‘Eskişehirspor Eskişehir’in vitrinidir’ diyen tecrübeli teknik adam Fuat Çapa, “Eskişehir ne şehir olarak ne de kulüp olarak bu ligi hak etmiyor. Bunu yapabilmek için de Eskişehir’in dinamiklerinin elini taşın altına koyması gerekir” dedi.
 
RÖPORTAJ: GÖKHAN KOÇAL
 
1968 yılında Emirdağ’da dünyaya gelen Fuat Çapa, 4 yaşında önce Fransa’ya ve hemen ardından uzun yıllar yaşayacağı Belçika’ya ailesiyle beraber göç etti. Bankacılık okuyan Çapa ilk teknik direktörlük deneyimini henüz 30 yaşındayken 3.Lig takımı olan KV Turnhout’u çalıştırarak yaşadı.4 yıl çalıştırdığı KV Turnhout ile şampiyonluk sevinci yaşayan Çapa teknik direktörlük kariyerinde önemli kırılma noktası yaşadı.  Çapa’nın, Türkiye ile yolu ise 2007 yılında kesişti.Gençlerbirliği’nde başlayan Türkiye macerasında Kasımpaşa, Kayseri Erciyes, Antalyaspor ve Boluspor gibi takımlarla çalıştı.Eskişehirspor’la anlaştığında ise artık “gönlündeki takımın” başındaydı.  Başkan Halil Ünal’ın teklifine tereddütsüz ‘Evet’ yanıtını veren Çapa, 26 Haziran’daki imza töreninde Eskişehirspor’a olan sevdasını işte bu sözlerle özetledi: “Bugüne kadar Es-Es gönlümüzde vardı, artık boynumuzda olacak.”
 
Eskişehirspor’dan ilk teklif geldiğinde neler hissettiniz. Neler düşündünüz?
 
Eskişehirspor’la her zaman yakındık. Biz malum, Emirdağlıyız. Baba evim Emirdağ, benim evim Eskişehir’de. Babam da uzun zamandır burada yaşıyor. Ama Eskişehirspor’la olan yakınlığım 2010-11 sezonundan beri. Başkanımız Halil Ünal’la da o yıllardan beri tanışıyoruz.Her görüştüğümüzde, her konuştuğumuzda beraber çalışmak istediğimizi söylerdik birbirimize. Eskişehirspor hoca aradığında benim sözleşmem olurdu, benim sözleşmem olmadığında Eskişehirspor’un bir hocası.Hiç denk gelmezdik.Nasip bu sezonaymış. Halil Başkan aradı, durumu anlattı. Eskişehirspor’un senin benim gibi bu şehri sevenlere ihtiyacı var hocam, dedi. Ben de geldim. Şartlar ne olursa olsun, Eskişehirspor benim için önemli bir camia. Burası özel bir kulüp, özel bir şehir.
 
Zor bir dönemde takımın başına geldiniz. Eskişehirspor camiası olan bir kulüp. Şehirdeki atmosferi nasıl  görüyorsunuz? 
 
Eskişehir bir Avrupa şehri. İnanın dememe gerek yok. Bir çok Eskişehirli bu şehirle gurur duyuyor. Bir de Eskişehirspor gerçeği var. Geçen yıllarda bir araştırma yapılmış. Hangi şehir hangi takımı tutuyor. Ülkenin çoğunluğu İstanbul takımlarını tutuyor. İstisnası, Türkiye’de iki şehir var, biliyor musunuz? Eskişehir ve Trabzon. Şimdi bir de Eskişehirspor gerçeği var. 1970’lerin efsanesi. Müthiş bir atmosferi var kulübün. Şimdi bunlara yöneticilerin, özellikle de Halil Başkan’ın enerjisi eklenmiş. Çok açık söylüyorum. Eskişehirspor’un yerinde bir başka kulüp olsaydı bu görevi kabul etmezdim. Sezona nasıl başladığımızı her Eskişehirsporlu biliyor. Bir futbol adamı için burada çok risk var şu anda. Ama şehre gönülden bağlıyım, üstelik bu güzel şehir Eskişehirspor’u seviyor. Eskişehir ve Eskişehirspor. İkisi birden her türlü riski almaya değer.
 
