Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Şube Başkanı Hasan Sezer, sorularımızı yanıtladı.
TÜRKAV nedir?
Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı’nın (TÜRKAV) kuruluşu 6 Mart 1989, İlk defa kurulma aşaması 1987 yılında başlıyor. O zamanki rahmetli eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in talimatıyla kamuda çalışan ülkücü memurların teşkilatlandırması amacıyla oluşturulmuş bir yapı. 1987-1989'a kadar çalışmalar devam ediyor. Bu vakfın açılması için ödenmesi gereken bir meblağ var ancak bu para toplanamıyor. Şu anki sayın genel başkanımız Devlet Bahçeli’nin yardımı ile bu ücret yatırılıp 1989 yılında abilerimizin desteği ile kuruyoruz derneğimizi.
O zaman sendika yoktu. Ülkücü memurlar bu çatı altında örgütleniyorlardı. 1992 yılında Kamu Sen kuruldu, kurulmasıyla birlikte yasa değişikliği meydana geldi. Artık sendikalaşmaya geçiliyor. TÜRKAV sadece ülkücülerden ibaret bir yapı. Türkiye Kamu Sen tüm memurların hakkını arayan bir yapı olarak ortaya çıkıyor. Resmi manada Kamu Sen ile TÜRKAV bağları ayrılıyor. Kamu Sen sendika olarak devam ediyor.
O dönemde rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in talimatıyla kamuda çalışan ülkücü memurlar TÜRKAV adı altında çalışmalarına devam ediyorlar. Sendikacı arkadaşlarımız da Türkiye Kamu Sen adı altında çalışıyorlar. 2002 yılında sendikalar resmileşiyor.
Şimdi neler yapıyorsunuz.
Kamudaki ülkücü memurların temsilcisiyiz. Yasalarımızın bize verdiği izin doğrultusunda vakfımızın tanımak amacıyla, üyelerimizin arasındaki birlik ve beraberliği sağlamak, devletimize ve ülkemize hayırlı olmak maksadıyla seminerler düzenliyoruz.
Türkiye Kamu Sen avukatımız Anıl Karaman binamızda memur arkadaşlarımıza emeklilik sistemi ile ilgili aydınlatıcı seminerler verdi. Sayın Genel Başkanımız Ebubekir Korkmaz ve 16 şube başkanımızın katılımı ile bölge toplantısı yaptık. 15 günde bir seminer veririz, çalışmalarımıza devam ediyoruz. Günün koşullarında aydınlatıcı, arkadaşlarımızı bilgilendirecek eğitimler düzenliyoruz. Vakıf binamızın toplantı salonunda yapıyoruz bunları.
Ekonomik ve sosyal anlamda dayanışma çalışmaları var mı?
Ekonomik olarak varlığımızı devam ettirmemiz üyelerimizin aidatlarına bağlı. 750 üyemiz var. Onların desteği ile vakfımızın faaliyetlerini sürdürüyoruz. Sosyal faaliyetlerimizde ise; eğitim gören çocuklarımıza, ailelere yardımlar yapıyoruz.
Kamu çalışanlarının sorunlarının çözüm konusunda çalışmalarınız neler?
Biz Türkiye Kamu Sen ile beraber çalışıyoruz. Türkiye Kamu Sen'e üye olmayan TÜRKAV üyesi olamaz. Eskişehir'de Kamu Sen'e çok kıymetli saygıdeğer tüm kesimlerin takdirini toplamış bir şube başkanımız var; Haydar Urfalı. Onunla zaman zaman bir araya gelip arkadaşlarımızın yaşadığı sıkıntılarını tespit ediyoruz ve çözüm konusunda yapabileceklerimizi değerlendiriyoruz.
Yılda bir veya iki defa sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret ediyoruz. Hazırladığımız raporları, bilgileri, memurların sıkıntıları ve gelişmeler hakkında bilgi aktarıyoruz. Onun ötesinde Eskişehir'de MHP Milletvekili Metin Nurullah Sazak Bey’e -TBMM'de çalışmalarında kolaylık olsun- memurların haklarını savunmak için yol açmak anlamında raporlarımızı takdim ediyoruz.
MHP İl Başkanı İsmail Candemir ülkücü memurları kollayan bir insan, sorunları ona da iletiyoruz.
