Eğitim İş Şube Başkanı Hüseyin Yurtman, “Öğretmenler Günü, biz eğitim emekçileri için sadece bir kutlama değil, sesimizi duyurmanın da günüdür” diye konuştu.  

Öğretmenler Günü'nde eğitim emekçileri için gelinen acı noktayı Yurtman şöyle özetledi: “Ülkemizdeki eğitim ve bilim emekçileri, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralardadır. Geçtiğimiz yıllar içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşlar, rakamsal olarak artmış gibi görünse de enflasyon nedeniyle insanca yaşam seviyesinden daha da uzaklaşmıştır. Satın alma gücü düşen öğretmenlerimizin yarısından fazlası ancak ek işler yaparak geçinebilir hale gelmiştir. Pandemi sürecinde neredeyse sabah akşam bilgisayar başında, mesai kavramından yoksun bırakılarak çalışan öğretmenlerimiz, ek ders ücreti gibi hak edişlerinden de olmuştur. Seçim boyunca hükümetin dilinden düşmeyen 3600 ek gösterge konusunda da hiçbir adım atılmamıştır. Hükümetin gözünde öğretmenlerin emeği gibi canının da bir kıymeti olmadığı ortaya çıkmıştır. Korona konusunda halkı doğru bilgilendirmeyen hükümetin, eğitimde de gereken önlemleri almadan okulları bir açıp bir kapatması da öğretmenlerin ve öğrencilerin canını tehlikeye atmıştır.”

NELER YAPILMALI

Bu karanlık tablonun aydınlığa kavuşması için yapılması gerekenleri de aktaran Eğitim İş Şube Başkanı Hüseyin Yurtman, şunları söyledi: “Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınması, eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi, gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınması, iş güvencesinden yoksun sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının, hükümetin ekonomi ve eğitimde din eksenli politikaları ile değil, gerçekçi bir biçimde belirlenmesini, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesi şarttır.”