KAYNAK MANŞET GAZETESİ
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Berrin Koç, Eskişehir Manşet’in sorularını yanıtladı. Oda çalışmaları, Jeofizik mühendislerinin sorunları ve çalışma alanları, deprem ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi veren Berrin Koç, Eskişehir’in depreme henüz tam olarak hazır olmadığını söyledi.
Önce sizi tanıyabilir miyiz? Meslek hayatınız nasıl başladı?
1974 Ankara doğumluyum. 1996 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Jeofizik Mühendisi olarak mezun oldum. 2005 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümünde Uygulamalı Jeoloji Ana Bilim dalında yeraltı suları konusunda yüksek lisansıma başladım. 2001 yılında Eskişehir’in ilk Jeofizik bürosunu kurdum ve bölgede Jeofizik Mühendisi olarak faaliyete başladım. Halen Serbest Jeofizik Mühendisi olarak faaliyetlerime devam etmekteyim. Tek kişi olarak başladığım büroda şu an 3 jeofizik mühendisi olarak çalışmaktayız.
2000-2012 yılları arasında kesintisiz olarak o zaman Bölge Temsilciliği olan TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Eskişehir Bölge Temsilciliği’nde başkanlık ve çeşitli yönetim kademelerinde görev yaptım. 2018 yılında şube saymanı olarak tekrar görev aldım. Bu yıl 9 Şubat’ta gerçekleştirdiğimiz Şube Olağan Genel Kurulu’nda Şube Başkanı seçilerek göreve başladım.
2000 yılından bugüne kadar Eskişehir ve çevre iller ağırlıklı olmak üzere ülkemizin pek çok değişik bölgesinde kamu ve özel sektöre yönelik Jeofizik ölçümü, değerlendirme ve raporlama çalışmaları yaptım. 24 yıllık meslek hayatımı mesleğimin çalışma alanı içerisinde bulunan pek çok etkinlik, kurs seminer vs. katılarak hem kendi bilgi birikimimi artırmak hem de bilgimiz ve sorumluluklarımız dahilinde faydalı olabilmek adına geçirdim diyebilirim hâlâ da aynı amaçla çalışmaya devam ediyorum.
ÜRETEN, KATILIMCI, KADIN RUHUYLA YAŞAMI BİRLEŞTİREN…
Jeofizik dışında hangi ilgi alanlarınız oldu?
Jeofizik dışında ilgi alanım olan konularla da ilgili faaliyetlerim oldu.Bunların başında siyaset ve sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalar geliyor. Kadınların yaşamda mesleki ve kişisel olarak aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. Kadınların özellikle yaşam içerisinde aldıkları sorumluluklarla ve toplum tarafından kadına biçilen görevlerle birlikte biraz daha yoğun ve yorucu olsa da başka alanlarda da yer alması gerektiğine inanıyorum ve tercihim hep bu yönde oldu. Ayrıca mesleğim dışında ilgi alanıma giren bir bölüm daha okuma isteğim vardı onu da gerçekleştirmeye çalışıyorum, şu an Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon Programcılığı bölümü öğrencisiyim.
Bu hayatta yaşadığım en büyük güzellik dediğim 2 çocuk annesiyim. Tüm bu çalışmalar içerisinde aynı zamanda onları büyütebildim diyebilirim çünkü artık büyüdüler biri 22 diğeri 18 yaşında…
Bir kadın olarak yaşamın her alanında aktif, üreten, katılımcı, kadın ruhuyla yaşamı birleştiren bir birey olmak için çabaladım ve çabalamaya da devam ediyorum.
Jeofizik Eskişehir Şubesi'nin çalışmalarını anlatır mısınız?
Şubem Eskişehir Merkezli olup Afyonkarahisar ve Kütahya illeri şubemize bağlıdır. Bu iki ilde atanmış il temsilcilerimiz var onlarla koordineli şekilde çalışıyoruz. Mesleğimizi tanıtmak, icra etmek, geliştirmek, uygulamaların bilimsel standartlarda en üst düzeyde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla çeşitli eğitimler ve denetimler yapmaktayız. Ayrıca meslektaşlarımızın mesleki sorun ve sıkıntılarını çözmeye yönelik çalışmalar, kurs, seminer vb. etkinlikler düzenleyerek hem mesleğimize hem meslektaşlarımıza katkı sağlamak yaptığımız çalışmalar arasında. Kamu kurum ve kuruluşlarının düzenlediği etkinliklere katılarak bilgi alışverişi yapmak da yine şubemiz tarafından yapılan çalışmalar arasında yer almakta. Topluma en faydalı ve en verimli şekilde hizmet verebilmek için İlgili meslek disiplinleriyle temas halinde bulunarak ortak çalışmalar yapmak da yine şube faaliyetlerimiz arasında.
Jeofizik Mühendisi kimdir? -Jeofizik Mühendisinin çalışma alanları nelerdir?
Jeofizik Mühendisliği; yeryuvarının ve diğer gezegenlerin fiziksel yapısını, yerin davranışını, depremleri inceleyen, yeraltı kaynaklarını (su, petrol, doğalgaz, maden yatakları, jeotermal alanlar), arkeolojik ve kültürel kalıntıları arayan, mühendislik yapıları ile kentsel yer seçimini belirleyen, fizik yasaları uyarınca matematiği ve jeolojiyi kullanarak yeraltının anlaşılmasını sağlayan, görüntüleyerek araştıran ve yeryuvarının dinamik davranışlarını belirleyen bir mühendislik dalıdır.
