28 Mayıs’ta ikinci turu yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kala Eskişehir’de konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhur İttifakını eleştirdi.
"ÜLKENİN İHTİYAÇLARINI BELİRLEDİK"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Eskişehir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında AKP iktidarını ve Cumhur İttifakına dahil partileri eleştiren Tezcan’ın basın toplantısına, CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile partililer katıldı. Millet İttifakı olarak seçime giderken hamasetle seçime gitmediklerini ifade eden Tezcan, “Bu ülkenin ihtiyaçlarını belirledik. O ihtiyaçları çözecek siyaseti tespit ettik. Çözüm önerilerini kitaplaştırdık ve milletin önüne öyle çıktık. Ortak politikalar mutabakat metni Türkiye'nin ekonomiden sosyal yaşama, toplumsal barıştan eğitime, dış politikadan kurumsal yapının, devletin yapısının düzenlenmesine kadar bütün alanları düzenleyen, anlatan, çözüm öneren Türkiye'nin aydınlığa, refaha, feraha, huzura, sosyal devlete, adaletli bir düzene erişmesini sağlayacak kapsamlı ve ciddi bir programdı” dedi.
“CUMHUR İTTİFAKININ PROGRAMI YOK”
Millet İttifakı olarak seçmenlere programlarını anlattıklarını ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, “Bu programın arkasındayız. Biz programsız bir siyaset izlemedik. Bizim karşımızdaki Cumhur İttifakı ise başta Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Cumhur İttifakı partileri olmak üzere kampanya dönemi boyunca milletin önüne bir programla çıkmadılar. Programları neydi? Yok. Bizim programımız aynı zamanda seçim, aynı zamanda hükümet programımızdı, seçildiğimiz zaman aynı zamanda ittifak protokolümüzdü. Orada yazanlar. Yani yazılı taahhüdümüz vardı. Şimdi ben milletimize soruyorum. Cumhur İttifakı Recep Tayyip Erdoğan topluma hangi belgeyle gitti? Hangi programla gitti? Gitmedi. Yoktu” diye konuştu.
“YALAN VE İLLÜZYON SİYASETİYLE TOPLUMUN KAFASINI KARIŞTIRDI”
Cumhur İttifakı’nın kampanya boyunca yaptıklarını da sıralayan CHP’li Tezcan şöyle konuştu:
“Yalan, iftira ve illüzyon üzerinden bir siyaset izlediler. Gerçekte olmayan şeyleri varmış gibi topluma anlattılar. Yalan üzerinden toplumu düşmanlaştırdılar. ‘Bizden olmayan vatan hainidir’ dediler. ‘Bize oy vermeyen vatan hainidir, teröristtir’ dediler. Türkiye'de bir terör iftirası üzerinden seçmenin bir bölümünün kafasını karıştırmayı başardılar ne yazık ki. Maalesef. Türkiye'nin bugüne kadar bütün sorunlarının sebebi olan iktidar ve Recep Tayyip Erdoğan bütün bunların sebebi olan Recep Tayyip Erdoğan başka bir düşman yaratarak, yalan ve illüzyon siyasetiyle toplumun önemli bir kesimini kafasını karıştırdı. Bugün Türkiye'de 10 milyon Suriyeli, Afgan düzensiz göçmen, mülteci var. Sığınmacı var, düzensiz. Hiç şüpheniz olmasın ki 28 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse bu 20 milyon daha artacak ve 30 milyona çıkacak. Çünkü 10 milyon Suriyeli, Afgan sığınmacının sebebi Recep Tayyip Erdoğan. Onun siyaseti, onun politikaları. O yüzden Türkiye'de Suriyeli düzensiz sığınmacı sayısı 30 milyona çıkmasın diyorsanız sandığa gidip Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vereceksiniz.”
“ÇADIR MAHKEMELERİNİ KURAN BİZ DEĞİLİZ”
Konuşmasında Millet İttifakının terör örgütü ile ilişkilendirilmesine de tepki gösteren Bülent Tezcan, “Terör Erdoğan için elverişli bir vasıta haline geldi. Terör Erdoğan'ın mücadele edeceği bir konu değil. Erdoğan için elverişli bir vasıta. Nasıl elverişli bir vasıta. İşine gelince terör örgütü liderleriyle görüşüyor. Bu seçim öncesinde İmralı'ya heyet gönderdiğini biliyoruz. Devletin heyeti diye kendi milletvekilleri ikram etti. Konuşuyor dedi. ‘Devlet konuşur’ dedi. Galip Ensarioğlu, Diyarbakır milletvekili şimdi. İmralı'ya seçim öncesi pazarlık yapıp anlaşırlarsa onların anlaşması terör örgütüyle temas değil. Bizim hiçbir terör örgütüyle hiçbir temasımız, görüşmemiz olmadı ve yoktur. Ama Kemal Kılıçdaroğlu'na herhangi bir şekilde seçmen oy verip destek verirse, yani meşru zeminde gidip de Kemal Kılıçdaroğlu'na herhangi bir yasal siyasi parti destek açıklarsa bunu terörle iş birliği diyorlar. Ya siz o partilerin kapısına gidip anayasa değişikliği için daha yeni 2 ay önce temasta bulunmadınız mı? Size destek açıklaması yapmalarını beklemediniz mi? Kendisine destek açıklaması yapmayıp meşru bir siyasi parti, meclisteki bir siyasi parti Kemal Kılıçdaroğlu'na destek veriyorum açıklamasını terör örgütüyle destek olarak ifade ediyor. Habur’da çadır mahkemelerini kuran biz değiliz. Türkiye'de dönüp de İstanbul seçimlerini kaybetme endişesi içerisine düştüklerinde terör örgütünün liderine kurye gönderip bir akademisyeni görüştürüp onun mesajını TRT'den yayınlatan onun diğer kardeşini TRT'ye çıkaran biz değiliz. Onun için terör Erdoğan için elverişli vasıta. Siyaseten işine yarıyorsa terörle her türlü iş birliği yapılabilir. Ama siyaseten kendisiyle ilgili böyle bir pozisyon alamıyorsa kendi dışındaki bütün meşru destekleri terör desteği gibi gösterme konusunda büyük bir illüzyon, yalan söyleme ve iftira atma kabiliyetine sahip” şeklinde konuştu.
