“ABD Ankara Büyükelçisi Francis Riciardone bu göreve atandığında, onunla ilk röportajı yapabilmek için sıraya giren onlarca aday arasından Didem’i seçmişti.

Çünkü Didem, tercih edilmeyi gerektiren tüm mesleki özelliklere ve “kaliteye” fazlasıyla sahipti.

Hiç beklemediği bir anda işsiz kaldığında anne ve babasına “Ne olur üzülmeyin. Ağır stres yükü altındaydım. Şimdi hafifledim. Bir süre de çalışmayacağım!” dedi. İşte o işsizlik günlerinin birinde, bazılarımız için artık sadece bir semt adı olan “vefa” duygusunu yitirmediği anlaşılan Büyükelçi Riciardone, Didem’i çay içmeye davet etti.

Niyeti biraz sohbet etmek ve bu değerli haberciye moral vermekti.

Ama, ne yazık ki lanetlenesi terörün acımasız tuzağı Didem’i Büyükelçilik girişinde bekliyordu.

Ve yazık ki şarapnel parçaları adı “Gözüm, gözüm kadar sevdiğim” anlamına gelen Didem’in dalağına ve sağ gözüne saplanmıştı.”

 

*        *         *

 

Yukarıdaki satırlar iki gün önce Uğur Dündar’ın Sözcü gazetesindeki köşesinde “Didem” başlıklı yazısından.

Başarılı bir gazeteci olan ve şu anda hastanede tedavi gören meslektaşımız Didem Tuncay’ın Amerikan büyükelçiliğinde maruz kaldığı terör olayını anlatmış usta gazeteci.

Didem’in doğumundan, çocukluğundan ve başarılı meslek hayatından kesitler sunduğu yazısında “Vefa” duygusunu da anlatmış. Evet vefa İstanbul’da sadece bir semt adı olmasa gerek.

Ülkemizde bugün siyasi görüşünden, yazdığı yazılardan, muhalif olmasından ya da yandaş olmamasından dolayı yüzlerce gazeteci işsiz durumda.

İşsizleştirme belki her sektörde var ama, son yıllarda gazetecilikte çok ama çok artmaya başladı.

Didem de bunlardan biriydi

Bizim insanımız vefa göstermezken, yedi kat elin adamı vefa duygusunu o kadar iyi biliyor ki…

 

TEBRİKLER RECEP YILDIZ

 

Mobilyacılar Odası Başkanı Recep Yıldız ekip arkadaşlarıyla birlikte çok güzel bir projeye imza atmış.

Bir zamanlar mobilyalarıyla ünlü olan Eskişehir ne yazık ki son 10-15 yılda bu ününü başta İnegöl ve Ankara olmak üzere başka kentlere kaptırdı.

Yıllar önce Eskişehir’e mobilya almaya gelinirdi, şimdi Eskişehir’den başka illere mobilya almaya gidiliyor.

Bu projenin, Eskişehir mobilya sektörünü ayağa kaldıracağı gibi Eskişehir’i Baksan kirliliğinden de kurtaracağı bildiriliyor.

Baksan Sanayi Sitesi kurulduğu yıllardan kısa süre sonradan itibaren  Eskişehir’in başına hep dert oldu.

Şu anda da aynı sorun devam ediyor.

Ne demiş Recep Yıldız bu konuda.

“Bursa yolu üzerinde yeni mobilyacılar çarşısı oluşturacağız. Atölyeler 200, 400, 600 metrekare büyüklüğünde olacak. Her atölye önünde ürünlerin sergileneceği mini şowroomlar olacak. İnsanlar buralarda güvenle gezip alışverişini yapabilecek. Eskişehir’in mobilya sektöründe eski günlerini tekrar görmesini istiyoruz. Bu proje ile mobilya sektörü yeniden canlanacak.”

Hadi bakalım Recep Yıldız kutluyorum sizi ve ekibinizi.

Eskişehir unvanını geri alabilecek mi bakalım.