Eskişehir’de özel odalarda üretilen istiridye mantarı, hem kimyasal kullanılmamasından dolayı sağlığa hem de materyalleri geri dönüştürülebilir olduğu için doğaya yararlı olmasıyla biliniyor.
Eskişehir’de yaşayan Özlem Çınar, Aşağı Söğütönü Mahallesi’nde kurduğu tesiste istiridye mantarı yetiştiriyor. Klimalarla her dönem belli bir ısı sağlanan odalarda herhangi bir kimyasal madde veya zirai ilaç kullanmadan yetiştirdikleri istiridye mantarını, her kesimden insanın gönül rahatlığıyla yiyebileceğini söyleyen Çınar, aynı zamanda kullanılan poşetlerin de tarla veya bahçelerde gübre olarak kullanılabildiğini belirtti. Bu sayede istiridye mantarı, üretim sürecinde de doğaya zarar vermiyor. Yaklaşık 1 ay içerisinde olgunlaşarak gelişimini tamamlayan istiridye mantarı, toplanarak tüketime hazır hale getiriliyor. 100 metrekarelik alanda istiridye mantarı üreten Çınar, poşetleri 6-10 kilogram aralığında doldurarak yaklaşık bin poşet ürün yetiştiriyor.
“Etten üç kat fazla protein içeriyor”
Eskişehirli istiridye mantarı yetiştiricisi Özlem Çınar, ürettikleri mantarın et ürünlerine kıyasla üç kat daha fazla protein içerdiğini aktardı. Yetiştirme süreçlerinde kimyasal madde kullanmadıklarını dile getiren Çınar, “Herhangi bir zirai ilaç ya da kimyasal ilaç kullanılmadığı için her yaşta her kesime hitap ediyor. Şu anda fiyatlarımız çok yüksek de değil, her kesim kullanabilir. Her yemeğin içinde kullanılabilir. Zirai ilaç kullanılmadığı için çocuklara gönül rahatlığıyla yedirebilirsiniz. Direnç arttırdığı ve bağışıklığı güçlendirdiği için kanser hastalarına öneriliyor, tümörleri durdurduğu, kalbi, tansiyonu ve şekeri dengelediği doktorlar tarafından açıklandı. Lezzeti de et tadında. Et yiyemeyenler de bununla destekleyebilir çünkü ette bulunan proteinin üç katı bunda var” dedi.
“Toprakta değil, pamukta yetişiyor”
İstiridye mantarını yetiştirirken poşetlerin içerisindeki kompost için fabrikaların çırçır makinesinden geçirilmiş en atıl pamuğunu kullandıklarını kaydeden Özlem Çınar, herhangi bir katkı maddesi bulunmadığını söyledi. Pamukları dezenfekte ettikten sonra tohumla buluşturduklarını belirten Çınar, “Bunun içerisinde herhangi bir toprak yok, sadece pamuk var. Samanla da oluyor. Mantar selülozla beslendiği için toprakla buluşmuyor. Poşetin içerisinde gördüğünüz gibi 6 ile 10 kilogram arasında oluyor. 100 metrekarelik bir alanda klimaların da ısı verebileceği en sağlıklı şekilde 10 kilogramlık olmak üzere bin poşet koyabiliyoruz. Daha rahat nefes alması ve büyüyebilmesi için. Çünkü o da bir canlı. Poşetlerimizin içerisine koyduğumuz hammaddenin 25-30 günlük kuluçka süresi bittikten sonra ürünleri alıyoruz. Poşetleri 55-60 gün kullanabiliyoruz. Ürünleri aldıktan sonra boşaltıyoruz ve en iyi yöntem olan kireçle dezenfekte ediyoruz. Dezenfekte işleminden sonra tekrardan aynı işlemi yapıp, asıp, kuluçkasını bekliyoruz. Sürekli devridaim yapıyoruz bu şekilde. Normalde 12 ay da ekebilirsiniz, ama biz Eylül’den Haziran’a kadar yapıp sonrasında üretimi azaltarak tek odaya düşürüyoruz. 5 ya da 6 kere ekim yapabilirsiniz” diye anlattı.
“Pamuklu poşetler gübre olarak kullanılabiliyor”
Mantarın üretiminde kimyasal bir madde kullanılmamasından dolayı doğaya zararlı bir atık oluşmadığına dikkat çeken Özlem Çınar, şöyle devam etti:
“Poşetlerin içerisinde herhangi bir kimyasal olmadığı için mantarını yiyecek olarak tüketebiliyorsunuz, kendi tohumunu zaten kendi üretiyor. Poşetlerde de içeride geri kalan herhangi bir kimyasal olmadığı için bu poşetleri açıp tarla için ya da bahçeler için gübre olarak rahatça kullanılabiliyor. Doğal bir gübre olduğu için çiçeklere de kullanabilirsiniz. Bahçeye serip üzerinde sebze meyve çok güzel yetiştiriliyor. Çünkü pamukta yeteri kadar nem ve su tutulduğu için daha farklı yetişiyor, bahçede yetiştiren arkadaşlarla da denedik. Maliyetlerimiz çok yüksek. Şu anda perakende satışı pazarlarda 17-18 TL, bunda bile bazen zorlanılabiliyor. Maliyetler çok yüksek olduğu ve üreticiye destek olunmasını istediğimiz için biraz daha farklı fiyatta satmak istiyoruz” dedi.