Çanakkale Zaferini kutlama ve şehitleri anma etkinliklerini geride bıraktık.
Eskişehir’de şehitlerine yakışır etkinliklerde bulunuldu. Törenler düzenlendi, şehitlikler ziyaret edildi. Devlet Övünç Madalyaları takıldı.
Bu yıl geçen yıllardan değişik bir şekilde 10 şehidimizin adı, 10 ayrı okula verildi.
Bundan güzel bir şey olamaz.
Şehitlerimizin adlarının okullarda, parklarda, cadde ve sokaklarda yaşaması kadar güzel bir şey yok.
Bu ülke Çanakkale Savaşı’ndan tutun da, Kurtuluş Savaşı, Kore ve Kıbrıs Barış Harekatlarında nice şehitler vermiş.
Ayrıca son 30 yıldır da uğraştığımız terör belasında binlerce gencimiz kara toprağa düştü.
Tamam belki şehitlerimizin hepsinin adı bir yerlere verilmeyebilir ama, onları temsilen verilen şehit isimleri de önemlidir.
Dedim ya 10 şehidimizin adı çeşitli okullara verildi.
Ancak burada dikkat çeken anlamsız uygulamalar olduğunu gördük.
Örneğin bir şehidin adı kaldırılıyor, bir başka şehidin adı veriliyor.
Acaba bu nasıl açıklanacak.
Sinan Alağaç gibi kentin sembolü olan Eskişehirspor’un ve milli takımın kaleciliğini yapmış milli bir sporcunun adı verilmiş bir okula o kaldırılıyor.
Edebalı ve Yunus Emre Eskişehir ile özdeşleşmiş isimler.
Bu isimler de kaldırılıyor.
Bir de okullar yapıp devlete bağışlamış insanlar var.
Kimi tamamını yaptırmış, kimi yapımına katkıda bulunmuş ya da kimi arsasını vermiş.
Bir zamanlar o kadar gündemdeydi ki.
Okul yaptır kendinin veya adının yaşamasını istediğin bir yakınının adını okula ver.
Milli Eğitim Bakanlığı da bu konuya sıcak bakıyor, hatta kampanyalar bile düzenleniyordu.
Bu çağrılara uyup çok sayıda okul yaptıran hayırsever vatandaşların isimleri bu okullarda yaşıyordu.
Baktık isimleri kaldırılanlar arasında okul yaptırıp bağışlayanlar da var.
Düşünce çok güzel, şehitlerimizin isimlerinin okullara verilmesi çok anlamlı.
Ama uygulama biraz yanlış gibi geldi kamu vicdanına…
Bir açıklaması vardır herhalde.