Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt www.esgazete.com’un sorularını yanıtladı. Son dönemin en çok konuşulan isimlerinden Başkan Kazım Kurt, Belediye yönetimine geldiği günden bugüne yaşadığı zorlukları paylaştı ve vatandaşların merak ettiği konular üzerine açıklamalarda bulundu.

İlk olarak kent yakınına yapılması planlanan kömürlü termik santral konusundaki görüşlerini aktaran Başkan Kazım Kurt, termik santrale karşı olduğunu bu sorunun hukuktan sapmadan çözülmesi gerektiğini söyledi. Kazım Kurt’un Alpu’da inşa edilmesi düşünülen termik santral hakkındaki görüşleri şöyle oldu: “Adına Alpu denilen ancak Tepebaşı termik santrali ile ilgili düşüncelerimi zaman zaman dile getirdim. Ben termik santralin çevreye ve topluma zararlı olacağını düşünenlerdenim, çünkü Türkiye’deki uygulamaları bunu kanıtlamıştır. Termik santralin ‘az yararlı çok yararlı ya da yakındaki kötüdür, uzaktaki iyidir’ deme şansımız yok. Termik santral kurulmamalı. Kömür başka türlü değerlendirilmeli, başka türlü ekonomiye katılmalı ama termik santralle üretilen elektriğin oldukça pahalı olduğunu düşünüyorum. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin tamamının bunu terk ettiğini görüyoruz. O nedenle termik santrale karşıyım.

ALPU DEĞİL TEPEBAŞI TERMİK SANTRALİ

Termik santrale Alpu adı verilip de Tepebaşı’nda yapılıyor olması bu iktidarın yaptığı yanlışların birisidir. Bu, insanları kandırmaya yönelik, uyutmaya yönelik bir harekettir. Doğru olmadığını düşünüyorum. Eskişehir’e çok yakın bir mesafede kurulan bu santralin 800 bin kişinin yaşamını tehlikeye sokacağını hepimizin bilmesi gerekir. Buradan elde edilecek gelirle,

elektrikle, kaybedilecek canların hesaplarının bir tutulması mümkün değildir. Bir de Alpu Belediye Başkanının gazetelere yansıyan açıklamalarını görünce, gerçekten ilkel bir bakış açısı olduğunu tekrarlamakta yarar görüyorum. İktidar olaylar da bu belediye başkanı gibi bakıyorsa, Türkiye’nin sonu gelmiş demektir.

“HUKUKTAN SAPMADAN ENGELLENMELİ”

Bu konuda herkes davalar açtı ve itirazlarını yaptı. Hukuktan sapmadan ve bu yolları tüketmeden buna engel olmalıyız. Bütün itirazlar yapılmalı. İktidar partisinin yetkilileri ile görüşülmeli ve onlara kamuoyu baskısı yaratılmalı. Ve onların içinde Alpu Belediye Başkanı gibi düşünmeyenlerin de olması gerektiğini düşünüyorum. AK Parti’de herkesin Alpu Belediye Başkanı gibi düşündüğünü zannetmiyorum. Oradaki sağduyulu insanların harekete geçirilmesini sağlamalıyız. Davalarında olumlu sonuçlanacağını da düşünüyorum. 2018 yılının Türkiye’sinde Avrupa ile yarıştığı, onların deyimi ile hesaplaştığı günlerde 200 yıl önceki teknoloji ile elektrik üretmeye kalkmamalıyız.

