Söyleşi: Tuğba KOÇAL

CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel ile TBMM’de bir araya gelerek bir söyleşi gerçekleştirdik. Eskişehir’e gelmediği ve ihmal ettiği yönündeki eleştirilere samimiyetle yanıt veren Yüksel, “Eskişehir’i ihmal ettiğimin farkındayım. İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir derler. Ben bir parlamenter olarak bana yüklenen ödevi tam manasıyla yaptığımı düşünüyorum” dedi.

Eskişehir’i tanımlamanızı istesem, nasıl anlatırsınız?

Eskişehir bence hoşgörü kenti. Eskişehir, mutlu insanların kenti. Bunda da yerel yöneticilerin etkisinin çok büyük olduğuna inanıyorum. Bir yanda güler yüzü ile şehre sıcaklık katan Ahmet Ataç’ın, diğer yanda halkçı, sosyal demokrat kişiliği ile halkı kucaklayan Kazım Kurt’un ama en önemlisi eğitimci kimliği ve ileri görüşlülüğü ile Eskişehir’in 50 senesini kurtaran Yılmaz Büyükerşen’in etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.

Eskişehir’de siyaset yapmak sizce nasıl, zor mu?

Eskişehir’de siyaset yapmak Türkiye’nin diğer şehirlerinden çok daha kolay. Çünkü Eskişehir halkı aydın, okuduğunu anlayan, düşündüğünü ifade edebilen, eleştiriyi de övgüyü de yerinde, zamanında ve gerektiği ölçüde yapan bir şehir. Eskişehir’de siyaset yapmanın özellikle de bizim yaptığımız cephede hiçbir zorluğu yok. 3 milletvekilimiz, 5 belediye başkanımız ile böyle bir şehirde siyaset yapmak çok keyifli. Eskişehir’deki gerek partimin gerek sivil toplum kuruluşlarının organizasyonlarına, düğünlere, cenazelere çok fazla katılamıyorum. Ben bir parlamenterin asıl görevinin yasama faaliyeti olduğunu düşünüyorum. Parlamenterin ana işinin mecliste bulunup yasama faaliyetlerine katılması gerektiğini düşünüyorum.

Şehrimizde yerel yönetim ile iktidar arasında bir uyumsuzluk olduğunu düşünüyor musunuz?

Eskişehir’de halkımız 1999’dan beri Büyükşehir Belediyesini çok büyük bir oy farkı ile Yılmaz Büyükerşen’e emanet ediyor. AKP, halkın Yılmaz Büyükerşen ve onun projeleri ile yönetilmek istediği gerçeğini kabul etmek istemiyor. Büyükerşen onların karınlarında çok büyük bir sancı. Büyükerşen yaşı ne olursa olsun, daha kaç defa daha aday olursa olsun; o kadar daha kazanır. İşte bunu hazmedemeyen AKP, Eskişehir halkının menfaatine olacak projeleri engelleme gayretinde. Merkezi yönetim ile yerel yönetimin çeliştiği falan yok. Merkezi yönetim bilgileri yerel siyasetçilerden alıyor. AKP’nin il, ilçe başkanlarından, meclis üyelerinden alıyor. Esasen onların bu şehirdeki yenilmişlik ve eziklik hissi, genel merkezin çok da haberi olmadan ya da yanlış yönlendirme ile engelleme siyaseti yapıyorlar. Hükümetin; Ankara, İstanbul, Bursa, Gaziantep Büyükşehir Belediyelerine ya da Kütahya Belediyesine sağladığı imkanlarla, Eskişehir Büyükşehir Belediyesine sağladığı imkanlar arasında dağlar kadar fark var. Bu AKP’nin tipik adaletsiz, haksız uygulaması. Biz buna alıştık. Bu durumda dahi Eskişehirli hizmetin en kalitelisini alıyor. İleride tarafsız bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetilen bir ülkede tabi ki daha da iyisini yaparız. Engelleme çalışmalarına rağmen elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz, halk da bunu her seçimde takdir ediyor. Onların bu tavrı çok güzel bir şey. Onlar engelledikçe halk gerçeği görüyor ve Büyükerşen oyunu arttırıyor.

“ESKİŞEHİR’İ İHMAL ETTİĞİMİN FARKINDAYIM”

2019 seçimlerine az bir zaman kaldı. Seçim çalışmalarına başladınız mı, neler yapıyorsunuz?

İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir derler. Ben bir parlamenter olarak bana yüklenen ödevi tam manasıyla yaptığımı düşünüyorum. Siyasetin göbeğinden gelen bir insan değilim ama hayatım boyunca bana verilen görevleri iyi yapmaya çalıştığım gibi bu konuda da öyle yapıyorum. Benim şu anda 2019 seçimleri için milletvekili adayı olup olmama ile ilgili bir düşüncem yok. Şu anda sadece halkın bana verdiği vekâlet görevini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Mecliste komisyon çalışmaları, yasama çalışmaları ile uğraşıyorum.

Eskişehir’i ihmal ettiğimin farkındayım. Ama parlamenterin asıl görevinin yasama çalışmaları olduğu düşüncesiyle bu konuda elimden gelen katkıyı vermek istiyorum. Eleştirilerin de övgülerin de başım üstünde yeri var. Bunun yanında Eskişehir’deki mahalli çalışmaları aslında mahalli idarelere, yani belediyeler ve il-ilçe örgütlerine bırakmak lazım. Milletvekili olarak ben Ankara’da yasama çalışmalarını yapmalıyım.

“AKP 2019 SEÇİMLERİNİ ÇOKTAN KAYBETTİ”

Peki, 2019 seçimleri için hem genel hem de yerelde tahmin ve hedefiniz nedir?

“Eskişehir’de 14 belediyenin 14’ünü de alacağız, 6 milletvekilinin tamamını alacağız” diyen, romantik ve ayakları yere basmayan siyasetçilerden değilim. Eskişehir’de Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren ve önümüzdeki seçimlerde de oy verecek bir seçmen kitlesi mutlaka var. Cumhuriyet Halk Partisine de oy veren ve verecek olan bir seçmen kitlesi var. Milliyetçi Hareket Partisi eğer mevcudiyetini koruyor olsaydı ona da oy veren olacaktı. Şimdi siyasette yeni bir aktör var, İYİ Parti. İYİ Parti ne kadar oy alır, CHP, AKP ne kadar oy alır, MHP diye bir parti olsaydı ne kadar oy alırdı, tahmin etmek zor. Ama işin özeti şu ki AKP 2019 seçimlerini kaybettiğini biliyor. Bunun için ahı gitmiş vahı kalmış bir MHP ile ittifak için çok hevesli. Bunun için Saadet Partisinin de peşinden koşuyor. AKP haricindeki demokratik partilerin, seçimi kazandığımızın farkına varması gerekiyor. Seçmenler yüzde 80 oranlarında sandığa giderse, 2019’da AKP’nin biteceğine inanıyorum.

Yerel seçimlerle ilgili söylenecek çok fazla bir şey yok. Kazım Kurt Odunpazarında, Ahmet Ataç Tepebaşında, Yılmaz Büyükerşen de Büyükşehirde çok başarılı belediyecilik yapıyorlar. Bir tahmine gerek yok, sonuç önümüzde. Merkez iki ilçe ve büyükşehir belediyesini mutlaka CHP alacaktır. Bunun aksini söylemek hayalcilik olur. 12 ilçemizde de 2 belediye bizde. Orada da önemli bir artış olabileceğini düşünüyorum. Çünkü o ilçelerde yaşayan halk, büyükşehir ile ilçenin farklı partilerden olduğunda yaşanan aksaklıkları görüyor. Yılmaz Büyükerşen’in bileğini bükecek adamın anasının karnından doğmadığını da biliyorlar. Bu sebeple ilçelerde tercihi CHP’den yana yapacaklarına inanıyorum.

TÜRKİYE’YE ÇOK YAKIŞAN BİR CUMHURBAŞKANI OLACAK

Yılmaz Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı geçiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

CHP’nin Eskişehir’deki oyu yüzde 52 değil, ama Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’de aldığı oy oranı yüzde 52. Bu neyi gösteriyor? CHP haricindeki partilerin seçmenleri de Büyükerşen’e oy veriyor. Bunun yanında son anayasa değişikliğindeki cumhurbaşkanı tanımına Büyükerşen çok uyuyor. Eğitim camiasından gelmesinden kaynaklı olarak bütün görüşlere hoşgörülü, herkesin hakkını koruyabilecek bir algısı var. Yaşanamaz bir Eskişehir’i yaşanabilir bir şehir haline getiren bir insanın, yaşanamayacak bir ülke haline gelmiş Türkiye’yi de yaşanacak bir ülke haline getireceğine inanıyorum. Bu konuya çok olumlu yaklaşıyorum. Hemen “E çok yaşlı” diyecekler. Evet, doğrudur, Büyükerşen tecrübelidir. Bu tecrübedeki bir insanın yaşının avantajdır. Örneğin ben kendi kızımla çok iyi anlaşamıyorum ama benim babam kızımla çok iyi anlaşıyor. Ben de babamla çok iyi anlaşamazdım ama dedemle çok iyi anlaşırdım. Araya bir jenerasyon girdiğinde anlaşma ve anlama durumu artıyor. Seçmenin yüzde 40’ı 35 yaşın altında olan, nüfusu gençlerden oluşan bir ülkede hayatını gençlerle geçirmiş bir kişinin Türkiye’ye çok yakışan bir cumhurbaşkanı olacağına inanıyorum.

