“Millî şuurun uyanışının doğduğu ve bu şuurun muhkem ve muteber olduğu 3 Mayıs 1944 Milliyetçiler Günü’nü büyük bir kıvanç ve gurur ile idrak ediyoruz. Büyük Türk şair, yazar, öğretmen Hüseyin Nihâl Atsız’ın ifadesiyle "3 Mayıs 1944 Türkçülerin ızdırabı ile yoğrulmuş bir dönüm günüdür." Türk Milliyetçiliğinin tefekkür tarihinde büyük mücadelelere sahip olan, bu müstesna günü bilinç ve şuurla kutluyorum.

Türk ve Türkiye düşmanı akım, görüş, fikir ve yabancı ideolojilere karşı demokratik itirazlarını, meşru hareketlerini, sivil tepkilerini cesurca gösteren dönemin Türk milliyetçileri takdire şayan bir duruş sergilemişlerdir. Onlar Türk milletinin iftihar ve övünç kaynağıdır. Bizler de bu aziz şahsîyetlerle haklı olarak gurur duyuyoruz. 3 Mayıs 1944’te Komünist hedefler, baskı ve dayatmalar reddedilmiş, masum şekilde, millî bir ruhun eşliğinde demokratik ve yasalar çerçevesinde protesto edilmiştir. Vatan, millet ve bayrak sevdalısı milliyetçi gençlerin haklı ve haysiyetli direnişleri işkence, zulüm, eziyet ve esaret ile cezalandırılmıştır.

Bu tertemiz gençlerin aralarında Başbuğumuz Alparslan Türkeş, Hüseyin Nihâl Atsız, Nejdet Sancar gibi isimler de vardır. Türk Milliyetçiliğinin yüz akları, gururları, övünç ve kıvanç kaynakları insanlıkla bağdaşmayan ağır muamelelere maruz kalmışlardır.

3 Mayıs eşsiz ve cesur kahramanları tabutluklarda yapılan her türlü eziyete, işkenceye, baskılara rağmen mücadelelerinden ve dâvâlarından bir ân olsun ödün vermemiş, haklı hakikat dolu mücadelelerine büyük bir inanç, iman ve istikrar ile devam etmişlerdir.

Tabutluklarda Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in tohumları yeşermeye başlamıştır.

İşkenceler, kut'lu hareketimizin temellerinin atılmasında rol oynamıştır.

Milliyetçiliğin 1944'teki şahlanışına, Millî şuurun uyanışına mani olamamışlar Türkiye Türkçüsü gibi mantığa aykırı bir tanımın oluşmasında başarısız olmuşlar, 3 Mayıs kahramanları galip gelmiştir.

3 Mayıs 1944 olayları öncesi ve sonrası bizde derin izler bırakmış, Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in heyecan kaynağı olmuştur bu tarih.

Ülkücülüğün yolu, milletimizin de yoludur, bizler millî menfaatlerimizi şahsî menfaatlerimizin üzerinde tutarız 3 Mayıs 1944 ruhu da bunun en bariz örneği ve ispatıdır. Bu da bizi "Ülkücü" yapan en güzel özelliklerden biridir.

3 Mayıs kahramanları mücadeleleri ile göstermiştir ki Türk Milliyetçiliği fikri karşısında hiçbir baskı, hiçbir esaret, hiçbir eziyet duramamıştır. 3 Mayıs heyecanını, şuurunu dâima korumak, gözetmek ve ilk günkü heyecanla yaşatmak boynumuzun borcudur. Ahde vefanın, mirasa sahip çıkmanın da bir örneğidir.

Bu vesile ile merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş başta olmak üzere bu haklı dâvâda onurlu bir mücadele veren onurlu, cefakâr, vefakâr, asil, samimi ve müstesna şahsîyetleri rahmet, minnet ve saygı ile yâd ediyorum.

Bu fikrin öncülerinden olan aziz şahsîyet Hüseyin Nihâl Atsız: "Tüm Türkçüler bu kut'lu günü analım Kür Şad'ın hatırasını yüceltelim." demiştir. Mukadderatımızın şekillemesine vesile olan, bu fikri payidar kılmak için çalışan çabalayan samimiyet abidesi bu aziz şahsîyetlere minnet borcumuzun olduğu unutulmasın ve bu kut'lu günü payidâr kılıp yaşatalım, analım. Bugün bayram değildir çünkü; büyük ızdırapların ürünüdür. Fakat matem havasında da anmak doğru olmaz. İdrakine ve şuuruna vararak anmak kaabil olacaktır. Liderimiz Dr. Devlet Bahçeli Bey'in de ifade ettiği gibi: "Türk'üz, Türkçüyüz Turan'ın sevda ve hedefindeyiz."

Türk Milliyetçiliğini kutsal sayan ve Türk Milletine sevdalı olan herkesin "3 Mayıs Milliyetçiler Günü'nü" tebrik ediyorum. Gururla, onurla ve büyük bir kıvanç ile bir kez daha 3 Mayıs kahramanlarının manevî huzurlarında söylemek istiyorum ki; mücadeleniz mücadelemizdir.

Ne mutlu Türk'üm diyene!”