 

“BİZİM GÜNEŞ ENERJİDİ SANTRALİMİZİ ENGELLEDİLER”

Biz Odunpazarı Belediyesi olarak güneş enerjisi santrali kurmak için bütün çalışmalarımızı tamamladık. Bütün izinlerimizi tamamladık. Sadece Büyükşehir Belediye Meclisi’nin imar planına işlemesi gerekiyordu. Maalesef AK Partili belediye meclis üyeleri bunu reddetti. Bu güneş enerjisi santralini, İmişehir ve Türkmentokat Mahalleleri arasında 20 dönümlük bir arazide kuracaktık. Güneş enerjisi santralinin yapılmasını engellediler. Bunu engellemekle kim ne elde etti. Bizim burada üreteceğimiz elektriği termik santral işletecek müteahhitlere mi hazırlıyorlar? Böyle bir işbirliği mi var? İnşallah böyle bir şey olmaz. Odunpazarı Belediyesi’nin müracaatı reddedildikten sonra 40’a yakın özel kişinin güneş enerji santrali kurmasına izin verdi belediye meclisi. Belediyemizin kurup işleteceği ve ekonomik avantaj elde edeceği bir imkânı ise geri çevirdi.

 

KAMU YARARI MI YANDAŞ YARARI MI?

Termik santral konusunda mahkeme kamu yararı olup olmadığına bakmalı. Ancak kamu yararı olmadığı şuradan belli, dünya terk etmiş. Diyor ki; ‘bu zararlıdır.’ Türkiye’de zararlı uygulamalar var, bu da belli. Ayrıca güneş enerjisinden elde edilecek elektrik, rüzgar enerjisinden elde edilecek enerji bundan daha ucuz. Termik santralde diretilmesi bir kamu yararı taşımaz. O maden ruhsatı kimin, kim işletecek, nasıl işletecek? Onlar da yavaş yavaş ortaya çıktığı zaman bunun kamu yararı ile mi, yoksa yandaş yararı ile mi yapıldığı da ortaya çıkar. Ben mahkemelerin doğru değerlendirme yapacağına inanıyorum.”

YAPILAN İŞLER ORTADADIR

AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü’nün “CHP’li belediyeler makyaj siyaseti yaptığı” söylemlerini de eleştiren Başkan Kazım Kurt, Ünlü’nün yaptığı basın açıklamasının korku içinde yapıldığını ve bir parti içi yarışla ilgili olduğunu söyledi. Başkan Kurt konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Onların da ilçe kongreleri bitti, şimdi il kongresi yapılacak. İl kongresinde belediyelerde olduğu gibi metal yorgunu yöneticiler değiştiriliyor. Dündar Bey de yorgun olmadığını göstermek amacıyla bize saldırıyor. Bunun doğru olmadığını bütün Eskişehirliler biliyor. Zaten hem Tepebaşı Belediyemiz, hem Büyükşehir Belediyemizin yaptıkları ortada, Odunpazarı Belediyesi olarak da biz hiç makyaj yapmadık. Doğru işler yaptık, doğru üretimler yaptık. Bizden önce belediyeyi yöneten AK Parti Belediyesi’nin 10 yılda yaptığı işi biz 3 yılda fazlası ile yaptık. Bunları gördükleri için işi küçümsemeye çalışıyorlar. Bu doğru değil, kongre kavgasını bizim sırtımıza yüklemesinler ve kendi içlerinde yapsınlar. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden daha karışık bir parti yoktur.  Sonuçta hepsi Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arsındadır. Eskişehirli belediyelerin yaptığı işler ortadadır. Bunu başka şekilde eleştirebilirsiniz ama makyaj diye değerlendiremezsiniz. Arkadaşlarımız çalışıyorlar, biz yaptıklarımızı Eskişehir halkına daha somut bir biçimde anlatacağız.”

HAMAMYOLU PROJESİ TARTIŞMALARI

Hamamyolu Projesi konusunda yapılan eleştirilere de değinen Kazım Kurt,

Hamamyolu Projesi konusunda kendilerini eleştirenlerin kafasının karışık olduğunu vurguladı. “Biz projeye güveniyoruz” diyen Başka Kurt, projenin bütünsel anlamda başarılı olacağına inandıklarının altını çizdi.

