşık 40-50 yıllık bir zaman farkı vardır. Aşağı Dere Fatih döneminde yukarı Dere Yavuz döneminde feth edilmiştir.  Burada kültürel bir ayrımda var.Aşağı Derede kemençe vardır. Yukarı derede davul zurna.Bu özellik düğünlerde daha belirgin olarak karşımıza çıkar.” Dedi.

Gümüşhane Belediyesine çağrı

Gümüşhane Belediyesi ile Gümüşhane Valiliğinin resmi internet sitesinde Gümüşhanenin tarihi isminin “Argyropolis ” yani “gümüş kent” olduğu yazıyordu. Verilen tepkilerden dolayı valilik bunu kaldırdı.Ama Belediyemizin  resmi internet  sitesinde hala bu yazıyor. Gelmeden önce kontrol ettim. Ama böyle bir yerleşme yok.Gümüşhanenin ilk kuruluş yeri Süleymaniye mahallesidir. Kanuni İran seferine çıktığında bu bölgeyi fethediyor ve madenlerin bulunduğu bölgeye bir cami etrafına evler  yaptırılmasını emrediyor. Çünkü çevrede gümüş madenleri var burasının yerleşim yeri olabileceğini öngörüyor.Önce Canca deniliyor sonrasında Gümüşhane ismi veriliyor. Şimdi Kanuni’nin  kurduğu  bir kente “Argyropolis ” diyemeyiz.”dedi.

Söyleşinin sonunda hemşerileri adına katılımından dolayı Prof.Dr.Alpaslan Demire teşekkür eden Dernek Başkanı İrfan Ataman bu tür sosyal ve kültürel faaliyetlerin devam edeceklerinin altını çizerek katılanlara da ayrıca teşekkür etti.

Söyleşiye katılan hemşerilerimiz, böylesi zengin ve ilimizin tarihi geçmişine ışık tutacak söyleşiye vesile oldukları için dernek yönetimine teşekkür ettiler.

Editör: TE Bilişim