 
ESKİŞEHİRSPOR ÇOK BÜYÜK BİR İSİM
 
Eskişehirspor çok büyük bir isim. Bakın dışarıdan Eskişehirspor’a bakanlar, buradaki tribünü, tarihi, ambiansı bilenler bu değerin farkında. Bir futbol kulübü için çok ideal bir şehir. Dedim ya bir Avrupa şehri. İngiltere’den Hazard’ı al getir burada yaşar. Ronaldo, “Ben nereye geldim” demez.Çünkü Eskişehir’in Avrupa şehirlerinden hiç bir farkı yok. Dahası var. Hiç bir Avrupa şehri Eskişehir kadar genç değil. Bu şehir dinamik. Bütün bunlar bizim için büyük avantaj. Bir de bu kulübün tarihi var. Türk futbolunda Anadolu’nun ilk yıldızı Eskişehirspor. Bütün bunları düşünerek Eskişehirspor’da çalışmak lazım. Bu sadece benim için değil, futbolcu veya yöneticiler için değil, çaycısından bekçisine bütün çalışanları için geçerli. Biz Eskişehirspor’u temsil ediyoruz. Biz Eskişehirspor için çalışacağız. Önemli olan birlik ve beraberliği sağlamak ve buradaki değeri doğru taşımak.
 
‘O sene bu sene’ parolasıyla yola çıkıldı. O başarı nasıl yakalanacak. Şampiyonluğa gidilen yol nasıl olacak?
 
Futbol bir bütün. Sahanın dışıydı, içiydi veya sezonun ortası, öncesi. Elbette bugün şimdi ve bana düşen görev, o sene bu sene demektir.Birbirimize güven vereceğiz. Üstelik burası Eskişehirspor! Eskişehirspor tabiri caizse bu liglerde şampiyonluğa mahkumdur. Öte yandan gerçekler var. Lig şimdi, bugün başlasa açıkcası bu hedefimiz bir hayale dönüşür. Kulübün içinde bulunduğu sıkıntılar malum. Buna rağmen iyi transferler yaptık. Ama geriden geliyoruz. Yeni transferler Bolu kampına yetiştiler. 34 maçlık bir maratonda sadece 11 futbolcuyla oynayamazsınız. Şampiyonluk kadro derinliği sayesinde olur. Şu anda o rakama ulaşmak için 2-3 oyuncu, direk oyuna katkıda bulunacak oyuncuya ihtiyacımız var.
 
 
  
Boluspor’da da sıfırdan bir kadro kurmuştunuz.Bu sizin kaderiniz mi?
 
 
Bolu’daki ve buradaki şartlar çok değişik. Bolu’da şampiyonluk parolası ile bir kadro kurmamıştık. Bir yapılanma içerisindeydik.  3 yıllık bir yapılanmanın temeliydi. Türkiye’de özellikle futbol haftalık. Uzun dönemli plan yapamıyorsunuz. Çünkü  3-4 maç üst üste kazanıyorsanız şampiyonluğa oynuyorsunuz, 3-4 maç üst üste maç kaybediyorsanız paniğe kapılıyorsunuz. Plan yapmak çok zor. Türkiye’de plan yapmak bir hafta sonraki karşılaşmayı kazanmak. Türkiye’deki futbola bakış açısı bu. Bu bakış açısıyla uzun dönemli işler yapmak zor. Her sene takımlarımız yeni bir takım kuruyor.  Her sene her takım 15  transfer yapıyor.   Geçen sene 10 tane futbolcusu duran takım da 15 transfer yapıyor. Hatta daha fazla yapıyor.Türkiye’deki en büyük sıkıntılardan bir tanesi bu. Baktığımız zaman bu ligde çok fazla oyuncu yok.  Bu ligin üstünde ve bu ligi şampiyonluğa taşıyacak oyuncu sayısı en fazla 15-20 tane.  Bu 20 futbolcu içerisinde sen kimleri alabiliyorsun bu çok önemli. O oyuncu grubunu buraya getirebilmek için bir sürü etken var.
 
