ESKİŞEHİR (İHA) - Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğünden Dr. Emine Ünver Aker, yaşlılarda görülen şişmanlık, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, osteoporoz, felç, iskelet ve kas sistemi hastalıklarında bilinçsiz beslenmenin önemli bir risk faktörü olduğunu belirtti. 
İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yaşlıların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı bir yaşlılık dönemi geçirmeleri konusunda destek, bilgi ve danışmanlık sağlanmaya çalışıldığını ifade eden Dr. Emine Ünver Aker, insan yaşamında her dönemin sağlıklı geçirilmesinin, diğer dönemlerin de sağlıklı olmasına yardımcı olduğunu kaydetti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaşlılığı 65 yaşından sonraki dönem olarak tanımladığını hatırlatan Dr. Aker, “Ülkemizde 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun önemli bir bölümü, yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanan hastalıkların etkisi altında yaşamaktadır. Bu yaş grubunda görülen şişmanlık, diyabet, kalp-damar hastalıkları, osteoporoz, felç, iskelet ve kas sistemi hastalıklarında bilinçsiz beslenme önemli bir risk faktörüdür” dedi.
Yaşlılıkta kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, inme, şeker hastalığı, kanser, kas ve kemik hastalıkları, kemiklerde erime, kireçlenme, ağrı, görme ve işitme kaybı, düşme, istismar ve ihmal gibi sorunlar görüldüğünü aktaran Dr. Aker, “Yeterli sayıda huzurevinin olmayışı, destek ve bakım konularındaki yetersizlik ve sorunlar, yalnızlık, açıkta kalma, sağlıkla ilgili sorunlar dolayısıyla yaşlının kendi değeri, öz bakımı, bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda sağlığını yitirmesine neden olabilmektedir. Yaşlıların sosyal, ekonomik, psikolojik sorunlarının belirlenmesi, sorunlara çözüm yollarının aranması, saygınlıklarının korunması amacıyla gerekli düzenlemeler ve uygulamalar yapılmalıdır. Yaşlıların kendi sağlıklarını korumaya yönelik davranış geliştirebilmelerine destek amaçlı danışmanlık ve eğitim hizmetleri sağlanmalı, kimseye muhtaç olmadan sağlıklı bir yaşlılık geçirmeleri, sağlıkla ilgili sorunlarına kolay ulaşılabilir, sürekli, eşit ve ücretsiz sağlık hizmetleri sunulmalıdır” diye konuştu.
“Her yaşta olduğu gibi bu yaş grubunda da yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması ve geliştirilmesi için çok önemlidir” diyen Dr. Aker, şöyle devam etti:
“Yeterli ve dengeli beslenme; dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle sağlanır. Besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmekte, bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bu oranları etkilemektedir. Öğün sayısı artırılmalı, az ve sık yemek yenilmelidir. Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalıdır. İdeal vücut ağırlığı korunmalı, besinler yoluyla alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki denge sağlanmalıdır. Yağlı, şekerli besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Beyin kanamaları ve ölümlere yol açan yüksek tansiyondan korunmak için günlük tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Hazırlanmış yemeklere ilave tuz eklenilmemeli ve tuz içeriği yüksek geleneksel besinler olan turşu ve salamuralardan uzak durulmalıdır. Günlük sıvı tüketimi artırılmalı, ıhlamur, taze meyve suları ve ayran tercih edilmelidir. Sağlıklı bir yaşlılık için mümkün olduğunca var olan sağlık koşullarına ve yaşa uygun olarak fiziksel aktivite artırılmalıdır. Fiziksel aktivite olarak kısa süreli yürüyüşler, yorucu ve zorlayıcı olmayan bahçe ve ev işleri, günlük yaşam aktiviteleri sayılabilir. Sağlık kontrolleri sırasında fiziksel aktivite konusunda danışmanlık ve bilgi alınabilir. Her insan yaşlılık dönemini yaşayacaktır. Yaşlılarımıza sadece gün ve hafta nedeniyle değil her zaman ulaşalım. Hangi yaşta olursak olalım önemli olanın kendimizi, yaşamayı sevmek, yaşadıklarımızı keyifli ve yaşanabilir hale getirmek ve sağlıklı yaşamak olduğunu unutmayalım.”
Editör: TE Bilişim