Sosyal ağlar, iş hayatı, alışveriş alışkanlıkları derken günlük hayatımızda birçok alanda dijitalleşmeye adapte oluyoruz. Bu gelişim sürecinde vücudumuzda en çok eforu sarf eden ise kuşkusuz gözlerimiz… Telefon, tablet ve bilgisayarlar karşısında geçirdiğimiz süre çoğaldıkça bu tür ekran kullanımına bağlı gelişen sağlık problemleri de literatürde yerini almaya başladı. Maalesef artık yepyeni bir sağlık problemimiz var: Dijital Göz Yorgunluğu!

Çağın getirdiği problemlerin en yenisi Dijital Göz Yorgunluğu (DGY) nedir ve nasıl önlemler alınır? Optik sektörünün devlerinden Hoya’nın Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Kayra açıklıyor.

Dünyayı görme şeklimiz değişti

Günlük ortalama 15 saati bulabilen dijital ekran kullanımında %90 oranında akıllı telefon, %70 oranında bilgisayar, %54 oranında tablet öne çıkıyor. Hoya Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Kayra, gün içerisinde cihazlar arasında geçişi yapmanın ise gözlerimizi daha çok yorduğunun altını çiziyor. Kayra, ‘Görüş Konseyi’nin Dijital Göz Yorgunluğu raporuna göre farklı görüş mesafelerindeki alanlara odaklandığımızda gözlerimizi %22 oranında daha fazla yorduğumuz kanıtlandı. Hoya adına Nisan 2017’de Hollanda ve ABD’de gerçekleştirilen Dijital Davranış ve Dijital Göz Yorgunluğu raporuna göre ise katılımcılar gün içinde 333 defa odak noktası değiştiriyor, %85’i yakından yakına odaklanıyor, tek bir yere odaklanmak ise maksimum 6 dakika sürüyor. Uzun süre ve mola vermeden bir ekrana odaklanan gözün kırpma sayısı 4’te 1 oranında düşüyor bu sebeple gerekli nemi sağlayamayan göz yorulup kuruyor. Tüm bunlar maalesef tıp literatürüne yepyeni bir hastalığı sokuyor. Hem erişkinlerde hem de çocuklarda görülen göz yorgunluğu ve buna bağlı göz kuruluğu, genetik yatkınlık olması koşuluyla astigmata, miyopiye yol açabiliyor. Önlemek için geliştirilen teknolojilerle insanları tanıştırmak ve bilinç oluşturmak için çalışmalarımıza hız veriyoruz.’ diyor.

Dijital Göz Yorgunluğu (DGY) Nedir?

Dijital ekranlara 2 saat veya daha fazla süre bakmaktan kaynaklı olarak hissedilen fiziksel rahatsızlıklara ‘Dijital Göz Yorgunluğu’ denilmektedir. Yorgun gözler, baş ağrıları, bulanık görüş, kuru gözler, ışık hassaslığı, gece görüş zorluğu ve kaşıntılı gözler gibi semptomlar doğurabilen rahatsızlığın tedavisi ise mümkün. Hoya Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Kayra, göz yorgunluğu yaşayan kişilerin %91’inin dijital cihaz kullanımı esnasında bu rahatsızlığı yaşadığının altını çiziyor. Kayra, ‘Hastalar Dijital Göz Yorgunluğu oluşması halinde çözümü gözlükte aramıyor. Çoğunlukla belirtiler yok sayılıyor, önemsenmiyor. Hoya’nın ürün gamında, özellikle dijital göz yorgunluğunu önlemek ve azaltmak için geliştirilmiş SYNC III ürünü mevcut. SYNC III, günde 2 veya daha fazla saat dijital ekrana bakarak zaman harcayan 13 ile 45 yaş arası kullanıcılar için ideal. Yapılan son araştırmaya göre, akomodasyon (yakındaki nesneden net görüntü almak üzere gözün kendini ayarlama ve uyum sağlama yeteneği) destekli camların kullanımı öncesi ve sonrası belirtilerin %84’ünün azaldığı gözlemlendi. SYNC III camları, Binocular Eye Model ile hesaplanarak 30 cm dijital cihaz görüş mesafesine göre optimize ediliyor.’ diyor.

Önlemek için neler yapabiliriz?                                      

Dijital ekranlardan gelen ışığı optimize ederek göz kaslarını rahatlatan özel camlar kullanmanın yanı sıra belirtileri azaltmak için alınabilecek önlemler mevcut.

-Ekran parlaklığı ortam aydınlatması ile benzer olmalı.

-Kontrast mümkün olduğunca artırılmalı.

-Dijital ekranlar gözden olabildiğince uzak olmalı.

-Ekranın orta noktasının göz seviyesinin yaklaşık 15 cm altında konumlanması önerilmektedir.

-Ortam ısısı uygun ayarlanmalı, klima ile havalandırılan alanlarda göz kuruluğunun engellenmesi için ortam nemlendiricileri kullanılmalı.