Türkiye Kamu Sen ile işbirliğiniz…
Geçenlerde sendika avukatı Anıl Karaman bey binamızda yapılan toplantı ile üyelerimizi bilinçlendirme semineri yapmıştık. Kamu Sen’in yaptıkları eylemlere, çalışmalara destek veriyoruz. Çocuklarımız için açtığımız kurslarda, Türkiye Kamu Sen üyesi arkadaşlarımız ücretsiz kurs veriyorlar. Olayın siyasi boyutunu biz çözmeye çalışıyoruz, sendikal boyutunu ise Kamu Sen'li arkadaşlarımız yapıyor. Şöyle düşünmek lazım bizim alanımız dar ama Kamu Sen tüm memura hitap ediyor. Eğitim konusunda Türk Eğitim Sendikası ile sağlık alanında Türk Sağlık Sen sendikası ile veya Büro işkolunda Alp Arslan bey ile çözüm arıyoruz.
TÜRKAV yönetimine de böyle bir yöntem yapıyoruz. Burada yönetici anlamda değişik iş kollarında çalışan arkadaşlarımız var. Teşkilat disiplini ve adabı içinde birlikte yürütmeye çalışıyoruz.
MHP ile diyalogunuz....
7 yıl sendikacılık yaptım, MHP fikri bazda ülkücülerin siyasi oluşumudur, yine ülkücülerin memurlar bazında oluşumu ise Türkiye Çalışanların Vakfı'dır. Biz de ülkücülere hitap ediyoruz. Ortak noktalarımız oluyor. Birbirimizi tamamlıyoruz. Bizim yapmamız gerekenleri biz yapıyoruz, MHP'nin yapması gerekenleri onlar tamamlıyor.
MÜLÂKAT SİSTEMİ KALDIRILMALI
Kamu çalışanlarının sorunları size gelen sorunları nelerdir?
Türkiye Cumhuriyeti’nde 2002 yılından beri tek parti yaklaşık 10 yıl tek başına hükümet etme imkânı oldu. 2 yıl öncesi de sistem değişikliği oldu. Başkanlık sistemi oldu. Bu dönem içinde ülkücü memurların çok sıkıntıları oldu, sendikal anlamında sıkıntılar oldu. Kadroların seçiminde her noktada mülâkat sistemi kesinlikle kaldırılmalı. İnsanları mutlu etmek istiyorsanız hak ve hukuk ve hassasiyet ölçülerinden çıkmayacaksınız. Bir öğretmen sınava giriyor aldığı not 90, mülakatta verilen not 60, başka bir öğretmen yazılı sınavda 70 alıyor, mülakatta 90 puan veriliyor. Haksız bir şekilde öne geçiyor.
Geçtiğimiz dönem içinde Milli Eğitim Bakanı tarafından söz verildi. Yazılı sınavında ne aldıysa o verilecek denildi. Ama hâlâ yönetim konusunda sadece Milli Eğitim değil değişik iş kollarında sendikalaşmada haksızlıklar sürüyor.
Hükümete yakın bir sendikaya üye oluyorlar, bu sendika vasıtası ile makam ve mevki elde etmeye çalışıyorlar.
Bu haksız atamaların önüne geçilmesi lazım. Hiç kimse bu sendikaya üye oldu diye diğer memurun bir adım önde olma hakkı hukuka sahip değil.
Yetkili sendika olarak Memur Sen oturdu, aldığımız maaş zammı yüzde 3,5. Cüzi bir miktar. Hiç bir kazanım yok, bunun düzeltilmesi lazım. Memurların sorunları arasında EYT ile bir baskı var. Devlet büyüklerimizin bunu çözmeleri gerekiyor. 3600 ek gösterge sayın Cumhurbaşkanı tarafından verileceğini söylenmişti meydanlarda. Henüz çıkmadı, eğitim, sağlık çalışanları devlet memurları büyük beklenti içinde.
Son sözleriniz…
Bu devleti kuran iradeye liderlik yapan Mustafa Kemal Atatürk'tür. Her ortamda Atatürk'ün ismini zikretmekten korkmamalıyız. 29 Ekim kutlamaları mesajları vardı. Bakıyorum mesajda Atatürk'ün ismi geçmiyor. Nasıl bir iştir, neden korkuyorsunuz. İnsan ATA'sından çekinir mi? Liderinize sahip çıkmazsınız bunun sonu pek hayırlı olmaz. Devletin üzerinde hiç bir kurum olamaz.