Çiftelerli gönüllüler ihtiyaç sahiplerine ulaştı Çiftelerli gönüllüler ihtiyaç sahiplerine ulaştı


Son yıllarda sosyal medya kullanımının artmasıyla sokak hayvanları yararına yardım toplayan hayvanseverlerin sayısı arttı. Hayvanseverler; acil tedavi olması gereken, yemek ihtiyacı ya da hastalığı olan hayvanlar için kişisel sosyal medya hesaplarından yardım toplamaya başladı. Bu şekilde para toplamanın çok kolay olduğunu fark eden dolandırıcılar ise haksız kazanç sağlamak için sahte ilanlarla vatandaşların iyi niyetlerini kötüye kullandı. Eskişehir’de veterinerlik yapan Tuğçe Kara, bu durumun her geçen gün arttığını ve bu şekilde para toplayan dolandırıcıların hem iyi niyetle yardım toplayanları hem de hayvansever vatandaşları mağdur ettiğini söyledi. Sahte ilanlarla para toplayanları tespit etmenin ve engellemenin kolay olmadığını dile getiren Kara, vatandaşların tanıyıp, güvendiği yardımseverlere destek vermesi gerektiği konusunda uyardı.

“Özellikle insanların vicdanını sızlatacak kötü durumda ya da felçli hayvan görselleri paylaşılıyor”
Tuğçe Kara, dolandırıcıların, hayvanlara yardım etmek isteyen vatandaşların iyi niyetlerini kullanarak haksız kazanç elde ederken, özellikle kötü durumda olan hayvan görsellerini paylaştığını söyledi. Birçok iyi niyetli kişinin de bu şekilde yardım topladığını, toplanan paranın tamamını hayvanlar için kullandığını hatta masrafların büyük bölümüne ortak olduğunu dile getiren Kara, dolandırıcılar yüzünden gerçek hayvanseverlerin de zor duruma düştüğünü ifade etti. Bu durumu çözmenin kolay olmadığını belirten Kara, “Özellikle son zamanlarda hayvanseverlik çok fazla arttığı için ne yazık ki insanların vicdanlarını kullanarak, bu sevgiyi suiistimal eden bireysel şahıs ve kuruluşlar olabiliyor. Bunların denetlenmesi bizim yapabileceğimiz bir şey değil ve elimizde olan bir şey yok. İnsanlar sokak hayvanlarına acıyorlar ve iyi niyetle yardım etmek istiyorlar. Bu aslında çok güzel bir şey ama dediğim gibi kötü niyetli olanlar var ve bunun denetlemesini yapacak olanlar devlet kuruluşlarıdır. Dolandırıcılar eğer çok büyük bir kuruluş değilse, yüklü bir para akışı olmadığı zaman devletin radarına da girmiyor, insanlar da bunu rahatlıkla kullanıyorlar. Mesela kötü niyetli insanlar ilan açıyorlar, ‘hayvan zor durumda, hasta, operasyon gerekiyor ve tedavi masrafları lazım’ gibi cümlelerle bu durumu kullanabiliyorlar. Özellikle kötü durumda ya da felçli olan, insanların vicdanını sızlatacak hayvanları görsel olarak paylaşılıyor. Ne yazık ki bunun üzerinden gelir elde eden kötü niyetli, kendini hayvansever olarak tanıtanlar var. Bu çok önemli çünkü bu işi gerçekten hakkıyla yapan insanlar da var. Bize gelen iyi niyetli insanlar da var. Hatta bazıları topladıkları paranın üstüne kendi ceplerinden de para katıyorlar” dedi.

“İnsanlar önyargıyı kapılmasınlar gerçekten güvendikleri çevresindeki insanlara destek olsunlar”
Hayvanlar için yardım toplayan kişilerin dolandırıcı olup olmadıklarının anlamanın kolay bir yolu olmadığını dile getiren Tuğçe Kara, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Bunu anlamak kolay değil, vatandaşlar hekimlerle konuşabilirler. Aslında ilanı açan kişinin öncelikle hangi klinikte, hangi tedavi uygulandığı, masrafı ne kadar olduğu belli etmesi gerekiyor. Vatandaşlar da bir hayvan ilanı gördüklerinde yardım etmek istiyorlarsa, önce emin olmalılar, ondan sonra kliniğe gidip hekimle görüşebilirler. Mesela, ‘Gerçekten böyle bir hayvan var mı? Durumu bu mu? ve Gideri bu kadar mı?’ gibi soruların yanıtını ön bilgi olarak alabilirler. Bunun haricinde hiç tanımadığı bir insana yardım yollamak yerine çevresinde tedavi ya da besleme yapan güvendiği ve bildiği insanlar varsa onlara destek olabilirler. İnsanlar önyargıya kapılmasınlar, desteklerini gerçekten güvendikleri yakın çevresindeki bu işi yapan insanlara destek olsunlar. Dolandırıcılar, genellikle ilk defa klinik açan hekimlere da tanıyorlar çünkü önceki kliniklerle mutlaka bir problem yaşamış oluyorlar, gerçek yüzleri ortaya çıkmış olabiliyor. Genellikle yeni klinik açtığında art niyetli insanlar gelebiliyorlar. Bizler de zaman ilerledikçe az çok onları tanıyoruz, başka yerlere yönlendiriyoruz ya da durumun ne olduğunu anlatıyoruz. Bu işin böyle yapılmayacağını anlatıyoruz ve onlarda ne oldukları anlaşıldıktan sonra gelmeyi bırakıyorlar.”