“Bu proje Hamamyolu Caddesindeki meydan ve çevre düzenlemesidir. Bazıları bilerek ve isteyerek bu projeyi küçümseme, aşağılama ve bir algı yaratma yönünde çalışma yapıyorlar. Bizim bu arkadaşlara ne söylesek ikna etme şansımız yok. Şunu herkesin görmesi gerekir, Hamamyolu’nda güzellikler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Biz oradaki çimi kaldırdık. Çimin yeşil olduğunu iddia ediyorlarsa Türkiye dünyanın en yeşil alanı. Ama yeşil alan çim değil ağaç, kalıcı olan ve uzun yıllara yayılan güzellik ağaçtan” diyen Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Biz Hamamyolunda 8- 10 ağacı yerinden söktük ve bunlar Park Bahçeler Müdürlüğümüzde koruma altında. Park ve Bahçeler Müdürlüğümüze dikildi, tutmuş vaziyette ve bir sıkıntısı yok. Bunu 100’lerce ağaç diye sunmaya çalışmak ahlakla bağdaşmaz. Şu an Hamamyoluna 50 tane ıhlamur ağacı diktik. Bunları insanlar görmeye başladı. Diğer bitkiler yani çalı çırpı şeklinde olanlar işlem bitince getirtilip dikilecek. Şu anda inşaat halindeki bir yere koyamayız. Oturma gruplarının ortası ve etrafı köprünün yan tarafları üst tarafları bu tür yeşil bitkilerden oluşacak. Yine yemyeşil bir Hamamyolu görüntüsü ortaya çıkacak. Bu arada Hamamyolu’nun kullanılabilir alanı çoğalacak. Şu an 10 bin metrekare alandan fazla alan, tekrar kullanılabilir hale geldi. Burada yeterince çocuk oyun alanı var, yeterince oturma alanı var. Yeterince ticaret alanı var. Ticaret alanlarını büyük bir şey zannetmesinler. Bunlar yaygınlaşacak ve insanlarımıza daha çok hizmet edilecek. Esnafın da yaşamı kolaylaşacak. Eskiden 3 metrelik bir cadde idi 2-3 metre de bir kaldırım vardı, şimdi cadde ve kaldırım genişledi. Kullanım alanı açıldı. Orası ciddi bir meydan görüntüsü aldı. Şimdiden başladı, sokak müzisyenleri, ressamlar, kültürel sanatsal faaliyetler oralarda olacak. Farklı bir biçimde canlanma olacak. Zaman zaman oralarda kültürel etkinlikler yapacağız, konserler yapacağız. Hamamyolu’nun gerçekten Eskişehir’de ticaret anlamında cazip bir bölge olmasını sağlayacağız. Projenin bitiş tarihi gecikti, biz 29 Ekim diye hesaplıyorduk, bunu da çok abartmanın bir anlamı yok. İnşaatlarda zaman zaman bu tür gecikmeler olur. Bize verilen bilgiye göre 10 -15 gün içinde büyük ölçüde bitmiş olacak. Gecikmenin bizden kaynaklanan

tarafı da var, müteahhitten kaynaklanan tarafı da var. Ama daha çok AK Partili olduğunu varsayan bürokrasiden kaynaklanan, devlet kademelerinden kaynaklanan tarafları da var. Orada tescilini yaptırdığımız anıt ağaç için bir projemiz vardı. Kurum bunu 25 Ekim’de onayladı. Zaten böylece 29 Ekim’de bitirme şansınız olamıyor. Biz oraya bir heykel yapmak sureti ile anıt ağacı koruma altına almak istemiştik. İyi bir heykeltıraşla anlaştık ve oraya bir heykel yaptırıyoruz. Hamamyolu’na başka bir bakış açısı kazandıracağız. O heykeli görmeye gelecek insanlar, anıt ağacı görmek için gelecek. Ya da bu yapılan işi görmeye mutlaka geleceklerdir. En çok tartışılan konulardan biri köprü. Köprünün üzeri açık hava müzesi niteliğinde, sergi salonu niteliğinde kullanılacak. Birçok sergimizi burada yapacağız. İnsanların köprünün üzerinden geçmesini cazip kılacak etkinlikler içinde olacağız. Bu köprü, engellilerin daha kolay kullanması yüzde 7 eğimli yapıldı. Bu da o köprünün en önemli özelli. ”

