Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın eğitimci olması, bakanlıkta da iyi şeyler yapacağının göstergesiydi.

Ayağının tozuyla öğretmenlerin büyük çoğunluğunu rahatsız eden özre dayalı Şubat atamaları konusuna çözüm getirmesi öğretmenleri sevindirirken, ayrı kalmak zorunda olan aile müessesesini de bütünleştirdi.

Çünkü karı-koca öğretmenler ayrı ayrı illerde görev yapıyordu.

Ve eş durumundan atamaları bir türlü gerçekleşmiyordu, bu nedenle de bir çok dağılmış aile ortaya çıkmıştı.

Bu soruna biraz olsun çözüm bulundu.

Nabi Avcı’nın göreve gelmesinden sonraki bir yazımda serbest kıyafet konusuna da el atacağını yazmıştım.

Şimdi görüyoruz ki bu konuya da el atıyor.

Uygulamaya başladığında toplumun büyük kesiminin tepkisine neden olan, şikayetlere yol açan bu uygulama baştan sakattı.

Büyük gelir uçurumlarının yaşandığı bir ülkede bu uygulamanın rahatlıkla yürütülme şansı pek yok.

Günümüzde özel okullara giden çocuklar var. Onların aileleri bile bu uygulamaya karşıydı.

Kaldı ki devlet okullarında a aralarında gelir uçurumu olan çok sayıda aile var.

Bir çocuk markalı giysiler giyerken, diğer bir çocuğun ağbisinden ya da ablasından kalan giysileri giydiğini düşünsenize.

O çocuğun, o ailenin psikolojik durumu nasıl olur acaba?

Baştan sakat olan bu uygulamaya Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı el atmış ve bu konuda çalışıyor.

Avcı, velilerden ve eğitim sendikalarından gelen yoğun şikayet üzerine yönetmeliği yeniden inceleme kararı aldı. Özel okullarda, velilerin yüzde 60’ının onayına bırakılan serbest kıyafet uygulamasının devlet okullarında da geçerli olması planlanıyor.

Şimdi Avcı’nın, serbest kıyafetle ilgili şikayetleri veli, eğitim sendikası, okul forması imal eden firmalar, özel okullar ve tüm kesimlerden tek tek dinledikten sonra yönetmeliğin tekrar incelenmesi için talimat verdiğini biliyoruz.

Bu ülkenin çocukları gençleri yıllarca siyah önlük ya da belirlenen tek tip kıyafetlerle okula gitti.

İlkokul düzeyindeki çocuklar önlüklerini giydiklerinde sınıf farkı kalmıyordu, herkes eşitti.

Ortaokul ve lise düzeyindeki gençler için de belirlenen kıyafetler vardı.

Ve kimin ne olduğu belli olmazdı.

Okulda herkes eşit, okuldan çıktıktan sonra kim neyi giymek istiyorsa giyebilirdi.

Neymiş efendim, tek tip kıyafet giyilirse tek tip insan yetişirmiş.

O palavra.

Kıyafetten önce eğitim sistemine bakmak lazım. Ders kitaplarından Atatürk’ün isminin bile kaldırılmaya çalışıldığı bir sistemde kıyafet tek tip olmuş, serbest olmuş ne yazar.

Uygulanan sistemde madem kıyafet serbest, pahalı marka giysiler giyenler olabileceği gibi, çarşafa bürünüp gelen kızlar da olabilir.

O zaman ne yapacağız?