“Üzülerek belirtmeliyim ki! Ülkemizde yaşanan ve gün geçtikçe ağırlaşan ekonomik tablo; vatandaşlarımızın yaşam koşullarını katlanılmaz hale getirmektedir. Bize göre; bugün itibariyle, memleketin bir numaralı meselesi; hayat pahallığı, yoksulluk ve giderek azalan alım gücüdür.

Türk İş’in mayıs ayı araştırmasına göre,  yıllık gıda enflasyonu yüzde yüzü aşarken; açlık sınırına kıyasla asgari ücret çoktan erimiş, yoksulluk sınırı ise yaklaşık 20 bin TL’ye ulaşmıştır. Bu hesaba göre, vatandaşlarımızın neredeyse yüzde doksanı, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Buna mukabil, Sn Cumhurbaşkanının;  alaycı ve üstenci bir ifadeyle, ülkemizde açlık ve yoksulluk olmadığı yönündeki açıklaması ise büyük bir hezeyan olmanın yanı sıra, ülkedeki gerçeklikten ne kadar uzaklaşıldığının da acı bir göstergesidir.

Yıllardır ifade etmeye çalıştığımız ve bugün itibariyle büyük bir sorun haline gelen,  tarım politikamızdaki yanlışlıklar ve temel gıda arzında yaşanan sorunlar, sonuç olarak gıda marketlerini kaosun merkezi haline getirmiştir. Oysa bu bir devlet politikası olmalı ve planlı bir şekilde yönetilmelidir.  Bütün bu yaşananlar, uyarılarımızın haklılığını bir kez daha ortaya çıkarmakta; gıda üretiminin de özel sektörün ve piyasanın insafına bırakılamayacak kadar önem arz ettiği gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bize göre, tarımsal üretim milli bir meseledir ve bağımsız bir üretim politikamızın olmaması da ayrıca bir beka sorunudur. Dünyada pek çok ülkenin gıda stokladığı ve bazı temel gıda maddelerinin ihracatını kısıtladığı bir dönemde, yıllar evvel bu uyarıları yapmış ve önümüzdeki yüz yıl da gıda savaşları olabileceğini öngörerek, kaygılarımızı kamuoyuyla paylaşmıştık.

Ülkemizde, bir türlü durdurulamayan çılgın bir enflasyon baş göstermiş ve tüm yaşamsal maliyetler geçen yıla oranla, yüzde üç yüzler seviyesinde artış göstermiştir. Sadece son üç ayda akaryakıta gelen zam oranları, yüzde ellinin üzerindedir. Bununla birlikte, konut fiyatlarındaki artışlarla, insanların; en temel ihtiyaçları olan yiyecek ve barınmayı dahi gideremeyecek bir noktaya gelmesi, bizleri ziyadesiyle üzmektedir. Öyle anlaşılıyor ki! Ülkemizin geleceği, özel sektörün ve uluslararası sermeyenin keyfiyetine terk edilmiş ve bir bilinmezliğe doğru gidilmektedir. İktidar değişmeden mutfaktaki yangının sönmeyeceği de artık gün gibi aşikârdır. Bülent Ecevit’in dediği gibi “çokça üretip, hakça bölüşmeden”  ülkemizin aydınlığa çıkması da mümkün olmayacaktır”

Editör: Mustafa YILDIRIM