 
Transfer sürecinde Adana Demirspor ile Eskişehirspor ismi çok karşı karşıya geldi. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
 
Türkiye’de futbolcu havuzu çok geniş değil. Her takımın isteyeceği 15-20 tane futbolcu var.  Çok fazla seçeneğiniz yok. O isimlerin değişik takımlar anılması gayet normal.  Çok fazla seçeneğiniz olmadığı için x futbolcu 3-4 takımla adı anılabiliyor. Biz de yeni bir takım kuruyoruz. Adana Demirspor da baştan kuruluyor adeta. E havuz dar, dolayısıyla bazı futbolcular konusunda bir çakışmanın yaşanması normal. Her transfer döneminde olabilecek konular bunlar. Onların avantajı maddi bir sıkıntıları olmaması.
 
 
 
ESKİŞEHİRSPOR ŞEHRİN VİTRİNİ
 
Eskişehirspor eski şaşalı dönemine dönebilmesi için nasıl bir yapılanma sürecine girmesi lazım?
 
Taraftar gücünden kulüp hiçbir şey kaybetmedi. Halen daha o coşku devam ediyor.  Türkiye’nin en güzel statlarından birine sahibiz. Eksik olan kadroda bir kaç mevki. Önemli olan eksiklikleri biran önce tamamlamak.  Eksik olanı oraya yapıştırmak. Ve Eskişehirspor’u layık olduğu Süper Lig’e bir an önce çıkartmak. Süper Lig Eskişehirspor olmadan tatsız. 
 Eskişehirspor’u tanımayan insanlara  sorsanız 1. Lig’de oynadığını ve geçen sene ligde kalmak için  son  haftalara kadar mücadele ettiğini kimselere inandıramazsınız.  Bundan uzaklaşmamız lazım. Bunu yaptığımız zaman sadece Eskişehirspor kazanmayacak. Eskişehir halkı da kazanacak. Bugün Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, Bursaspor ve Ankaragücü ile oynadığınız zaman  15-20 bin  taraftar bu şehre gelecek. Bu ligde kaç taraftar gelecek bin, 500 ve 100 taraftar… Eskişehir artık bir turizm şehri.Bu turizme futbol turizmini de ekleyin. Eskişehirspor ambiansını yaşamak için bir 10 bin kişinin geldiğini düşünün. Oteller dolu, restoranlar dolu. Bu şehre de ekonomik canlılık katar. Olaya sadece sportif açıdan bakmamak lazım. Aynı zaman ekonomik getirisi var. Eskişehirspor şehrin vitrini. Siz istediğiniz kadar şehri dışarıda tanıtmaya çalışın, tanıtırsınız da ama büyük paralar harcamanız gerekiyor.
 
Bu şehri milli takım maçlarında dünya tanıdı. Çok uzak  değil, hatırlayın UEFA maçlarını. Avrupa bugün Eskişehir’i tanıyorsa bunda Eskişehirspor’un Avrupa kupalarındaki mücadelesinin büyük katkısı var. Bunu tekrarlamak için Eskişehir’in dinamiklerinin elini taşın altına koyması gerekir. Burada bir yönetim var yönetim bu sorunları çözer dememelisiniz. Ama şehir olarak o yükün altına girersen o yük olmaz. Şuan o yük çok fazlasıyla ağır. Ve yönetimimizi çok çok yoruyor.  Başkanımız sürekli kaynak arayışı içerisinde. Maddi sorunları aşıp biran önce sportif meselerle ilgilenmeleri lazım.
 
