Geçtiğimiz hafta insan hakları gününü idrak ettik. Kokteyller verildi ,fotolar çekildi. Böyle günlerden-kimisi  haftalar -çok var. Farkındalık sağlıyorlar.Bu durumda  çok şeyin farkında olmamız bekleniyor.İşin biraz da suyu çıkmak üzere ki o suyu alıp alıp kafasından   aşağı döktü insanlar .Bu eylemin amacı ALS hastalığına farkındalık sağlamakmış .Akıllı milletim ben doktormuyum,bilim adamı mı ,al sana farkındalık  demek istemiş olabilir ,düşünmeye değer. Elbette ki insanların bilinçlenmesi eyleme geçmesinin  ilk adımıdır. Eylem de bir şeyleri değiştirmenin tek aracıdır. Hangi sorunun hangi eylemle  çözüleceği  özgül duruma göre değişir. Eğer  insanlar ne derse desin ,ne talep için ne eylem yaparsa yapsın kimse tınlamıyorsa iş bayağı büyümüş demektir .Ve bu durumda farkındalık ile yetinmek  aldatmacaya dönüşebilir.

        Gelelim insan haklarına. Bu yıl ve  anımsadığım kadar geçmiş yıllarda da etkinliklerde,afişvs de kullanılan slogan, “İnsan haklıdır “ . Öyle midir ? Hem öyledir ,hem değildir. Geniş zaman kipi kullanıldığına göre  mutlak olarak her yerde ve her zamanda diye anlarız. Oysa  Romalı kölelere ,ortaçağserflerine,tiz kellesi getirilecek olanlara  soracak olsaydık ,ne cevap alırdık acaba ? Ya Aylan bebeğin  bırakın çocuk haklarını ,yaşam hakkı nereye gitti ?  .Demek ki insanın haklı olması için hakkını kazanması ve  koruması gerekmiş, gerekmekte. Hele de  İnsan haklarını  açıklayan, beyan eden  ,var eden  ,insanlığın gündemine kalıcı olarak sokan ,sonrasında  ete kemiğe büründürüp  zenginleştiren süreçlerin  birer devrim süreci  olduğunu  hatırlarsak …Her biri vatan kuran  devrimler .Temel yurttaş haklarının  kullanıcıları  yurttaşlar olacak çünkü. Çünkü Aylan bebek vatanı çiğnendiği için öldü.

   Sümerli Urukaginakitabesine  yetim ve dulların  hakları yendiği için eski  yönetimi yıkıp iktidara geldiğini yazmış  yüzyıllar önce. İş  öyle böyle değil bayağı büyük .

                             Farkındayız

BİNNUR UZUN