Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PYD ve YPG konusunda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’a yaptığı tavrı doğru bulduklarını ve teşekkür ettiklerini söyledi.
Genel Merkez binasında haftalık basın toplantısında ülke ve dünya gündemini değerlendiren Destici, Trabzon Maçka'da hain, kahpe PKK’lılar tarafından şehit edilen Uzman Çavuş Osmangazi Çetingöze rahmet diledi.
13 Mayıs 2017 Cumartesi öğlen saatlerinde, Muğla-Antalya karayolunun Sakar Geçidi mevkiinde katliam gibi bir kaza meydana geldiğini ifade eden Destici, “Bu elim ve yürekleri yakan kazada 24 kardeşimiz hayatını kaybederken 10’u da yaralanmıştır. Yine aynı şekilde Elazığ Bingöl Karayolunda meydana gelen kazada 2 vatandaşımız hayatını kaybetmiş 20 vatandaşımızda yaralanmıştır. Bu kazalar da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan(cc) rahmet diliyorum. Yaralılarımıza da yüce Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Ailelerine başsağlığı diliyorum.
Bu kazalarının pek çoğu tedbirsizlik, dikkatsizlik ve trafik kurallarına uymamaktan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Bu konularda hassas durulması gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum” dedi.
15 Temmuz hain, kahpe Fetö darbesinden sonra kurulan OHAL komisyonu ile ilgili açıklama yapan Destici, “Bizde o dönemlerde OHAL’in doğru olduğunu, mutlaka devletin tedbir alması gerektiğini ifade etmiştik. Bu konu ile ilgili çok mağduriyet konusu da gündeme geldi. Bugüne kadar bununla ilgili en son sayın başbakan yirmi bin kişinin tekrar göreve iade edildi bilgisini verdi. Geçtiğimiz aylarda Olağanüstü Hal Komisyonu kuruldu. Fakat üyeleri bir türlü göreve başlayamadı. Dün itibariyle göreve başladılar. Olağanüstü Hal Komisyon üyeliklerine seçilen başkan dâhil yeni üyelerine hayırlı olsun. İnşallah bu mağduriyet iddialarının büyük bir kısmını ortadan kaldıracağına inancımız ve güvenimiz olduğunu buradan ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve heyeti ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile yapılan görüşmeyi değerlendiren Destici, şunları söyledi:
 “Bu görüşmelerin 6 ana gündem maddeleri vardı. Bunlardan en sıcak olanı Suriye'deki gelişmelerdi. PYD ve YPG ile olan ilişkileri. Buraya olan silah desteği.  Fetö konusu. Askeri ilişkiler ve silah savunma sanayisindeki bir takım alışveriş. Ekonomik ilişkiler. Enerji ve İstihbarı ilişkiler. ABD’nin Türkiye’nin ısrarla PYD ve YPG’nin PKK’nın ta kendisi olduğunu terör örgütü olduğunu anlatmasına rağmen, ABD’nin bunu duymazdan gelerek PYD ve YPG ile ilişkilerini sürdürmesi ve daha da ileri taşıyarak Trump tarafından ağır silahlar verilmesinin onaylanması elbette ki Türkiye tarafından kabul edilebilir bir durum değildi.
Sayın Cumhurbaşkanının Trump ile birlikte yaptığı basın toplantısında, açıkça yüzüne ‘Hangi ülke tarafından olursa olsun PYD ve YPG’nin muhatap alınması varılan mutabakata uygun değildir.’ ifadeleri çok yerinde ve doğru olmuştur. Bu ifadelerinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanını hem şahsım hem de camiam hem de Türk Milleti adına tebrik ediyorum. Kendilerine teşekkür ediyorum.
 Türkiye’nin hangi şartlar altında olursa olsun PKK’nın, PYD’nin ve YPG’nin Suriye'nin Kuzeyinde ya da Irak'ın Kuzeyinde asla ve kat’a yapılanmasına göz yumması, olur demesi mümkün değildir. Bunu Türkiye’nin kabul etmesi buna Türkiye’nin göz yumması söz konusu olamaz. Bunun da dün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bizzat ABD başkanının yüzüne karşı söylenmiş olması da çok doğru ve yerinde olmuştur.
 ABD’nin Suriye de Esad rejimine karşı son dönemlerdeki ılımlı ve yumuşak tutumu da kabul edilemez. Açık ve net olarak gözükmüştür ki artık Suriye’de Esad rejimi olduğu sürece bir anlaşmanın, bir ateşkesin sağlanması mümkün değildir. Esad rejimi tarafından kimyasal silah kullanılması, bizzat ABD yetkilileri ve istihbarat örgütleri tarafından açıklandığı gibi çeşitli noktalarda insanların, muhaliflerin yakılarak yok edilmesi insanlık suçu ve insanlık dışı soykırım yapan bir kişinin hala Suriye Devlet Başkanı sıfatıyla o koltukta oturuyor olması da medeni dünya açısından bir yüz karalığıdır. Ne ABD’nin ne de Rusya’nın artık burada Esad rejimin yanında durmaması gerekir.
 Bize göre PYD ve YPG’yed destek konusunda anlaşmalarından ziyade PYD ve YPG’yi birbirlerine kaptırmama yarışına girmişlerdir. Bundan dolayı hem ABD hem de Rusya’nın PYD ve YPG’ye açık ve net bir desteği görülmektedir. Bu destek sadece PYD ve YPG’ye değil, PKK’ya verilmiş bir destektir. Türkiye bu husustaki açık ve net tavrını dün bizzat Cumhurbaşkanlığı seviyesinde göstermiştir ve göstermeye de devam etmelidir. Aynı tavrın Rusya’ya karşı konulması da doğrudur. Bu tavırların sürdürülmesi gerekmektedir. Netice alınana kadar bu tavırlar sürdürülmelidir. PKK, PYD ve YPG’ye karşı Askeri anlamda da ne yapılması gerekiyorsa ABD, Rusya ne der diye bakmadan her yerden her noktadan vurulmadır. Bunu açık ve net olarak söylüyorum. Çünkü PYD ve YPG’nin varlığı hem bölge için istikrarsızlık demektir, hem de Türkiye’nin hudut güvenliğini ve bekasını doğrudan ilgilendiren konudur.
Biz Büyük Birik Partisi olarak asla ve kat’a Kürt kardeşlerimizin ne Suriye de ne Irak ta ne de zulüm görmesini doğru bulmayız. Biz Irak’ın ya da Suriye’nin bütün bölgelerinde Türkmenler, Araplar için ne istiyorsak Kürtler içinde aynısını istiyoruz. Ama PKK ve YPG ayrı. Bunlar hem inanç, ideolojik olarak bizimle aynı değildir. O bölgede yaşayan mütedeyyin Kürt kardeşlerimizle aynı düşünceye sahip değillerdir. Onlar açık ve net kanlı silahlı terör örgütüdür.
Kürt koridoru ifadesini doğru bulmuyoruz. PYD ve YPG’nin Kürtlerle özdeşletirmesininin de doğru bulmuyoruz. Kürtler ayrıdır PKK, PYD ve YPG bizim gözümüzde ayrıdır. PKK, PYD ve YPG terörist ve terörist örgütlerdir. Hâlbuki Kürtler bizim bin yıllık kardeşlerimizdir.” 
 
 
 
 
 
Editör: TE Bilişim