Türk takımları transferlere çok büyük paralar harcamasına rağmen Avrupa’da bir türlü başarı elde edilemiyor.Türk futbolundaki sorun sizce ne?
 
Türk futbolundaki sorunu sokaktaki çocuklar da biliyor. Biz tespit etmede toplum olarak başarılıyız ancak uygulamada çok gerideyiz.  Herkes aynı tespiti yapıyor ama uygulama çok farklı bir şey. Çünkü planlı, projeli işler yapamıyoruz. Çok duygusal olduğumuz için mantıken yapmamız gereken işlerden uzak kalıyoruz. Hep sonuca odaklı işler yapıyoruz.  Bu haftada yeniyoruz çok mutluyuz. Önümüzdeki hafta kazanıyoruz çok mutluyuz ama diğer tarafta neler kaybettiğimizi göz ardı ediyoruz.  Kazanırken çok şey kaybettiğimizin farkında değiliz.Türk futbolu aslında çok şey kaybetti.  Çok önemli transferler geldi değil mi?Avrupa’da ekonomik açıdan en kötü  ülke biziz.  Kaç takımımız UEFA tarafından denetleniyor.  Siyasi alanda Türk futbolunun bu kadar destek gördüğü bir dönem yok.  Hemen hemen her şehrin yeni bir stadı var.  Bunların hepsi devlet tarafından yapıldı. Bu desteğin şimdiye kadar hakkını veremedik. Ama futbolun güzelliği şu.Her zaman geçmişi değil geleceği konuşursunuz. Bizim de ileriye umutla ama kalıcı çözümlerin planları oluşturarak bakmamız gerekiyor.
 
Türk futbolunda bir eğitim sorunu var o zaman?
 
Eğitim sorunu kesinlikle var. Altyapıdan  kaç tane futbolcu çıkartabiliyoruz. 14 yabancı futbolcu serbest oldu Süper Lig’de her takımın 14 tane yabancısı var. Bizim ligde 10 tane yabancı hakkın var. 5 tanesini ilk 11’de oynatabiliyorsun.  Ortalama her takımın 7 tane yabancısı var. Bizim ligde de serbest bıraksalar eminim 15 tane olur. Ancak hem 1. Lig’de hem Süper Lig’de mücadeleyi götüren 25, 25 toplam 50 futbolcu var. Milli Takım’ın futbolcu havuzu da bu. Dolayısıyla yabancı futbolcuya şu an mecbur kalıyorsunuz. Ama bakın Altınordu örneği bize bir şeyleri kanıtlıyor.Ama birdenbire değil.6-7 senelik bir sabır bu. Hem 1. Ligde mücadele ediyorlar, hem Avrupa’ya hem İstanbul takımlarına oyuncu veriyorlar.
 
Eskişehirspor alt yapısını nasıl görüyorsunuz?
 
Takip ediyorum, eksikliklerini biliyorum ama çok fazla ilgilenemiyorum. Eskişehirspor’un bugünkü durumu ile Türk futbolunu çok fazla aynı kefeye koymamak lazım. Belki de bu sıkıntılı sürecin tatlı bir meyvesi olacak. Şu an kadromuzda altyapımızdan gelen  sekiz futbolcumuz var. Bunlar sadece Eskişehirspor’a değil Türk futboluna bir kazanç.
 
4 milyon nüfuslu Hırvatistan final oynadı. Biz milli takım düzeyinde de çok başarılı değiliz.Burada neler yapmalıyız?
 