BİZ ODUNPAZARI’NDA TAŞERON SORUNUNU ÇÖZDÜK

Taşeron işçiliğin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizen Başkan Kurt, Odunpazarı Belediyesi’nde taşeron işçilik ve sendikacılık sorunu bulunmadığına dikkat çekti. Kurt konuyla ilgili şunları kaydetti: “Taşeron işçiye bakışımız çok net. Taşeron işçilik sömürgeciliktir. Emeğin en büyük sömürüsüdür. Yanlış bir uygulamadır, kökünden kalkmalıdır.   Bizim seçim beyannamemizde de, parti programımızda da, partililerimizin basın açıklamalarında da söylediklerinde de iktidar olunduğunda taşeron işçiliği kaldıracağı vardır. AK Parti de söyledi. Her seçimden önce söyledik. Şimdi de seçim yaklaştığı için taşeron daha çok gündeme geliyor. Ben AK Parti’nin taşeron işçiliği kaldıracağını, kaldırabileceğini düşünmüyorum. Çünkü onların temel felsefesi emek sömürüsü üzerine kuruludur. Bizimki emeğin, özgürlüğün üzerine kuruludur. Biz iktidar olursak taşeron işçiliği kökünden kaldıracağız. AK Parti belediye kanunda bir çalışma ile bize belediye çalışanları ile ilgili bir öneri getirdi. Bunu belediye başkanları toplantımızda bunu değerlendirdik, taşeron işçiliği belediye şirketine aktarmak sureti ile farklı bir statüye getirerek kurtarmak istediklerini gördük. Biz buna karşı çıktık, taşeron işçiye kadro istiyoruz.

Kadro vermediğimiz sürece bu sömürü devam eder. İş güvencesi biter ve insanlarında sendikasız çalışmasını teşvik ederiz. Ama biz CHP’li belediyeler olarak bunu başka türlü çalışma yapılabileceğini ispat ettik. Belediye yönetimine geldiğimiz günden itibaren taşeron işçiler dâhil hepsinin sendikalı olmasını sağladık. Belediyemizde böyle bir sorun yoktur, toplu sözleşmeden yararlanmayan işçi de çok az kalmıştır, bu da yasal bazı nedenlerle gerçekleştirilememiştir. Biz Odunpazarı olarak taşeron sorununu çözdük. Hükümete de tavsiyelerimiz olabilir, bizden görüş alırsa söyleriz.”

30 YILLIK SORUN KÜÇÜK SANAYİ

Küçük Sanayi Sitesi’nin taşınmasında yaşanan sorunlara da değinen Kurt, şöyle konuştu: “Eskişehir’in 30 yıldır çözülemeyen sorunu bu, bütün politikacıların ve bütün belediye başkanlarının mutlaka çözeceğim dediği ve proje ürettiği bir alan. Bizden önce başlayan bir kentsel dönüşüm çalışması var. 2010 yılında Büyükşehir Belediyesi orayı kentsel dönüşüm