“İTTİFAKIN BEDELİ OLARAK HÜDA-PAR’LI HÜKÜMLÜLERİ AFETTİ”
Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük terör örgütlerinden birini koynuna aldığını vurgulayan CHP’li Bülent Tezcan, “HÜDA-PAR’ı koynuna alarak taşıyıcı annelik yaptı. Bugün TBMM’ne hizbullahı taşıyan Recep Tayyip Erdoğan'dır. İttifakın içine aldı. Bakın iki askerimizin yakılma emrini veren İŞİD'çiler Gaziantep’te kuşçu dükkanı açtılar. Serbest bırakıldılar. Hani sizin terörle mücadeleniz? Yine aynı şekilde bugün tutup HÜDA-PAR'ın Türkiye'de özellikle Gaffar Okan'ı katleden, onunla beraber polis memurlarımızı şehit eden, Gonca Kuriş'i kendisi gibi düşünmediği için kendi tarif ettiği Müslümanlığı kabul etmediği ve insan haklarına saygılı bir Müslümanlık anlayışına inandığı ve bunu savunduğu için katlettiler. Bunları affetti. Hizbullahçı terör örgütü liderlerini, hükümlülerini, mahkumlarını ittifakın bedeli olarak affetti. İttifakı kurduktan sonra cezaevinden çıkardılar bunları. Terör örgütleri ile bu denli ilişki, milliyetçilik bahanesiyle topluma söylenen yalanlar ve ben milliyetçi pozisyon alıyorum diye açıklama yapanlara söylüyorum dikkat edin, dikkat edin. Anayasanın ilk dört maddesinde rahatsız olan HÜDA-PAR'ın genel başkanıdır. Yeminden rahatsız olan HÜDA-PAR'ın genel başkanıdır. Onun için yemin krizi çıkar korkusuyla milletvekili seçim sonuçlarını ve yemin törenini. 28’inden sonraya ertelemek için takla attırıyorlar. Yüksek Seçim Kurulu'nun sonucu açıklattırmıyorlar hala. Türk bayrağı sözünden rahatsız olan HÜDA-PAR'ın yöneticileridir. E bunları sen koynuna aldın, meclise taşıdın. Bizim ittifakımızın partileri belli. 6 parti ittifak yaptık. E sen ittifakına bunları aldın ve meclise taşıdın” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI MONDAJ KASET YAPMAZ”
Seçmenlerin bir kısmını, terör üzerinden bir yalan ve iftira kampanyasıyla inandırdıklarını vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhur İttifakının seçim mitinglerinde kullandığı montaj görüntülere de tepkisini şöyle ifade etti:
“Pazar gününe kadar bu yalanı, bu sahtekarlığı ortaya çıkaracağız. Bakın, bir cumhurbaşkanı montaj kaset yapmaz. Bu nasıl cumhurbaşkanıdır? Montajcıdan cumhurbaşkanı olmaz. Daha kendisi söyledi. Bize gerek yok. Miting meydanlarında bizim seçim propaganda kasetimizin içine terör örgütü liderini yerleştirdi. Onu da getirdi miting meydanında binlerce, on binlerce insana seyrettirdi. Sonra da döndü, dedi ki, ‘bu terör örgütü liderleri kaset çekmiş, montaj montaj ben bilmem’ montaj olduğunu ikrar etti. Dün söyledi, TRT'de söyledi. Böyle bir Cumhurbaşkanı Türkiye'ye yakışıyor mu arkadaşlar. Dünya lideri dediler, yav sen gitmişsin Amerika devlet başkanı dönüp akıllı ol, aklını alırım diye mektup yazdı, hakaret eden mektup yazdı. O mektubu ben ona takdim edeceğim dedi. Milliyetçilik ona karşı siyasi hiçbir polemiğin parçası olmadan ilk kez ilk itiraz edebilme cesaretine sahip olmaktır. Onu da yapan Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Bu benim onurumu zedeliyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na bu sözü söyleyemezsin diye Trump'a kafa tutan Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.”
