Eskişehir Türk Ocağı tarafından yapılan açıklamada, V. Gençlik Kurultayı’nın amacı hakkında şunlar söylendi: “Türk insanı tarafından tam manasıyla idrak edilmediği görülen Türk Dünyası coğrafyasına, bağımsız Türk Cumhuriyetlerine ve henüz bağımsızlığını elde edememiş Türk topluluklarına dikkat çekerek, Türkiye Cumhuriyeti ile Türk Dünyası arasındaki ilişkilerin arttırılmasını sağlamaktır. “Dilde, Fikirde, İşte Birlik Yolunda Türk Dünyası’nın Çeyrek Asrı” konulu V. Gençlik Kurultayı’nda sunulmak üzere kabul edilen bildiriler, fikirleri ve eylemleri ile bütün Türk Dünyası’nı temsil edebilecek nice isimler arasında yer alan İsmail Gaspıralı, Alihan Bökeyhan, Ebulfez Elçibey, Mehmet Emin Yurdakul, İsa Yusuf Alptekin, Hamdullah Suphi Tanrıöver’e atfedilen oturumlarda sunulmuştur.”
Türk Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tezel başkanlığında toplanan değerlendirme heyeti, söz konusu bildirilerin değerlendirilmesi neticesinde, sonuç bildirgesi hazırladı. Sonuç bildirgesi şu şekilde oluşturuldu:
"1. Kurultayda sunulan bütün bildirilerde, kurultayın konusu yapılan ve Türk Dünyası’nın geçmişte olduğu gibi, bugün de en çok ihtiyaç duyduğu “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” düsturu dile getirilmiştir.
2. Bu bağlamda bazı bildiriler, Türk Dünyası’nın son yüz yılı içerisindeki gelişmelerine ışık tutarken, bazı bildiler de özellikle 1991 yılından itibaren bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetlerinin ve topluluklarının son çeyrek yüzyıldaki siyasi, sosyal, kültürel, iktisadi, hukuki alanlarda yaşadıkları süreci değerlendirmektedir.
3. Kurultay'ın; düzenlenme gayesine uygun bir şekilde, "müşterek duygu ve düşüncelere sahip gençlerimizin tanışıp kaynaşmalarını sağlama" ve "onları bilimsel çalışmalarda bulunmaya teşvik etme" amaçlarına hizmet ettiği, sonucuna varılmıştır.
4. Türk insanının henüz tam manasıyla Türk Dünyası’nı idrak edemediği görüldüğünden; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin enerjisini daha çok Türk Dünyası’na dönük kullanması, karşılıklı temasların arttırılması, ortak projelerle gidiş-gelişlerin daha fazla yapılabilmesi tavsiye edilmektedir.
5. Son dönemde Kazakistan ve Azerbaycan’da ortaya çıkan gelişmeler heyecan verici karşılanmış, Türk Dünyası’nın birliğini sağlayabilmek maksadıyla, benzer gelişmelerin diğer Türk Cumhuriyetleri ve henüz bağımsızlığını kazanamamış Türk topluluklarında da gerçekleşmesi için çaba sarf edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
6. 2009 yılında imzalanan Nahçıvan Deklarasyonu ile Türk Dili konuşan ülkeler arasında işbirliğini sağlamak amacıyla kurulan Türk Keneşi’nin ve Uluslararası Türk Akademisi’nin daha etkili bir şekilde yararlanabilmesinin önü açılmalı, böylece Türkiye ile bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve henüz bağımsızlığını kazanamamış Türk toplulukları arasındaki siyasi, iktiâdî, kültürel bağlar arttırılmalıdır.
7. Nahçıvan Deklarasyonu’nu imzalayan ülkelerin ortak kültürel ve tarihi değerlerini bir araya getirebilecek “Türk Dünyası’nın Ortak Tarih Ders Kitabı”nın yazılması projesinin uygulanmasına daha fazla önem verilmesi gerektiği kanaati oluşmuştur.
8. Ortak Tarih Ders Kitabı’nın yazılmasının önemli olduğu kadar, yazılan ders kitabının bütün Türk Dünyası’nda okunabilmesi ve anlaşılması da son derece önemlidir. Bu kapsamda Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in yakın zamanda “Kazakistan’ın Latin alfabesine geçeceği”ne dair aldığı karar bütün Türk Dünyası tarafından desteklenmelidir.
9. Bu doğrultuda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından ilân edilen “2017 Türk Dili Yılı” etkinlikleri kapsamında yeni projelerin geliştirilmesi ve uygulanmasında Türk Ocakları ve Türk Ocaklılara büyük sorumluluk düşmektedir.
10. Köklü mazisinin farkında olan, bu farkındalıkla Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Dünyası’nın geleceğine yön verebilecek, Türk Dünyası’nın sorunlarına çözüm üretebilecek, yer aldığı her görev ve sorumlulukta bütün insanlığa huzur, adalet, refah ve emniyet sağlamayı ilke edinecek, bilgili, milli ve manevi değerlerine saygılı nesillerin yetişmesi için Milli bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.
11. Türk Dünyası’nın ve bütün insanlığın huzur ve sükûnu için Türk Milletinin yeniden cihanşümul bir güç olması gerektiğine olan inanç, milletimizi ve tarihimizi tanıyan/bilen çevrelerde her geçen gün biraz daha kuvvetlenmektedir. Bütün bu ilke ve görüşler doğrultusunda geleceği inşa edebilecek gençlerin yetişmesi için 2007 yılından bu yana sürdürülen Gençlik Kurultayları’nın aksatılmadan devam ettirilmesi temenni edilmektedir.
Bu temenni doğrultusunda, VI. Gençlik Kurultayı’nın “Türk Gençleri'nin karşı karşıya bulunduğu manevî buhran” konusunda düzenlenmesinin teklif edilmesi uygun görülmüştür."