Anadolu Üniversitesi’nden iki akademisyenin sözleşmelerinin yenilenmemesi üzerine Eskişehir Emek ve Demokrasi Güçleri Adalar’da düzenledikleri kitlesel basın açıklamasında sert tepki göstererek, akademisyenlerin işe iade edilmesini istediler.

Demokratik Kitle örgütleri, meslek örgütleri, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve üniversite öğrencilerinde katıldığı kitlesel basın açıklamamsında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Anadolu Üniversitesi’nde İki akademisyenin hukuksuzca işlerinden edilmesi kabul edilemez olduğunu söyledi.

Aynı zamanda Eğitim Sen Şube yürütme kurulu üyesi olan Barış Işık ve Eğitim Sen üyesi Melike Belkıs Aydın keyfi ve hukuksuz bir biçimde sözleşmeleri yenilenmeyerek işlerinden edildiğini, yerlerine ise hiçbir uzmanlığı olmayan, İlahiyat fakültesinden isimler atandığını ifade eden Gezen, “Akademik açılış yılının Sarayda yapıldığı, akademik özgürlüğün, özerkliğin, bilimsel özgürlüğün yok edildiği, bağımsızlığın sembolü olan cübbelere ilikler açıldığı bir dönemde bu işten atmaların anlamı, akademide soran, sorgulayan, eleştiren, üniversite değerleri savunan akademisyenlerin tasfiyesidir, bu değerlere saldırıdır. Tek adam rejimine uygun bir üniversite sisteminin yerleştirilmeye çalışılmasıdır” dedi.

Akademik özgürlüğe sendikal faaliyeti saldırıdır            

“Bu anlayışa uymayan, eşit, Özgür, emekten yana bir dünya için, toplum yararına bilgisini seferber eden arkadaşlarımıza yönelik bu saldırı aynı zamanda özgür bilime, akademik özgürlüğe, eleştirel düşünceye yönelik bir saldırıdır “ diyen KESK EŞ Genel Başkanı Aysun Gezen şunları söyledi:

“Sendikal faaliyetin de önemli yürütücüleri olan arkadaşlarımızın bu şekilde keyfi ve hukuksuzca işten atılmaları sendikal faaliyetin de engellenmesidir ve bu açıkça suçtur.

Yine arkadaşlarımızın yerine atandıkları kürsünün yeterliklerini karşılayamayacak isimlerin getirilmesi kadrolaşmanın boyutlarını ortaya koyuyor ve bu esnek, güvencesiz çalışmanın üniversitelere yansıması olduğu gibi aynı zamanda öğrencilerin eğitim ve öğrenme hakkına da ciddi bir saldırıdır.

Özgür bilimin yapılabilmesi için iş güvencesi şarttır. Biz her koşulda arkadaşlarımızın yanındayız, tüm kamuoyunu da iş güvencesine, akademik özgürlüğe, eğitim öğrenim hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

Güzellik kazanacak, hukuk kazanacak

İşten atılan iki akademisyenden birisi olan Dr. Barış Işık yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“Bu süreçte bize Eskişehir halkı sahip çıktı. Çünkü bu şehrin dürüst namuslu gazetecileri var, çekinmediler. Bu şehrin namuslu milletvekilleri var, soru önergeleri var. Meslek odaları var bize sahip çıktılar. Hocalarımız sahip çıktılar bizim için köşe yazıları yazdılar.

Biz mesleğimizi dürüst namuslu ve ciddi yaparız. Biz mazlumun yanında yeraldık. 12 eylül davalarında savunma dilekçeleri yazdık. Hukuka adalete olan açlıktır, adalet isteğidir. Biz akademisyenler biz ve onlar diye sevmeyiz.  Biz ve onlar demek zorundayım. Bu ayrımızı biz yapmadık. Bu ayrımı eskisi bir sene önce üniversiteye gelerek ‘ya bizden ya da ondan bize biat edeceksin, zalimin yanında yer alacaksın’ diyenler biz bunu yapamazdık. Çünkü bilim buna izin vermez, hukuk izin vermez. Onların bilimle derdi yok. Bilim derdi olsaydılar, kendini ispat etmiş Belkıs hocanın yerine bir ilahiyatçiyi derse sokmazlardı.  Onlar bu fakülteye şehre dizayn vermeye çalıştılar.

Biz dürüst, namuslu insanlar yetiştirmeye çalıştık. Biz inatla hukuk ve bilim dedik ve demeye devam edeceğiz.  Bizim doğruları söylemeye devam edeceğiz. Elbette döneceğiz, biz kötülerden önce vardık onlardan sonra da var olacağız. Bizim güzel bir memleket umudumuzu, bilimsel açımızı gülüşlerimizi elimizden alamayacaksınız. Güzellik kazanacak, hukuk kazanacak.”

Özgür düşünceden  öç almaya çalışıyorlar

Daha sonra Eskişehir Okulu adına, Barış bildirgesine imza attıkları gerekçesiyle işten atılan akademisyenler adına konuşan Kasım Akbaş’da konuşmasında şunları söyledi:

“Melike Belkıs’ın ve Barış’ın maruz bırakıldıkları muamelenin iyi yanıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz: Birincisi, dostlarımızın sözleşmelerinin yenilenmemesi işlemi, hiç kuşku yok ki bizlerin de muhatabı  olduğu akademik tasfiye sürecinin bir devamıdır. Hepsinin ardında üniversiteden, bilimden, akademiden, özgür düşünceden öç almaya çalışan aynı irade söz konusudur.

İkinci olarak ise, daha dar anlamda Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde özel bir operasyon sürdürülmeye çalışıldığı da anlaşılıyor. OHAL sürecinde ağır yara alan fakülte özelinde adeta üniversitesinin geneli ıslah edilmeye çalışılıyor.

İçinde unvan, hiyerarşi, makam, iktidar, menfaat olmayan okullar ve akademiler bilimsel bilgi üretiminin ve paylaşımının gerçek zeminini kurmayı sürdürüyor. Melike Belkis ve Barış’ın bu üretimin bir parçası olduklarını biliyoruz. Varlıkları bize güç ve umut veriyor. Dostlarımızla yan yana, omuz omuzayız.”

Editör: TE Bilişim