ESKİŞEHİR HALKININ SİYASETE KATKISI, HOŞGÖRÜYÜ OLUŞTURMASI

Eskişehir halkının siyasete katılımını ve etkisini nasıl buluyorsunuz?

Tarihsel anlamda toplumları ikiye ayırıyorum, tarım ve ticaret toplumları diye. Tarım toplumlarında dışarıdan gelene hoş gözle bakılmaz. Çünkü dışarıdan gelen ya vergi toplamaya ya da yağma yapmaya gelir. Ticaret toplumlarında ise tam tersidir. Dışarıdan gelen olmazsa para kazanılmaz. Tarım toplumu olan şehirler, üniversitelerini şehrin dışına kurarlar. Dışarıdan gelenin içeriyi bozacağı düşüncesi hakimdir. Gelen öğrenci şehrin yapısını bozmasın diye dışarıya kurarlar. Eskişehir ticaret toplumudur. 2 üniversitemiz de şehrin göbeğinde. Çünkü Eskişehir’de dışarıdan gelen hoş karşılanıyor ve toplumla birleşiyor. Eskişehirli bir birine çok hoşgörü ile yaklaşan, siyasi manada kişilerin birbiriyle husumeti olmayan bir şehir. Eskişehir’de birbirimize dokunarak yaşıyoruz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak algılıyoruz. Porsuk kenarında mini etekli, dövmeli bir genç kadın ile pardösülü, başörtülü bir genç kadını tavla oynarken görebiliriz. Eskişehir halkının siyasete katkısı aslında bu hoşgörüyü oluşturması. Eskişehir’in bu kadar hoşgörülü ve birbiri ile yaşamayı bilen bir şehir olması siyasetçiler açısından çok büyük bir avantaj. AKP yıllardır oluşturduğu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dili Eskişehir’de kullanamıyor. Bunun nedeni de şehrin uzlaşmacı ve hoşgörülü tavrı. Eskişehir halkı Türkiye’ye çok şey öğretmek durumunda. Birlikte yaşanabileceğini öğretmek durumunda. Örneğin ben Harun Karacan, Nabi Avcı ve Emine Nur Günay ile çok medeni bir şekilde Türkiye’nin ya da Eskişehir’in her konusunda aynı masaya oturup konuşabiliyorum. Bu başka şehirlerde olmuyor.

Sizce Eskişehir’in en temel 3 sorunu nedir?

Eskişehir’in önündeki en temel sorun AKP’li Belediye Meclis Üyeleridir. Dolayısıyla Eskişehir’in birinci sorunu AKP, ikinci sorunu AKP, üçüncü sorunu da AKP.

Eskişehir’in ana gündeminde termik santral konusu var. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Tek kelime ile söylüyorum, yapamayacaklar. Çok net ve emin söylüyorum, o termik santrali Eskişehir’e yapamayacaklar.

Siz nasıl bir Eskişehir hayal ediyorsunuz?

Eskişehir birçok insanın hayalinde yaşattığı bir kent. Genç ve yaşlısıyla, görüşü ne olursa olsun her kesimden insanıyla sıcak ve samimi bir kent. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, Eskişehir’den övgüyle bahsedilir. Eskişehirliliğinizle gurur duyarsınız. Dolayısıyla bir Eskişehirli olarak daha iyisini görmediğim için; Eskişehir her zaman benim için ilk sırada olmuştur. Kısaca özetlemem gerekirse; ben gittiğim yerlerde “keşke Eskişehir gibi olsa” diye hayal ediyorum.

Eskişehir’e geldiğinizde en çok yapmayı sevdiğiniz şey nedir?

Ankara’da yoğun bir tempomuz var. Çalışma arkadaşlarım sabahın erken saatlerinde beni evden alıyor ve meclise gidiyoruz. İşte güneşi en son görüşüm de odur. Gece kaçta çıkacağımız hiç belli olmuyor. Partimizi TBMM’de en iyi şekilde temsil etmek için çok yoğun mesai harcıyoruz. Milletvekili olmadan önce kızımla ve eşimle çok zaman geçirirdim, şimdi ise buna pek vakit bulamıyorum. Bu yüzden Eskişehir’de en çok ailemle vakit geçirmeyi özlüyorum. Ve onlarla geçirdiğim her an benim için ayrı bir anlam kazanıyor.

Editör: TE Bilişim