AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, OSTİM Teknik Üniversitesi’nde ekonomi dünyasını bir araya getiren Akıllı Ekonomik Planlama ve Sanayi Politikası (SEPIP) 2021 Konferansı’nda konuştu. Kalkınmada Girişimcilik’in Rolü konulu panelde konuşan Prof. Dr. Günay’ın sunum başlığı “Pandemi sonrası kapsayıcı büyüme için yenilikçilik ve rekabet gücü” oldu.
DÜNYA 80 YILIN EN DERİN BUHRANINI YAŞIYOR
Prof. Günay konferansta “Kovid-19 2020 yılı başında küresel sağlığı tehdit eden bir sağlık problemi olarak çıkmış ancak daha sonra ekonomik, sosyal ve siyasi etkileri çok derin hissedilmiştir. 2020 yılı tüm dünya 80 yılın en derin ekonomik daralmasını yaşamış, işsizlik doruk yapmış, ticaret modelleri ve tedarik zinciri çökmüş, yatırımlar durmuş, insanların yaşam biçimleri ve sosyalleşme şekilleri değişmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde yoksulluk oranı belirgin şekilde artmış, aşıya erişim konusunda büyük bir adaletsizlik yaşanmış, bu da gelir dağılımındaki makası iyice açmıştır.” Şeklinde açıklamada bulundu.
TEK ÇÖZÜM KAPSAYICI KALKINMA MODELİ
Pandemi sonrası bu ekonomik durgunluktan ve sosyal travmadan çıkmak için ekonomik kalkınma politikaları hakkında sunum yapan Prof. Dr. Günay, “Yenilikçi girişimcilik ve sonucunda oluşacak sürdürülebilir rekabet gücü toplumun refahını doğrudan etkilemektedir. Yenilikçi, katma değeri yüksek üretim yapılacak, firma ve ülke bazında rekabet gücü artacak, bu ürünler ihracat pazarına yönlendirilecek ve ülke açısından rekabet gücü sürdürülebilir bir üstünlük haline gelecektir. Rekabet ve inovasyon kavramları birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Küresel rekabet ve inovasyon endeksleri arasındaki yüksek korelasyon çok ortaya koyuyor. Rekabet endeksinde ilk 10 ülke, küresel inovasyon endeksinde sıralamaları değişse de yine ilk 10 içindeler. Artan üretim ve istihdam refah düzeyini artıracak, ancak sadece ekonomik büyüme ve refahtan söz etmiyoruz. Kapsayıcı büyümeden bahsetiyoruz, yani herkesin büyüme sürecine dahil olduğu ve bu büyümeden elde edilen faydanın herkes tarafından paylaşıldığı bir kalkınma modelinden bahsetiyoruz. Kapsayıcı kalkınma, ekonomik, sosyal ve politik faaliyetlerde bulunan herkesin yani dezavantajlı, dışlanmış kesimlerin de refahının artması için, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği güçlendiren kalkınma modelidir. Sosyal ve ekonomik adaletsizliğin arttığı dünyada çözümdü, ancak pandemi sonrası bu kalkınma modeli çok daha önemli oldu.” Şeklinde konuştu.