“KİMSE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ CİRO EDEMEZ”
CHP’li Tezcan, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yaklaşık 2.8 milyon oy alan Sinan Oğan’ın, 28 Mayıs seçimleri ikinci turunda Cumhur İttifakı adayı Sayın Erdoğan'ı destekleyeceğini açıklamasına da tepki gösterdi. Seçim kilometresinin sıfırlandığını ve yeni bir seçime gidildiğini vurgulayan Tezcan şöyle konuştu:
“İkinci tura giderken görüyoruz ki milliyetçilik adına Suriyeli düzensiz sığınmacılardan rahatsızlık adına belirli merkezlerde toplanan oylar birileri için kendilerinin cebine konmuş, kendilerine bloke edilmiş oy gibi düşünülüyor. Bu konuda tercih beyan ettiklerinde o oyların Erdoğan'a taşınacağı inancı varmış gibi bir algı yaratılıyor. Böyle bir şey yok. Seçim yeniden başladı. Kilometre sıfırlandı, ikinci tura yeniden başladık. Yeni baştan kartlar karılıyor ve yeni baştan ikinci turda oylar kullanılacak. Milliyetçilerin oyu kimsenin babasını malı değildir. Türk milliyetçiliği ciro edilebilecek senet değildir. Kimse Türk milliyetçiliğini ciro edemez. ‘Ben aldım ciro ettim, öbür tarafa verdim’ deme hakkına sahip değildir. Türk milliyetçiliği pazarda sergiye saçılmış mal değildir. Çok para veren, önüne gelen alsın, açık arttırmaya çıkarılmış mal değildir. Herkes bunu böyle bilsin. Birinci turda Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermeyip ama milliyetçi kaygı ya da endişeler, ama terör kaygısı ya da endişelerle Erdoğan'a oy veren veya Sinan Oğan’a oy veren, dışarıda başka adaylara diğer iki adaya oy veren seçmenlerimize sesleniyorum. Türk milliyetçiliği tekrar söylüyorum, ciro edilebilir bir senet değildir. Kimse ciro edemez. O seçmenlerimiz yeni, o 28 Mayıs'ta ikinci turda yeniden karar verecekler ve Türkiye'yi bu hale düşüren anlayışa karşı sandığa gidecekler. Hiç şüphe duymuyorum ki Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verecekler. Türk milliyetçiliğinin oyları belirli bir inanç ve yaklaşımla sandığa yansıyan oylardır. Onun sahibi Sinan Oğan değildir. Sinan Oğan kendi tercihini yapmıştır. Kendisi gider oyunu Recep Tayyip Erdoğan'a verir."
"İSTANBUL SAVCILARI NEREDESİNİZ?"
İstanbul Sultangazi Cebeci Camii imamı Murat Gündoğdu’nun hutbe sırasında, “28 Mayıs akşamı silahlarınızı ayarlayın, benim 2 tane silahım ağzına kadar dolu. 80 yıldır bu ülke sizden ne çekiyor. Ermeni döllerinden ne çekiyor” şeklindeki sözlerine de tepki gösteren CHP’li Bülent Tezcan, konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün ikinci tura giderken devleti ne hale getirdiklerinin en çarpıcı örneklerinden birisi ne yazık ki Sultangazi Camii imamının cuma hutbesinde söylediği sözdür. Milleti bölen anlayışın, camileri de nasıl böldüğü, inancı da nasıl böldüğü, Müslümanlığı da nasıl böldüğü, İslamiyet’i de nasıl böldüğünün en çarpıcı örneğidir. Ya Allah'ın kelamını kullarına anlatmakla, onu izah etmekle görevli, ibadette kullara rehberlik etmekle görevli, Müslümanlığın adı kardeşlik demektir, selim olmak demektir, kendini teslim etmek selamette olmak demektir. Müslümanlığı düşmanlık, çatışma, güvensizlik, silahlı çatışmaya, tahrik ve teşvik etmek olarak gören, imamdan ne millete ne İslam alemine ne Müslümanlığa hayır gelir. Böyle bir anlayış olur mu? Bu anlayış kendi kendine çıkmaz. Bu meczup değil bunlar. Bunlar bilinçli olarak organize edilmiş. Sistemin ürünleri. Bu sistemin ürünleri seçimi kazanmak için her şey mubah diyen sistemin ürünleri. Yalan söylemek mubah diyen sistemin ürünleri, iftira atmak mubah diyen sistemin ürünleri. Diyanet İşleri Başkanlığı göstermelik bir soruşturma açmış. İstanbul savcıları neredesiniz? Nerede? Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek diyorsanız en büyüğü bu. Tehdit suçu var. Çatışmaya tahrik etme suçu var. Ve camide işlenmiş. Doğrudan resen soruşturulması gereken bir konu. Ama savcılar ne yazık ki harekete geçmiyor.”