alanı olarak orayı ilen etti. Sonra, dönemin Odupazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Küçük Sanayi Sitesi alanının Odunpazarı Belediyesi tarafından yapılmasının daha doğru olacağını, bunun kendisine yakışacağını söyledi. O dönemde oy birliği ile kabul edildi. O zaman dedik ki; ‘Bu iktidar partisinin belediyesi, kentsel dönüşüm için iktidarın ekonomik gücüne ihtiyaç var. O zaman verelim bunlar yapsın, puanı da bunlar kazansın ama sanayinin sorunu çözülsün’. Ama maalesef yapamadılar. 2014 yılında biz göreve geldikten sonra bunu gerçekleştirmek için çalışmalara başladık. Oluşturduğumuz 1/5000’lik planların büyükşehir meclisine getirdik, reddettiler. Daha sonra yerel politikacılarla bu işi çözemeyeceğimizi gördük. Yanlış yapıyorlar ve yanlış tartışmalara zemin hazırlıyorlar, bunların patron dedikleri yerlere ulaştık. Oralardan burasının afet riskli alan ilan edilmesini sağladık. 11 Mart 2017’de bütün yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi. Bizim görüşmelerimizde bakanlık yetkiyi Odunpazarı Belediyesi’ne devredecekti, biz de onlar adına bu işi takip edecektik. Ama AK Parti içindeki karışıklık, kargaşa ve kavga bu işi çıkmaza soktu. Bakanlar Kurulu kararı var. Bu kararın altında Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın imzası var. Nabi Bey bakanlıktan ayrılıp, Harun Karacan genel başkan yardımcısı olunca Harun Bey, Nabi Beyin imza attığı projeyi hayata geçirtmek istemiyor, uygulamıyor. Buradan giden politikacılarla birlikte, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na çok ciddi baskılar yapıyor. ‘Bizden habersiz bu işi nasıl yaparsınız?’ diye hesap soruyorlar. Dolayısı ile AK Parti’nin iç çelişkileri düzelir ve rahatlarsa bakanlık yetkiyi bize verecek, bizim maketimiz dahi hazır, sanayi çarşısındaki dönüşümü gerçekleştireceğiz. Benim bu konuda hala umudum var, AK Parti’de ilke yok, kural yok, orada bir yer var ve talimat gelince hepsi eyvallah diyecek ve iş bitecek. Onu her zaman görüyoruz ve söylüyoruz.”

ESKİŞEHİRSPOR’DAN KİMLER NE KAZANDI? ESKİŞEHİRSPOR’A NE KADAR YARDIM ETTİ? AÇIKLANSIN

Eskişehirspor konusunda çözümün kendilerini aştığını ancak Eskişehirspor üzerinden para kazananların bunu açıklaması gerektiğini dile getiren Başkan Kazım Kurt, Eskişehirspor konusunda şunları söyledi: “Eskişehirspor’un ‘ne olacak hali?’ diye bize sormasınlar. Son 5

yılda protokol sıralarını dolduranlara sorsunlar. Başkalarının girmesine rahatsız olanlara sorsunlar. Eskişehirspor’u bu yanlış yönetimler bu hale getirdi. Partizanlığı kulübün içine oturtanlar, bu partizanlığın altında battı. Şu anda Eskişehirspor’un işi kötü. Sinan Özeçoğlu bir fedakârlık yaparak, ikna oldu. Bu riskin altına girecek biri değildi, koskoca bir iş adamı. Eskişehir’in başarılı iş adamlarından, Eskişehir Basket takımını Süper Lige çıkarmış ve yöneticiliğini de kanıtlamış bir adam. Belli sözler almadan bu riskin altına girmez, ama o sözü verenler Sinan Beyi yalnız bıraktı ise ki; öyle oldu. Sinan Bey, çaresizlik içerisinde kulübü aldığı yere bıraktı.  Benim Odunpazarı Belediye Başkanı olarak zaman zaman Eskişehirspor’la ilgili söylediklerimi Eskişehirspor taraftarları da doğru algılamadı. Taraftar çok ezbere, günlük planlarla işe baktı. Ve bu populizm yapılmasına neden oldu. Şimdi sıkıntı çekiyoruz. Şu anda gönüllü bir kahraman bulamazlar. Bulamıyorlar, zaten arayan da yok. 200 milyon’a yakın bir borç var. Bunu kim yapmış, geçmiş dönemdeki yönetimler yapmış. Geçmiş dönemdeki yönetimleri kim yapmış? AK Partililer yapmış. Ciddi ciddi ve resmen bunu yapmış. Bizi sokmadılar bu bölgeler, bizi yanaştırmadılar. Orada kalkıp ‘versinler’ demek ezbere ve boş bir laf. Biz ne zaman ne yapılması gerekiyorsa yaptık. Mesut Bey döneminde de, Halil Bey döneminde de, Sinan Bey döneminde de yaptım. Eskişehirsporluyum ve takımımın, bu pozisyona düşmesine üzülüyorum. Taraftarın da Sinan Beye söz verenleri sıkıştırması lazım. Ben çağırsalar da çağırmasalar da Eskişehirsporluyum. Ben her maça giderim, gittiğim zaman benim oturduğum yer önemli değildir. Ama AK Partililerin il yöneticileri bile protokolleri işgal ederken, şimdi belediyeler gelsin kurtarsın demek doğru bir iş değildir. Üzgünüm, ama çare bizim boyumuzu aşmıştır. Ancak devletin gücü ve imkânları ile bu iş düzelebilir. Stadın isim hakkı verilebilir, orası pazarlanabilir. Kamu bankalarından reklamlar alınır. En azından puan silme tehlikesi ortadan kaldırılır. Takım

