Çocuk ile ana arasında doğumla kurulan soybağı baba ile birçok şekilde kurulur. Bunlar ana ile evlilik, tanıma ve babalık davasıdır.

Tanıma, babanın evlilik dışıdoğançocuğun kendisinden olduğunu kabul etmesini ifade eden tek taraflı bir işlemdir. Babanın çocuğu tanıması ile kurulan soybağında ananın veya çocuğun kabulü aranmaz. Evlilik dışındadoğmuş olan çocuğun genetik babası çocuğunu kendi isteğiyle her zaman tanıyabilir. Fakat tanıma tamamen babanın insiyatifinde olan tek taraflı bir hukuki işlemdir. Bazı durumlarda ise baba evlilik dışındadoğmuş çocuğuylasoybağı kurulmasını istemez ve kendiliğinden tanımaz. Bu durumda evlilik dışıdoğmuş olan çocuğun babasının belirlenmesi, soybağının kurulması ve babanın çocuğu nüfusuna alması için babalık davası açılır. Başka bir anlatımla çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesi sağlamak amacıyla açılan davaya babalık davası denir.

BABALIK DAVASI NASIL AÇILIR?  

Kanun koyucu babalık davası açmak için bir takım şartlarkoymuştur. Öncelikle bu şartları inceleyelim. Babalık davası açmanın ilk şartı Yargıtay tarafından da benimsenen görüşe göre annenin belirli olması şartıdır. Yani çocuk ile anne arasında kurulmuş olan bir soybağıilişkisi mevcut olmalıdır.

Babalık davası için ikinci şart ise, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağınınkurulmamış olmasıdır. Eğer çocukla bir başkası arasında soybağıkurulmuşsa, babalık davasının açılabilmesi için öncelikle soybağının reddi davasıyla bu soybağının ortadan kaldırılması gerekir. Yani ana gebe kaldığı sırada evli ise, babalık davası ancak daha önce mahkemece soybağının reddine hükmedilmiş olmasından sonra açılabilir.

Davayı açabilmenin son şartı ise ihbardır. Babalık davasını açan kişi bu durumu Cumhuriyet Savcısına ve hazineye ihbar etmelidir. Ayrıca, ana tarafından açılacak babalık davasında, çocuğun yararı ile ananın yararının çatışabileceği esasından hareketle ananın açacağı babalık davasının kayyıma, kayyım tarafından açılacak babalık davasının anaya bildirilmesi istenmiştir.

BABALIK DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Babalık davası açma hakkı anne ve çocuğa verilmiştir. Bu dava babaya ya da baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılabilir. Babalık davası, sanılanın aksine baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılamamaktadır. Yargıtay’ın görüşüne göre “Baba olduğunu iddia eden kişi babalık davası açamaz.Tanıma mümkün iken dava açmakta hukuki yarar yoktur”. Bu sebeple TMK m.301’e göre dava açma hakkı ana ve çocuğatanınmıştır. Ana ve çocuk babalık davasını ayrı ayrı açabilecekleri gibi, birlikte de açabilirler. Ana ve çocuğun dava hakları birbirinden bağımsız olduğu için ananın veya çocuğun davadan feragat etmesi veya sulh yoluna gitmesi de diğerinin dava hakkını etkilememektedir. Bu sebeple çocuğun davada temsilini kayyım üstlenmektedir.

Ahmet Sivri, Pembegül teyzeyi ziyaret edip yardım sözü verdi Ahmet Sivri, Pembegül teyzeyi ziyaret edip yardım sözü verdi

BABALIK DAVASI AÇMADA SÜRE

Babalık davası çocuk doğduktan önce veya sonra açılabilir. Ana, davayı çocuğundoğumundan itibaren bir yıl içinde açabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesindeki hükme göre annenin dava açma hakkı doğumdanbaşlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile bir başkası arasında babalık ilişkisi bulunuyorsa bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte bir yıllık süre işlemeyebaşlar. Bir yıllık sürenin dolmasının ardından gecikmeyi haklı kılan sebeplerin varlığı halinde 1 ay içinde dava açılabilecektir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu süreler niteliğigereği hak düşürücü sürelerdir. Yani, bu süreler geçirildikten sonra babalık davası açmak mümkün değildir.

Çocuk açısından ise, Çocuğa tayin edilen kayyımın veya ergin olduktan sonra çocuğunaçacağı babalık davası için Kanun’un 303/2’de düzenlenen süreler Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırılık nedeniyle iptal edilmiştir. Çocuğun açacağı babalık davası, TMK m.303’de bir süre sınırına tabi olmayacaktır. Dolayısıyla kayyım da babalık davasını, görevi devam ettiği süre içinde açabilecektir.

BABALIK DAVASINDA İSPAT

Babalık karinesine göre davalı, çocuğun doğumundan önceki 300 ila 180 gün arasında anayla cinsel ilişkiyegirmiş ise bu durumun babalık için karine oluşturulacağı kabul edilmiştir. Davacı tarafından bu ilişkininvarlığını kanıtlamak için her türlü delil kullanılabilir.

KENDİSİNE BABALIK DAVASI AÇILMIŞ OLAN KİŞİ BABALIĞI KABUL ETMEZSE NE OLUR?

Babalık davası resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu bir davadır. Bu nedenle taraflarca talep edilmemiş olsa dahi hakim tarafından soybağının tespiti için ilgililerden kan ve doku örneği alınmasına karar verilebilir. Davalı tarafından rıza gösterilmemesi durumunda uyuşmazlığın çözümü için gerekli olması ve rıza vermeyen bakımından herhangi bir tehlike arz etmemesi durumunda hâkim zor kullanılarak örnek alınmasına karar verebilir. Babalığın ispatı konusunda en yaygın ispat yöntemi ise günümüzde DNA testidir.

T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/1927 Karar No: 2018/1471 Karar “BABALIK DAVASINDA İHTARA RAGMEN BABA GELMEZ VEYA GELİR DE KAN ÖRNEKLERİNİ VERMEZ İSE BU İNCELEMELERİN ‘ZOR KULLANARAK YAPILMASINA KARAR VERİLMELİDİR.”

BABALIK DAVASININ SONUÇLARI NELERDİR?

Dava sonucunda gerçekten dava açılan babanın çocuğu ise, çocuk eşitşartlarda babanın mirasçısı olur. Bunun yanı sıra eğer anne ve baba evli ise çocuk, babanın soyadını alır. Anne ve baba bekar ise, çocuk annenin soyadını alır. Eğer baba ölmüş ise ve babalık davası olumlu sonuçlanmış ise, babanın mirasçıları çocuğakarşı yükümlü olurlar. Babalık olasılığı kuvvetli bulunursa ödenmesine karar verilen nafaka tedbir nafakası olup, bu nafaka mahkeme tarafından verilen babalık kararının kesinleşmesine kadar devam eder ve babalık kararı kesinleştikten sonra da iştirak nafakasına dönüşür.

Anne bu davayı babaya ya da baba ölmüşse mirasçılarına karşı açabilmektedir. Babalık davası ana tarafından açıldığı takdirde, çocuğun baba olduğu iddia edilen kişiyle arasındaki soybağının kurulması istenir. Ayrıca Annenin babalık davasında babadan isteyebilecekleri şunlardır: Doğum giderleri, Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, Gebelik ve doğumungerektirdiğidiğer giderler, Nafakadır. Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.

Kaynak: https://www.harbiyehukuk.com/