WhatsApp Image 2022-06-18 at 17.21.46 (1) 

1994 yılında Birleşmiş Milletler, çölleşme konusundaki farkındalığı arttırmak ve küresel ölçekte mücadele için iş birliği ortamı oluşturmak amacıyla 17 Haziran gününü “Dünya Çölleşme ve Kuralıkla ile Mücadele Günü” olarak ilan edildi. 1995 yılından beri kamu ve sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirdiği çeşitli faaliyetlerle kutladığı Dünya Çölleşme ve Kuraklık ile Mücadele Günü’nde, çölleşmenin ve kuraklığın önüne geçmek için çeşitli araçlar olduğu ve başarıya ulaşmak için toplumun tüm fertlerinin birlikte çalışması gerektiği mesajı veriliyor. Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele gününün bu yılki teması ise kuraklığın ve bunun korkunç sonuçlarının önlenmesi için erkenden eyleme geçilmesini vurgulamak üzere "Kuraklıktan beraberce çıkmak" şeklinde belirlendi.

WhatsApp Image 2022-06-18 at 17.21.46

KURAKLIK GIDA KITLIĞI VE İŞSİZLİĞİ GETİRECEK

17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yapan Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi Yönetim Kurulu adına Başkan Av. Hüseyin Akçar,

“Bizler insanlığın geleceği adına topraklarımızı, suyumuzu korumak ve verimliliklerini kaybetmeden gerekli tedbirleri almak zorundayız. Bizler, bu sese kulak vermek için bugün buradayız. Bilindiği üzere toprak; varlığında zenginlik ve refah, yokluğunda ise; çölleşme, açlık ve yoksulluk demektir. Bu yüzden; hayat kaynağımız toprağın her karışına ve suyumuza sahip çıkmamız gerekmektedir.” ifadelerini kullandı. Kuraklığın; başta gıda kıtlığı, açlık, göç, işsizlik, yoksulluk, savaş ve istikrarsızlık olmak üzere çeşitli sonuçları beraberinde getirerek dünyada bir milyardan fazla insanı doğrudan etkileyen, ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel açıdan olumsuz etkileri olan sessiz bir felakete dönüştüğünü belirten Akçar, “Toprakların korunması, tabii kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve gıda güvenliğinin sağlanması için küresel ölçekte çölleşme ve erozyonla mücadele edilmesi bir zorunluluktur.” dedi.

WhatsApp Image 2022-06-18 at 17.21.47

SANATIN ANLATIM GÜCÜNÜ KULLANDIK

Bugün gelinen noktada emeği olan tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, halka fidan sevgisini aşılayarak, onları fidan dikmeyi özendirerek farkındalık oluşturan tüm sivil toplum kuruluşlarına şükran duyduklarını dile getiren Akçar, “İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu tehlike ile baş edebilmenin yegâne yolu, bizlerin birlikte hareket edebilmesidir. Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi olarak farklı bir basın açıklaması gerçekleştirelim istedik. Bu sayede insanların toprak ve çölleşme konusunda bilinçlendirilmesinde büyük mesafeler alınacağını, sanatın anlatım gücünü ve bilinçli insanların sayısının daha da artacağına sizlerle paylaştık.” şeklinde konuştu.  

SUYA TOPRAĞA TEHDİT

Eskişehir’de yürüttükleri çevre faaliyetlerine ilişkin de bilgi veren Akçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehrimizde mücadelesini ısrarlar sürdürdüğümüz ve sonuç aldığımız kömürlü termik santralin yapılmak istenmesi, tehlike halinde varlığını sürdüren Sevinç Mahallesi’nde kömürlü maden ocağı işletmesinin yapılmak istenmesi, Kaymaz’da planlanan atık depolama tesislerinin yapılması süreci şehrimizde yaşayan insanların suyuna, toprağına bir tehdittir. Suyun hayatımız için ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun farkına vararak hareket etmek hepimizin vatandaşlık görevidir. Birlikte sürdürülebilir bir gelecek inşa edelim ki, geçmişin verimli toprakları, nüfuslarından ve biyolojik çeşitliliklerinden arındırılmış çöller olmasın.”