yürüyebilir hale getirilir. O zaman ‘Sinan Bey siz devam edin’ denilebilir. Ben bakıyorum AK Parti İl Başkanı, yalnız söylem içerisinde. Ne yaptı Eskişehirspor için, bana söyleyecek. Ben şunu buldum, şu kadar para getirdim, şu işi yaptım diyecek. AK Parti’nin Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan, bu taraftara Eskişehirspor’un sırtından ne kadar para kazandığını açıklayacak. Demeli ki ‘ben şu kadar para kazandım, şu kadar Eskişehirspor’a yardım yaptım.’ Esstor’u alacaksınız tekelinize işleteceksiniz, oradan para kazanacaksınız ve Eskişehirspor zorda olduğunu bildiğiniz zamanda ‘Belediye şunu versin’ derken, Esstor’u iade etmek için 100 binlerce lira para isteyeceksiniz. Sonra da AK Parti Eskişehirspor’a sahip çıktı diyeceksiniz. Bütün bunlar yalandır. Eskişehirspor’un sırtından kim, ne kazandı bu açıklanmalıdır. Yanlış yönetimler için geçmişteki örneklerine bakın, hangi özelliği dolayısı ile yönetim kuruluna gelmiş? Taraftarlarımız değerlendirsin. Hangi özelliklerinden dolayı Federasyon Temsilcisi olmuş bu kişileri, taraftarlarımız bir değerlendirsin. Federasyon temsilcisi olmuş da Eskişehirspor’a ne katmış? Onu da değerlendirsinler. Şu anda yapılacak kongrede Eskişehirspor’a sahip çıkan bir kadro bulunamazsa bu şehre yazık olur.”

TOKİ DEVRETMİYOR

Kurt’un Çankaya Mahallesi, Küçük Sanayi Sitesi, Karapınar, Huzur ve Erenköy mahallesinde yapılacak TOKİ 2. Etap çalışmaları ile Çankaya Mahallesi’nde yapılmak istenen pazaryeri hakkındaki açıklamaları ise şöyle oldu: “Çankaya Mahallesi eski adı ile Radar mevkiinde sitelerin içine özel mülkiyet olduğu için bir iş yapamıyoruz. Orada bir pazaryeri var burası için projemiz var. Ayrıca Radar alanının yanında spor tesisi var burayı almaya çalışıyoruz. Huzurevi yanında bir belediye arsamız var, oraya bir kültür merkezi düşünüyoruz. Onu yatırım programımıza almamıza rağmen, parasal kaynağı sağlayıp gerçekleştiremedik. Ama yap, işlet, devret, özel sektör işbirliği içinde bir değişiklik söz konusu olabilir. Ancak 2017 yılında yatırımcılar hep tereddütlü durdular. 2018 yılı daha kötü olacak gibi duruyor. Muhtara da Çankayalılara da sözümüz var, umarım bunları gerçekleştireceğiz.