Kulüpler başarısız olduğu zaman milli takımımızın başarılı olma şansı yok.  Kulüplerimizdeki Türk futbolcu sayısı fazla olursa o zaman milli takımımızda başarılı olur. 2002 yılında  Dünya 3’üncüsü olduk. O kadronun temelini Galatasaray oluşturuyordu. Aradan kaç yıl geçti?O kadroyu hala sayabilirsiniz.   İstanbul kulüpleri ve diğer Anadolu kulüplerimizden milli takıma giden oyuncu sayısı adet olarak çok az.  Daha önce 6 tane Galatasaray’dan 6 tane Trabzon’dan, bir o kadar Fenerbahçe ve Başiktaş’tan gelen oyuncularla milli takım oluşuyordu. Bugün ise şöyle tablo var. Milli Takım kadrosunun çoğunluğu Avrupa’da yetişmiş orada oynayan futbolcular ve Anadolu Takımlarında forma giyenlerden oluşuyor. Neden, İstanbul takımlarının kadrosundan ilk 11’de oynayan 11 Türk futbolcuyu çok bulabilirsiniz. Alternatifinde yok. Biz gerçekleri görmekten geri kalıyoruz. Bizim uzun zamanlı bir planlama yapmamız lazım. Belçika bunu yaptığında yıl 1988’idi.  Şimdiki milli takım 30 sene önceki yapılanmanın ürünü.  30 sene sabrettiler ve Dünya 3.’lüğünü yakaladılar. Herkes onlardan dünya şampiyonluğu bekliyordu. U21 Belçika milli takımı şuan ki kadrodan daha yetenekli. Hırvatistan milli takımda oynayan futbolcuların kaç tanesi büyük liglerde oynuyor?Hemen hemen hepsi. Bizden kaç tane?Son zamanlarda birkaç futbolcu gönderebildik üst düzey liglere ama yetersiz. Ne zaman Cenk’lerin sayısını artırırsak o zaman başarı gelir.
 
Lucescu döneminde bir gençleşme süreci başladı ama...
 
Bir turnuva kaçırdığımız zaman yeniden yapılanıyoruz. Teknik adam değiştiği zaman yeniden yapılanıyoruz. Kişilere bağlı bir yapılanma olmamalı.  Kendimize öz bir yapılanma olması lazım.  Özellikle altyapıyla ilgili.  Denetlemelerin  daha katı olması lazım.  Bunları gerçekleştirirsek  biz hem Belçika’dan hem de Avrupa’daki çoğu ülkeden başarılı oluruz.  Çünkü bizim gençlerimiz daha yetenekli. Bunu göz ardı etmemeliyiz.
 
Son olarak camiaya neler söylemek istersiniz?
 
Birlik ve beraberlik çok önemli. Bunu taraftar bazında görüyorum ve yaşıyorum. Kulübümüzün kuruluş yıldönümünde de bunu gördük. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar coşku, bu kadar kalabalık bir taraftarı göremezsiniz. Yaz dönemi olması ve transferlerin henüz yapılmamış olmasına rağmen. İnanıyorum taraftarımız her zaman olduğu gibi elinden geleni yapacaktır.Ancak onlardaki çoşkuyu bütün şehre yaymalıyız.İşadamlarımıza, milletvekillerimize, belediyelerimize seslenirsek biraz daha bu işe destek olmaları, sahiplenmeleri gerekiyor.  Küçüklü büyüklü 16 bin esnafı olan, tüccarı olan bir  şehirden bahsediyoruz. 150 milyon borç çok büyük borç değil. Bunu  16 bin ve 1 milyon nüfuslu şehre bölersek  o zaman herkesin az bir katkısı ile her şeyi aşarız.
 
Halil Başkan neredeyse Eskişehirspor’la yatıp kalkıyor.Müthiş bir enerjisi var. Çok çalışıyor. Yakından şahidim. Çözüm bulmak için  gece ikilere kadar çalışıyor, bakıyorsun sabah altıda kalkmış İstanbul yolunda. Tek derdi Eskişehirspor’a kaynak yaratmak. Son derece pozitif. Futbolu biliyor, futbolcuları tanıyor.Oluşturduğu yönetim çok heyecanlı ve fedakâr. Bu insanları yalnız bırakmamalı. Her Eskişehirli gücü kuvveti oranında Eskişehirspor’a destek vermeli.

Editör: TE Bilişim