Bugün bizi var eden, kişiliğimizi benliğimizin en önemli parçalarından biri olan cinselliğin tarihi hakkında konuşmaya ne dersiniz?

Cinsellik, insanlık tarihi kadar eski ve karmaşık bir konudur. Zamanla değişen toplumsal normlar, dini inanışlar ve bilimsel gelişmeler cinselliğin algılanışını ve yaşanışını derinden etkilemiştir. 

Çok eskilere yani antik çağlara gidelim! 

Antik çağlarda cinsellik, yaşamın doğal ve ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilirdi. 

Örneğin, Eski Mısır'da cinsellik, hem günlük yaşamda hem de dini ritüellerde önemli bir yer tutardı. Tanrı ve tanrıçaların cinsel birleşmeleri, bereket ve doğurganlıkla ilişkilendirilirdi. 

Antik Yunan'da ise cinsellik, sanatta ve edebiyatta sıkça işlenirdi. Homoseksüel ilişkiler, özellikle genç erkekler arasında yaygındı ve eğitim sürecinin bir parçası olarak görülürdü. Birçok filozofun cinsellik ve aşk üzerine farklı fikirler beyan ettiklerini de biliyoruz. 

Dini dogmaların içinde var olmaya çalışan Ortaçağ’da cinsellik!

Ortaçağ, cinselliğin daha çok dini dogmalar tarafından şekillendirildiği bir dönemdi. Çoğu toplum, cinselliği günah ve ahlaksızlıkla ilişkilendirirken, evlilik dışı cinsel ilişkiler sert bir şekilde cezalandırılırdı. Bu dönemde kadınların cinselliği de büyük ölçüde baskılanmış ve tabu haline getirilmiştir. Ancak, gizli kalan cinsel arzular ve tutkular, halk hikayelerinde ve gizli yazmalarda kendine yer bulmuştur. 

Rönesans: Uyanış!

Rönesans dönemi, cinsellik açısından bir uyanış ve yeniden doğuş dönemidir. Sanat ve edebiyat, cinselliği yeniden keşfetmiş ve açıkça işlemiştir. Bu dönemde, insan bedeninin güzelliği ve cinselliğin doğallığı ön plana çıkarılmıştır. Ancak yine de dini otoriteler, cinselliği kontrol altında tutmaya çalışmışlardır.

En iyi su altı resimleri ödüllendirildi En iyi su altı resimleri ödüllendirildi

19.yüzyıl, cinselliğin bilimsel açıdan incelenmeye başlandığı bir dönemdir. Sigmund Freud'un psikoanalitik teorileri, cinselliğin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini ve önemini vurgulamıştır. Freud, cinsel arzuların bastırılmasının psikolojik sorunlara yol açabileceğini ileri sürmüştür. Aynı dönemde, cinsel hastalıklar ve doğum kontrol yöntemleri üzerine de önemli çalışmalar yapılmıştır.

19.yüzyıl, cinselliğin toplumsal ve kültürel devrimlere sahne olduğu bir dönemdir. 1960'larda başlayan cinsel devrim, cinselliğin daha özgürce yaşanmasını ve konuşulmasını sağlamıştır. Kadın hakları hareketi, kadınların cinselliklerini daha açıkça ifade etmelerine ve cinsel özgürlüklerini kazanmalarına katkıda bulunmuştur. 

Günümüzde cinsellik, hala birçok kültürel ve toplumsal faktör tarafından şekillendirilmektedir. İnternet ve sosyal medya, cinselliğin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamış ve cinsel bilgiye erişimi kolaylaştırmıştır. Ancak, cinsellik hala birçok toplumda tabu olarak görülmekte ve cinsel eğitim konusunda eksiklikler bulunmaktadır. Bu nedenle, cinselliğin doğru ve sağlıklı bir şekilde anlaşılması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları büyük önem taşımaktadır.

Cinsellik tarihi, insanoğlunun tutkularını, korkularını ve arzularını yansıtan zengin bir hikaye sunar. Bu hikaye, cinselliğin sadece biyolojik bir dürtü değil, aynı zamanda kültürel, psikolojik ve toplumsal bir olgu olduğunu göstermektedir. 

Cinselliğin tarihini yazmak sayfalar alır. Çok uzun ve detaylarla dolu bir konu bu. Size en kısa hali ile aktarmak istedik. 

                                                                                                               Rabixy markası yazarı Hypatia