Yazıma başlamadan önce ; makalemin başrolündeki ''çıkar'' kelimesinin TDK' daki anlamına bakalım.

         Çıkar; dolaylı bir biçimde  elde edilen kazanç, menfaat, yarar

 Açıklamadaki ''dolaylı'' ibaresine dikkat çekmek isterim. Dolaylı olmanın  zıt anlamlısı  dolaysız olmaktır. Bir başka deyişle net olmaktır. Net olabilmekte samimi olabilmenin   yolunu  açar istisnasız tüm insani ilişkilerde. 

          Hayattan çıkarılabilecek en önemli ders nedir derseniz. Ben size herkesi çıkarları yönetir  derim. Kişi,  çıkar yönetimini yapabildiği ölçüde var olabiliyor günümüz dünyasında. Bir başka ifadeyle;  çıkarlarımızı nasıl yönettiğimiz belirliyor durduğumuz yeri yahut duramadığımız yeri...

         Ailenizde ki bireylerle ( istisnaların da olduğunu kabul ederek, anne ve babaları genel olarak bu hususun dışında tutuyorum), sosyal çevrenizde ki arkadaşlarınızla, iş yaşamınızda ki astınızla üstünüzle yani temas ettiğiniz herkesle aranızda,   seviyesi az veya  çok   bir çıkar ilişkisi vardır. 

         Her bir kişinin, her bir kişiyle olan iletişiminde ana temadır çoğunlukla ''çıkar''. Bilhassa günümüz dünyasında hemen hemen herkesin  bir çıkarı vardır. Kiminin merhamettir çıkarı, kiminin mevki makam, kiminin para, kiminin ise daha çok şey.

         Herkesin belli çıkarları vardır ve çıkarlarınız örtüştükçe aynı yolda yürürsünüz. Ama bir gün gelir çıkarlar ayrı düşer. İşte o vakit herkes kendi yoluna gider. Daha önce bir şey yaşanmamış gibi. (bu duruma aşırı çıkar kullanımının zararı da diyebiliriz.)

         Bu çıkar denen illetin en sevmediği şey nedir derseniz. Samimiyet derim. Çıkar ve samimiyet iki olmazdır. Biri varsa diğeri olmaz. Kişideki samimiyet düzeyi arttıkça, kişinin çıkar odaklı bakış açısı daralmaya başlar. Çıkarcı bir hayat felsefesini  ilke edinmiş  bir insanda da samimiyeti ara ki bulasınız.

         Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş ne güzel söylemiş...

         ''ah yalan dünya

         yalandan yüzüme gülen dünya''

         Üstadın da tabiriyle, bu yalan dünyada; samimiyetin gün geçtikçe yerini çıkarcı bir anlayışa bıraktığını görebiliyoruz.  Çıkar egemen  dünyanın çıkarcı bireylerinin sayısı arttıkça,  insanı doğanın  en tehlikeli varlığı yapan süreç de kaçınılmaz olmaktadır.