Baro seçimli  genel kurulunda konuşan Baro Başkanı Mustafa Elagöz, “Ülkemizin geçtiği ve halen de geçmekte olduğu zor dönemlere denk gelen Başkanlık görevimde mesleğe ve meslektaşa yönelik yapılan her türlü baskı ve saldırılara karşı Eskişehir Barosu’nun tarihine yakışır bir duruş sergileyerek her türlü hukuksuzluğa karşı mücadele ettik”dedi.

Elagöz, “Başta birlikte çalıştığımız icra organı olan yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım olmak üzere, baro organlarında, komisyonlarında görev alan ve görevlerini layıkı vechile yerine getiren tüm meslektaşlarıma emek ve katkılarından dolayı ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.

2018 yılından bu yana Eskişehir Barosu başkanlığı gibi onurlu bir görevi şahsıma layık gören baromuza kayıtlı tüm meslektaşlarıma huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum.

Ülkemizin geçtiği ve halen de geçmekte olduğu zor dönemlere denk gelen Başkanlık görevimde mesleğe ve meslektaşa yönelik yapılan her türlü baskı ve saldırılara karşı Eskişehir Barosu’nun tarihine yakışır bir duruş sergileyerek her türlü hukuksuzluğa karşı mücadele ettik. Mesleğimizin onurunu ve Kurumumuzun itibarını korumak birinci önceliğimiz oldu ve hep bu önceliğimizi göz önünde bulunduran bir yönetim anlayışını ortaya koyduk. Ben bu mücadelemi mesleğime olan saygım, kurumuma olan vefa borcum ve meslektaşlarımın bana tevdi ettiği görevi layıkı veçhile yerine getirme vazifesi olarak gördüm ve bu anlayışla Eskişehir Barosunu temsil ettim.

Mesleğin ve kurumuzun maruz kaldığı hukuksuzlukların haricinde her toplumsal davanın içerisinde yer alarak Eskişehir Barosunun misyonuna sahip çıktık. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, kent ve çevreye zararlı olduğunu düşündüğümüz her türlü hukuksuz girişimin karşısında olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.

Görev süremiz boyunca tüm meslektaşlarımıza eşit mesafede durduk, avukatlar hangi görüş ve düşünceden olursa olsun söz konusu meslekleri ve hukuksuzluklar olunca bir olmasını, birlikte olunmasını, birlikte ve top yekün mücadele içinde olunmasına inanan kişilerdir dedik. Buna inandık, gücümüzü hep meslektaşlarımızdan aldık ve ne mutlu ki bu konuda da yanılmadık. Bugüne kadar Eskişehir Barosu olarak gayrı meşru saldırılara karşı yaptığımız haklı ve meşru mücadelede desteklerinden dolayı Eskişehir Barosuna bağlı tüm avukat meslektaşlarıma genel kurul huzurunda bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Biz avukatız, yargının asli ve kurucu unsuru olan savunmayı temsil ediyoruz. Her türlü tahakküm odaklarına karşı özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumasını bilen ve hukukun üstünlüğüne inanan kişileriz. Bu nedenle kimseden sus payı istemiyoruz. Ricada bulunmuyoruz. Hak talep ediyoruz. Hak verilmez alınır diyoruz, hukuksuzluklara karşı boyun eğmiyoruz, hukuksuzluk kimden ve nereden gelirse gelsin duruşumuzu ve anlayışımızı değiştirmiyoruz, değiştirmeyeceğiz.

Değerli katılımcılar;

Ülkemizde maalesef eskisinden daha ciddi ve ağır adalet sorunuyla karşı karşıyayız. Hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, adil yargılanmayı, temel hak ve özgürlükleri önemsemeyen, hukuka değer atfetmeyen bir düzende adalet beklemek hayaldir. Ülkemizde hukuk devleti sorunu, yargı bağımsızlığı sorunu çözülmeden ülkemizdeki adalet sistemini istenilen seviyeye getirmek de mümkün değildir. Bu bir anlayış sorunudur. Yaşadığımız bu sorunlar yurttaşımızı doğrudan etkilediği gibi, biz avukatların da mesleklerini icra ederken çok ciddi bir dirençle karşılaşmasına da sebebiyet vermektedir. Avukatlar olarak içinde yaşadığımız sorunlar bir sistem sorunudur ve Türkiye’nin tanımladığımız hukuk düzeninden kaynaklanmaktadır.

Yıllardır çözüm bekleyen mesleki sorunlarımız çözülmediği gibi, her geçen gün üzerine yeni sorunlar üretilmektedir. Bu bakış açısıyla çözülmesi de mümkün değildir.  Temel sorunları göremeyenlerin ürettiği çözüm yöntemleri de artık günü kurtarmaya dahi yetmemektedir.

Denetlenmeyen, hesap vermeyen, yaptırıma tabi tutulmayan bir sistem, hukuksuzluğu doğuran başlıca sebeptir.

Biz avukatlar ve onların meslek örgütü barolar her türlü hukuksuzluğa karşı tarafız. Bizlerin mücadelesi siyasi bir mücadele değil, hukuksuz uygulamalara karşı bir duruştur. Bu duruş yurttaşın hak ve hukukunun korunmasını sağlamaya yönelik bir duruştur. Kimse bizim bu tavrımızdan rahatsız olmasın. Unutulmasın ki Adalet bir gün herkese lazım olacaktır.

Kurucu liderimiz, ebedi başkomutanımız , ışığımız ve yol göstericimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul olunamaz” diyerek yargı bağımsızlığının önemine vurgu yapmış ve Türkiye Cumhuriyetini bu temeller üzerine inşa etmiştir. Ancak günümüzde bu anlayıştan maalesef ki eser kalmamıştır.

Başta yönetenlerin yargı bağımsızlığına saygı duyması gereklidir. Bugün ülkemizde yargı bağımsızlığının bu kadar gündemde olmasının sebebi yargının maalesef bağımlı hale getirilmesi ve ısrarla getirilmek istenmesidir. Yargı bağımsızlığının sağlanmaması, ülkemizde yaşayan hiçbir yurttaşımızın hukuki güvenliğinin olmamasını da beraberinde getirmektedir. Kendisini güvende hissetmeyen bir yurttaşın da devlete olan bağlılığı ortadan kalkacaktır. Bu durumun sonu kaostur. Herkesin kendi hakkını aramaya başladığı bir sistemde ortada devletin varlığından söz edilemez. Bu nedenle yönetenlerin yargı bağımsızlığını sağlaması devletimizin ikbali için önemlidir ve yönetenlerin öncelikli görevidir.

Adalete olan güvenin yeniden tesis edildiği, daha adil kararların alındığı, hukuka saygının esas olduğu, tüm vatandaşların kendisini hukuki güvenlik içerisinde hissettiği bir Türkiye özlemiyle, Genel Kurulun Baromuza, meslektaşlarımız ve hukuk camiasına hayırlı olmasını diler, hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Editör: Mustafa YILDIRIM