TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye’nin dönem başkanlığında toplanan ve dünyanın gelecekteki ekonomi politika ve ekonomik ilişkilerine yön verecek Antalya’daki G20 Zirvesi’ndedünya liderlerinin aldığı önemli ekonomik kararların üzerinden henüz bir yıl dahi geçmeden AKP’nin bu kararları hiçe sayan bir düzenlemeyi uygulamaya sokmaya çalıştığını söyledi. Çakırözer, “Yatırım ortamını iyileştirmek amacıyla hazırlandığını iddia edilen düzenlemeyle, tüm dünyanın önüne geçmeye çalıştığı kara para işlemlerine meşruiyet kazandırılmaya çalışıyor” dedi. Çakırözer, “Para gelsin de nasıl gelirse gelsin, gibi bir yaklaşımla, her türlü yasal fren ve önlem bir kenara bırakıldı. Düzenleme bu şekilde kabul edilirse, Türkiye, kara para aklayan ülke olarak nitelendirilme ve yaptırımlarla karşı karşıya kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak” uyarısında bulundu.
CHP’li Çakırözer, yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan kanun tasarısının Genel Kurul’da görüşmeleri sırasında konuştu. Kişi hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı, evrensel hukuk ilkelerinin geçerli olmadığı, içeride toplumsal barışın dışarıda ise karşılıklı ulusal çıkarlara dayalı barışçı politikaların egemen olmadığı bir ülkeye yatırımın gelmeyeceğini belirten Çakırözer, “Temel sorunumuz hukuk devleti meselesidir. Mahkemelerin tarafsızlığını yitirdiği,  gazetecilerin, akademisyenlerin, yazan çizen aydınların cezaevine tıkıldığı yere yatırımcı niye gitsin?  Cumhurbaşkanı’nın ‘Anayasayı tanımıyorum’ dediği, halkın yarısının oyunu almış bir Başbakanın bir gecede değiştirildiği, toplumun her geçen gün yeni düşmanlar ilan edilerek gerildiği, dışarıda bir tek dostumuzun dahi kalmadığı bir ortamda yatırım gelir mi?” diye sordu.
 
EMEK OLMAZSA TOPAL KALIR
 
Yatırımları artıracak ve yatırım ortamını iyileştirecek her düzenlemeden yana olduklarını da belirten Çakırözer, sözlerine şöyle devam etti:
“Yatırımlar için işverene girişimciye yönelik destekte bulunalım ama aynı zamanda ülkemizin en büyük ana damarını oluşturan emekçilerimizin hayatına da bazı teşvikler, kolaylıklar getirelim. Unutmayalım ki, yatırımlar içinde çalışanlarıyla, emekçileriyle yatırım olurlar, onlarsız sadece 4 duvardan ibarettirler. Ekonominin bir ayağı yatırım ise, sermaye ise bir diğer ayağı emektir, üretimdir. Emekçiler dikkate alınmadan getirilen düzenlemeler de tek ayaklı olur. Örneğin Ekim ayında 1300 liralık asgari ücret, gelir vergisi tarifesine takılacak. Onunla ilgili bir tedbir bu düzenleme içinde var mı? Yok! Taşeron çalışanlar devletten kadro bekliyor.Seçim sürecinde hükümetin verdiği sözlerin yerine gelmesini bekliyor. Bu var mı, yok. Tarım danışmanı 2 bin 600 arkadaşımız işsiz kaldı. Onlara bir müjde var mı? Yine yok”
 
KARAPARA CENNETİ
“Varlık Barışı” adı altındaki düzenlemenin son derece önemli olduğunu ve yurt dışındaki varlıkların Türkiye’ye getirilerek ekonomiye kazandırılmasının yerinde olacağını belirten Çakırözer, önceki yıllarda da buna benzer uygulamaların hayata geçirildiğini hatırlattı. Ancak, bu kez yapılmak istenen düzenlemenin ülkeyi kara para cennetine çevireceği gibi rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık gibi yasa dışı yollardan elde edilerek yurt dışına çıkarılan para ve diğer değerli varlıkların Türkiye’ye getirilerek aklanmasına yol açabileceğini belirten Çakırözer, tasarının Panama Belgeleri skandalının ortaya çıkmasından sonra gündeme gelmesini de anlamlı bulduklarını söyledi. Çakırözer, şu çarpıcı uyarıları yaptı:
Vergisiz barış, kara para getirir: Ama bu kez öyle büyük bir sıkışma hali var ki, ‘para gelsin de nasıl gelirse gelsin’ gibi bir yaklaşımla, her türlü yasal fren ve önlem bir kenara bırakılmış durumda. Üstelik getirilen varlıklardan tek kuruş vergi dahi istenmeyecek. Tüm ekonomistlerin üzerinde mutabık olduğu bir tespit var: vergisiz barış kara para getirir.Üstelik,varlıkları getirenler için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şartı da istenmeyeceği için dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir kişi şaibeli paraları başkasının adına Türkiye’ye getirip aklama imkanına sahip olacaktır
Para yatırıma gitmeyebilir: Üstelik gelecek paranın ya da varlığın yatırıma gideceğinin de bir garantisi yok. Başka ülkelerdeki bu tip varlık barışı düzenlemelerinde, o varlığın belli bir süre kalmasını zorlayıcı tedbirler ortaya konuluyor. Ama bu tasarıda bildirim tarihinden itibaren her zaman ülkemizin dışına çıkarılmasına olanak tanınıyor.
Başımıza iş açar: Eğer siz sorgusuz sualsiz yurt dışından transferlerin önünü açar, hele hele üçüncü kişilerin gönderdiği değerleri ilgisi olmayan başka kişilerin hesaplarında yasal olarak kabul etmeye başlarsanız bunun adı dünyanın her yerinde şüpheli işlem olur. Şüpheli işlem üzerinde araştırma inceleme yapmamak da ülkemizi kara para aklama suçlamasıyla karşı karşıya bırakır. Sadece bu durum dahi kara para ve aklanmasına ilişkin uluslararası hukuk kuralları, uluslararası anlaşmalar ve Türkiye’nin tarafı olduğu ikili anlaşmalara aykırılık teşkil etmektedir.
Antalya Mutabakatı hiçe sayılıyor:Geçen yıl Kasım ayında ülkemizin ev sahipliğinde Antalya’da G20 Liderler Zirvesi toplandı. Zirvenin sonuç bildirgesinde alınan önemli kararların, şeffaf ekonomik modelin benimsenmesi kararı vardı. Bu kararların üzerinden henüz bir yıl dahi geçmeden kararları hiçe sayan bu düzenlemeyi getirdiniz. O mutabakatta tüm dünyanın önüne geçmeye çalıştığı ve ciddi mücadele verdiği kara para işlemlerine bugün meşruiyet kazandırmaya çalışıyorsunuz. Yetmiyor, yine kendi imzaladığınız uluslararası sözleşmelere ve anlaşmalara da karşı çıkmış oluyorsunuz. Düzenleme bu şekilde kabul edilirse, Türkiye, kara para aklayan ülke olarak nitelendirilme ve yaptırımlarla karşı karşıya kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Bu durum ülkemizin uluslararası finans sektöründen dışlanmasını gündeme getirebilir. Ülkemizden yapılan işlemlere şüpheli işlem gözüyle bakılmaya başlandığı an, yerli yabancı hiçbir girişimci gelip de yatırım yapmaya kalkmaz, kar transferi sermaye transferi gerçekleştirmez.
 
Editör: TE Bilişim