İklim değişikliğinden bahsetmeden önce isterseniz iklimin ne demek olduğuna bir bakalım. İklim; yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca yaşanan ya da gözlenen tüm hava koşullarının ortalama durumu olup; atmosfer, okyanuslar, kar ve buz örtüsü ve bunlar arasındaki fiziksel, kimyasal ve biyolojik ilişkilere ise İklim sistemleri adı verilir. Bu sistemin en kararsız ve en değişken öğesi atmosferdir. Hemen aklınıza neden, niçin veye nasıl sorusu geldi değil mi? Bu soruyu cevaplamak için zamansal tabloda biraz, hatta epey gerilere gitmek gerekiyor;

Dünyanın jeolojik geçmişinde iklim birçok kez değişme eğilimi göstermiştir. Dördüncü Zaman dediğimiz Kuvaterner’de 50 ila 100 binyıllık periyotlar halinde buzul ve buzul arası dönemler birbirini izlemiştir (Kuvaterner Devri buzul dönemleri; (Biber, Turan) Günz, Mindel, Riss ve Würm’dür). Dünya'da buzul devrine ait koşulların ortadan kalkmasına neden olan ısınma eğilimi günümüzden 10-12 bin yıl önce başlamıştır. Peki, iklim sistemleri neden değişir? Cevap basit; Yerküre’nin ışınım dengesinin değişime uğramasıdır. Peki, ışınım dengesi neden değişime uğrar? Yeryüzü tarafından soğurulan güneş ışınları ısıya dönüştürülür. Bu ısı, yeryüzündeki atomların titreşimine ve kızılötesi ışıma yapmalarına neden olur. Kızılötesi ışımalar, oksijen veya azot gazı tarafından soğurulmaz. Ancak havada bulunan COve CFC gazları, kızılötesi ışımaların bir kısmını soğurarak, atmosferden dışarı çıkmalarını engeller. Bu soğurma olayı, atmosferin ısınmasına yol açar. Bu etkiye, sera etkisi adı verilir. Böylece tıpkı seralarda olduğu gibi, yeryüzü gündüzleri güneşten gelen ışınlar ile ısınmakta, geceleri ise yeryüzünün yaydığı sıcaklık enerjisinin atmosferde sera gazları tarafından tutulması ile aşırı soğumaktan kurtulmaktadır.  Bu olaya “atmosferin doğal sera etkisi” denilmektedir. Şu anda dünyanın ortalama hava sıcaklığı yaklaşık 15 ºC derecedir.  Atmosferde sera gazları (Karbondioksit-CO, Metan-CH, Diazotmonoksit-NO, Hidroflorokarbonlar-HFCs, Perflorokarbonlar-PFCs, Kükürt heksaflorid-SF6) olmasaydı dünyanın hava sıcaklığı –18 ºC olurdu. Yani, kötü olan atmosferde bu gazların olması değildir, iklimi bozan şey bu gazların atmosferdeki miktarlarının son 100-150 yılda korkunç düzeyde artmasıdır. Bu gazlar, atmosferin kimyasal özelliklerini etkilemekte uzun vadede ise sera etkisi nedeniyle küresel ölçekte ısınmaya ve sonuç olarak iklim değişikliğine neden olmaktadır.İşte bütün olay budur.

Dünya genelinde insan aktiviteleri ile 1990 den 2005 e kadar CO emisyonu ise % 31 oranında bir artış göstermiştir. En yüksek yıllık artış ise 1997-1998 yıllarında gözlenmiştir.Vostok buzul kayıtları, bugünkü CO seviyesinin son 420.000 yılın en yüksek düzeyi olduğunu göstermektedir. Peki, Küresel iklimde gözlenen değişiklikler nelerdir? Küresel ortalama yüzey sıcaklığı, 20. yüzyılın başından günümüze değin yaklaşık olarak 0.8 C° artmıştır. NASA gözlemlerine göre 2005, 14.77 ºC ile küresel kayıtlardaki en sıcak yıldır. Bunu 14.71 ºC ile 1998 izlemektedir. 1979 yılından 2004’e kadar troposferdeki sıcaklık artışı her on yıl için +0.08 ºC dir. Yapılan çalışmalar, Arktik bölgede deniz buzullarının kapladığı alanın son 40 yılda % 60 azaldığını göstermektedir. Okyanus sıcaklıklarının artmasına bağlı  olarak tropikal fırtınalardaki artış, okyanusların asitlik derecesinin son 20 yılda, atmosferik CO miktarın artışına bağlı olarak yükselmesi, ortalama ve maksimum sıcaklık değerlerinin artması iklim değişikliğinin en somut göstergeleridir. Eğer, hiç bir önlem alınmadan, sorun yok sayılarak böylr devam edersek, en kötü senaryo nedir? Küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 dönemi için 1.4 ile 5.8°C arasında bir artış, özellikle kış mevsiminde yüksek kuzey enlemlerde 21. yüzyılda atmosferdeki su buharı miktarının artması ve buna bağlı olarak da ortalama yağış miktarında artış olacağı, küresel ortalama deniz seviyesinin okyanusların termal genişlemesi ve buzullardan gerçekleşen erime sonucu 1990-2100 arasında 0.09 ile 0.88 metre kadar yükseleceği öngörülmektedir. Peki, durum bu kadar vahimse, ben bireysel olarak ne yapabilirim? Çok basit olarak alacağınız birkaç önlem, ileride çocuklarınızın veya torunlarınızın sizin gibi rahat yaşayabilmesini katkı sağlayacaktır. Bunlar;

1.      Enerji tasarrufu için binalarınıza yalıtım yaptırın!

2.      Pencerelerinizde çift cam tercih  edin!

3.      Tasarruflu ampuller kullanın!

4.      Su ısıtıcınızı ayarlayın!

5.      Klimanızı yalnızca  gereksinim duyduğunuzda çalıştırın!

6.      Buzdolabınızı ısı kaynaklarından uzağa yerleştirin ve yemekleri buzdolabına koymadan önce oda sıcaklığına kadar  soğutun!

7.      Daha az atık üreten, daha az enerji ve doğal kaynak kullanan cihazları tercih edin!

8.      Enerji üretimi için kurallarına uygun kurulan yenilenebilir (rüzgar, güneş, hidroelektrik, jeotermal) enerjiyi destekleyin!

9.      Kirli filtreler fazla yakıt  harcanmasına yol açmaktadır.Otomobilinizin hava ve yakıt filtrelerinin her zaman temiz  olmasına dikkat edin!

10.  Daha az araba kullanın! (Daha sık yürüyün, bisiklet kullanın, toplu taşıma araçlarından daha fazla yararlanın)

11.  Daha az sıcak su kullanın! (Suyu ısıtmak için çok fazla enerji gerekmektedir. Daha az su tüketen duş başlığı ile su tasarrufu sağlanabilir).

12.  Dişlerinizi fırçalarken, traş olurken musluğu kapatın!

13.  Musluklarınızı kontrol edin, su damlatmasın! Çamaşır makinenizi yarı dolu çalıştırmayın!

14.  Orman alanlarını koruyun! Ağaçlandırma çalışmalarına destek verin!

Çok da zor şeyler değil, değil mi? Daha yaşanılası temiz, yazın sıcağın, kışın da soğuğun olduğu, daha doğrusu olması gereken bir dünyada yaşayabilmek dileği ile……….