Karapınar, Huzur ve Erenköy Mahallesinde yapılacak TOKİ 2. Etap çalışmaları TOKİ’nin elinde ve bir bütün. Burada TOKİ’nin bir direnci var ve bize devretmiyor. Burada Burhan Bey bir çalışma yapmış, bizde üzerine koyduk bir şeyler yaptık. Bunu bozdurmayız. 1. Etap için düşünülen sosyal donatı alanları 2. Etap içine kaydırılmış. 2. Etap’tan vazgeçerseniz yapmak istenilen; okul, cami, kreş, yeşil alan gibi yerleri yapmaktan da vazgeçersiniz. Bunu anlatamıyoruz, biz bu bütünlüğü bozdurmayacağız biz buna direniyoruz. TOKİ’de; ‘Bundan vazgeç Erenköy tarafını ben yapayım oradan para kazanırım, diğer taraftan para kazanmam’ diyor. TOKİ’nin amacı para kazanmak olmamalı, amacı oradaki gecekonduyu önlemek olmalı.  Önlemek için gerekirse cebinden para harcayacak, bu işi yapacak. Yasadaki yetkisini kullanmış. Burada gecekondu önleme bölgesi ilan ediyorum demiş. İmar konusundaki tüm yetki de TOKİ’dedir. ‘Yapamadık, siz yapın’ derse biz yaparız. Gündoğdu’da da CHP’li üyelerin itirazına rağmen Afet Riskli Alan ilan edilmiş, ilandan sonra hiçbir işlem yapılmamış ve 5 yıldır insanların mağduriyetine neden olunmuş. Oradaki işin düzeltilmesi için hemşerilerimizin bize yetki vermelerini istedik. Maalesef Gündoğdulu hemşerilerimiz bize de güvenmedi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da güvenmiyor. Öylece bekliyor ama yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nındır. O da yetkiyi devrederse o devam eder. Büyükşehir Belediyesi’nin Gündoğdu Projesi var. Yakında uzlaşma görüşmelerine başlayacaklar. Gündoğdu’nun bir an önce değişmesi lazım.

RESMEN ENGELLEDİLER

Yenikent’te yapılması planlanan pazaryeri ve sosyal donatılar konusunda reddeden arkadaşları ben Yenikentlilere şikâyet ediyorum. Biz pazaryerini o bölgenin merkezi haline getirecek bir yapı yapmak istiyoruz. Altı pazaryeri, üstü sinema salonu, kültür merkezi, hak merkezi gibi. Belediye hizmetlerinin kullanılacağı alan haline getirmek istiyoruz. Daha önce burası pazaryeri yapılmak üzere bağışlanmış, tapuda böyle bir şerh vardı. Büyükşehir meclisinde arkadaşlar dedi ki; ‘bu şerh varken yapmayız, şerhi kaldırın gelin yapalım’ dediler. O zaman itiraz etmedik ve komisyon başkanına inandık ve güvendik. Yenikent Kooperatifi’ne

müracaat ettik ve genel kurul toplandı, şerhin kaldırılmasına karar verildi. Tapuda şerhi kaldırttık ve plan düzenlemesini Büyükşehir Belediye Meclisi’ne getirdik. Ama reddettiler. İmar Komisyonu Başkanı Tuncer Köküer, gerekçesinde burada pazar yerinden başka şeyler de yapılabileceğini öne sürdü, ancak planda pazaryeri yapılacağı belirtilmekte. Zaten 1/1000’lik plan çalışması yapılacak biz pazaryeri yapmadıysak o zaman da itiraz edebilirlerdi. Ama işin başından itiraz ediyorlar. Büyükşehir Meclisi görüşmelerinde bu konuda verilen red kararını protesto ettiğimi söyledim. Yenikent, Gültepe, Yıldıztepe, Büyükdere, Göztepe ve hatta Vadişehir, Ihlamurkent halkının bile yararlanacağı bir alanı hizmet binası haline dönüştürmemizi AK Partili meclis üyeleri engellemiştir. Resmen engellemişlerdir, ben bunu Eskişehirlilere şikâyet ediyorum.”

Editör: TE Bilişim