Fransa Ankara büyükelçisi başkan Ünlüce’yi ziyaret etti Fransa Ankara büyükelçisi başkan Ünlüce’yi ziyaret etti

 Hayvanların yaşama hakkına saygı duymak, onların yaşam alanlarını engellememek ve evrende insanlardan başka canlıların da yaşadığının farkında olmak amaçlanarak her yıl 4 Ekim’in dünya çapında Hayvanları Koruma günü olarak kutlandığını söyleyen Av. Pınar Cengiz, geçen yıllar içerisinde hayvanları koruma gününü kutlamaktan çok uzak bir noktada olduğumuzu ifade etti. Cengiz, “Ülkemizde ve dünyada vicdanla ve insanlıkla bağdaşmayan ve artarak devam eden hayvan hakkı ihlalleri karşısında sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın her ihlali daha ağır yaptırımlara bağlayan etkili bir kanuna ihtiyaç bulunmaktadır. Mevcut yasal düzenlemeler beklenen sonucu almaktan çok uzaktır. Öncelikle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilerek, hayvanlara karşı işlenen suçların canlılara karşı işlenmiş suçlar olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bunun için 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu yerine, hayvanların yaşama hakkını temel alan bir “Hayvan Hakları Yasası” çıkarılmalıdır. Yasalar tüm hayvanları esas alacak şekilde düzenlenmeli, hayvana karşı şiddet karşısında göstermelik değil, caydırıcı ve yaptırım gücü yüksek cezalar öngörülmeli, muhakeme şartı kaldırılarak bu suçlar re'sen soruşturulmalıdır.” dedi.     

Hayvan deneylerine yönelik kanuni düzenleme gerekli

Bakım evlerinin hayvanların hapsedildiği bir yer olmaması gerektiğini ve hayvanların kısırlaştırılıp aşılandıktan sonra yaşam alanlarına geri bırakılması gerektiğini vurgulayan Cengiz, “Gerek ilgili Bakanlık gerekse belediyeler hayvanlara karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmeli, sıkı bir şekilde denetlemeli, görevlerini ihmal eden kamu çalışanları cezalandırılmalıdır.  Hayvan deneyleri, avcılık, at yarışları, gelenek adı altında meşrulaştırılan tüm hayvan dövüşleri istisnasız yasaklanmalı ve ağır yaptırımlarla cezalandırılmalıdır. Yasak ırk diye tabir edilen hayvanlar aşılanıp kısırlaştırıldıktan sonra yuvalandırılmalıdır, hayvanlar üzerinde deney yapılması ile ilgili bir kanuni düzenleme yapılması da zorunludur ve en önemlisi belki de en zoru dünyada yalnız olmadığımız gerçeğinin farkında olmayan insan canlısının hayvan hakları ve hayvanlarla birlikte yaşamak konusunda bilinçlendirilmesinin zorunlu olmasıdır.” ifadelerini kullandı. 

Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak, hayvanlara yönelik her türlü şiddetin, sömürünün ve hak ihlallerinin karşısında olduklarını belirten Cengiz, mücadeleye devam edeceklerini yineledi.