Jeofiziğin Uygulama alanları şunlardır:
* Yerin iç yapısının araştırılması
* Yerkabuğunun araştırılması
* Jeofizik haritalama
* Havza araştırmaları
* Hidrokarbon araştırmaları (kömür, petrol, doğalgaz)
* Jeotermal alanların araştırılması
* Maden yataklarının araştırılması
* Yeraltı suyu arama araştırmaları
* Yeraltı suyu kirliliğinin araştırılması
* Su yataklarına deniz suyu girişiminin haritalanması
* Karstik boşlukların araştırılması
* Mühendislik yapıları yer, temel, zemin araştırmaları
* Mühendislik yapıları yapı, donatı araştırmaları
* Arkeolojik ve kültürel yapıların araştırılması
* Kentsel dönüşüm yer seçimi araştırmaları
* Katı atık alanlarının ve yeraltı suyuna etkilerinin araştırılması
Jeofizik Mühendisliğini gençler tercih ediyor mu?
Son yıllarda, üniversiteye giriş sınavı sonrasında jeofizik mühendisliği gibi yerbilimlerinin bazı bölümlerinin tercih edilmeme eğilimi söz konusudur. Bunun en önemli sebebi; iş olanaklarının düşük olması geliyor. KPSS tercih kılavuzlarında adı geçmediği için iş olanağının olmadığı algısı yaygın. Üniversiteye hazırlanan öğrenciler arasında, Jeofizik mühendisliği bölümünün çok az biliniyor olması ve ‘Jeofizik’ adının gençlere cazip gelmemesi de etkenler arasında. Üniversiteye hazırlanan gençler arasında yapılan bir ankette öğrencilerin “Jeofizik” adı içinde “Fizik” kelimesi geçtiği için kendilerini bu bölüm için yeterli görmedikleri sonuçlarına varıldığı görüldü.
Eğitiminin zor olduğunu düşünmeleri ama bu zor eğitimin sonunda elde edecekleri iş imkânının az olması ve gelirin düşük olacağı düşüncesi gençlerin özellikle son yıllarda bu bölümü tercih etmemeleri sebebi haline geldi.
Peki sizce fakülte sayısı yeterli mi, mezunlar iş bulabiliyor mu?
1999 yılında yaşanan Gölcük depreminin ardından -hatta bu talihsiz olaya ülkemizde mesleğin tanınması ve bilinmesinin miladı diyebiliriz- yoğun ilgi görmeye başlamıştı. İş imkânının fazla olacağı beklentisi, gündemde olması ve popüler olması ilgiyi arttırmıştı. O dönmede yoğun tercih edildi. Fakülte sayıları arttırıldı. Ancak zamanla beklenen istihdam sağlanmadı, kamu kuruluşlarına yeterli alım yapılmadı, piyasada ise beklenen maddi getiri sağlanmadı ve ihtiyacın üzerinde Jeofizik Mühendisi mezun oldu. Bir süre sonra bazı fakülteler kapatıldı açık olanların da öğrenci sayısında ciddi bir düşüş yaşandı. Şu an 6 Üniversitede öğretim devam etmektedir. Yani 1999 depreminden önceki duruma dönüldü diyebiliriz. Kamu alımlarında Jeofizik Mühendisliğine tanınan kontenjanlara bakıldığında bu sayı ülke genelinde ekonomik şartlara bakıldığında piyasa için de yeterli çünkü çok kısıtlı şartlarda faaliyetler devam ediyor. Dünya geneline bakar ve kıyaslarsak maalesef olması gerekenden az sayıda. Maalesef ülkemizin şartları ve olanakları mesleğin gelişmesine, yaygınlaşmasına ve uygulanmasına izin vermiyor.
Ülkemiz deprem bölgesinde. Tabi ki Eskişehir de öyle, depremlere karşı yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Eskişehir depreme hazırlık mı?
Ülkemiz 1999 depreminden sonra ciddi oranda depreme karşı hazırlık çalışmaları başlatmıştır. Gerek yapı denetim gerekse belediye kontrolleri olsun inşa edilecek binalarda uygulanan standartlar geliştirilmiştir. Eskişehir de bu konuda ciddi bir yol kaydetmiştir. Şehrimizde halkı bilinçlendirme- depreme karşı alınacak önlemler adı altında birçok seminer ve sunumlar yapılmıştır. Valilik-AFAD-belediyeler-üniversiteler ve meslek odaları şehrimizde ortak çalışmalar yaparak şehrin depremde yol haritasını çizmek için çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Fakat tüm bu yapılan çalışmalara rağmen Eskişehir depreme henüz tam olarak hazır diyemeyiz. Birçok eski ve riskli binalar kentsel dönüşüm adı altında yıkılarak yerlerine yenileri inşa edilmekte. Bu yeterli mi? Hayır. Hatta bu dönüşüm işleri maalesef amacı dışında kimi yerlerde ranta dönüştü. İmar barışı adı altında birçok kanuna aykırı binalarda af kanunundan yararlanarak gerekli izinler alındı. Bunda da büyük hatalar yapıldı. Şehrimizde hali hazırda yıkılmayı bekleyen birçok eski yapı bulunmakta. Bunların kimi boş devlet daireleri, kimisi de yapı ömrünü tamamlamış dönüşüm aşamasındaki yapılar. Riski binaların bir an evvel dönüşüm yoluyla sağlıklı bir şekilde inşa edilerek yenilenmesi gerekmektedir.
Yeni yapılacak binalar için yapılan zemin etüt çalışmalarında ciddi bir gelişme kaydedilse de personel eksikliği, denetim eksikliği ve ekonomik koşullara bağlı olarak çalışma eksikliği halen devam etmekte. Aynı durum yeni imara açılacak olan alanlar için yapılan çalışmalarda da mevcut.