Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, Rusya’nın Türkiye’de uygulamak istediği programlara tepki gösterdi. Şen, “Rusya’nın Kırım’ı işgalinin 10’uncu, Ukrayna’yı işgal etmek için topyekün saldırmasının ikinci yıl dönümündeyiz. Kırım Tatarlarının geleceği, adil bir barışa ulaşma, Karadeniz bölgesinde ve tüm dünyada güvenliği sağlama umutları tehdit altında olmaya devam ediyor. Bunun nedeni Rusya'nın devam eden saldırgan ve provokatif politikasıdır. İşgalci Rusya sadece silahlı bir şekilde Ukrayna topraklarını işgal etmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir dezenformasyon saldırısı da düzenleyerek mağdur konumuna gelmeye çabalıyor. Nitekim Kırım'ın işgalinin ve  Ukrayna'ya yönelik silahlı saldırganlığın başlamasının onuncu,  Putin'in büyük ve kanlı bir savaş boyutuna taşıdığı çatışmanın ise ikinci  yıldönümünde Kremlin Türkiye'de bir dizi açık propaganda etkinliği düzenlemeyi planlıyor. Özellikle de 24 Şubat 2024'te, 2022'de Rus bombalarının ve füzelerinin Ukrayna'daki barışçıl şehir ve köylere düşmeye başladığı günün yıldönümünde saldırgan ülkenin temsilcileri İstanbul'da, gerçek amacı uluslararası yaptırımları aşmayı kolaylaştırmak olan bir Türk-Rus iş forumu düzenlemeye çalışıyorlar. Bu alaycı tutumun doruk noktası ise savaş kurbanlarının yasının tutulduğu bu günde İstanbul'da, Rusya’nın savaşına verdiği destekle tanınan şarkıcı Valentina Lisitsa'nın sahne alacağı bir konser düzenleme planıdır.

24 Şubat'ta Ankara'daki Rus Evi de, sanki Ukrayna topraklarını işgal eden, aralarında Kırım Tatarlarının da bulunduğu binlerce vatandaşını öldüren ve  yüzlercesini hapseden Rusya değilmiş gibi, utanmadan bir de  "Durdurulamayan Trajedinin 10 Yılı" başlıklı bir konferans düzenlediğini duyurdu. Baskıcı Putin rejiminin kendi ülkesi içindeki muhalif sesleri nasıl yok ettiği kaza süsü vererek ortadan kaldırdığı tüm dünya tarafından açık bir şekilde bilinirken yoğun bir şekilde sürdürdükleri dezenformasyona karşı da tüm dünyanın özellikle de ülkemizdeki kamuoyu ve basın kuruluşlarının dikkatle yaklaşması gerekmektedir. Sivilleri gözetmeksizin Ukrayna’daki yerleşim yerlerini bombalayarak kadın çocuk, genç yaşlı demeden katliam gerçekleştiren bir ülkenin kendi öz savunma haklarını kullandıkları ve vatanlarını korudukları için Ukrayna vatandaşlarını suçlama hakkı yoktur.

10 yıllık Rusya işgali boyunca Kırım’daki soydaşlarımızın uğradıkları ağır baskı ortadadır. Milli liderlerimiz sürgün edilip vatanlarından uzaklaştırılmış, birçok aktivist soydaşımız öldürülmüş, kaçırılmış, gözaltına alınmış, hapislerde tutulmuştur ve bu ağır baskı ortamı hala devam etmektedir. Bu baskı ortamında Kırım’daki Kırım Tatar nüfusu ciddi oranda azalmış Kırım’daki Kırım Tatar nüfusunu yok etme politikası şiddetli bir şekilde devam etmektedir. Tüm bu baskı ortamına rağmen yurtlarından vazgeçmeyen soydaşlarımızın sesini duyurmak ve Rus dezenformasyonuna karşı gerçekleri söylemek Türkiye’deki Kırım Tatarları olarak boynumuzun borcudur.

Bugüne kadar hiçbir uluslararası hukuk kriterlerini, savaş etiğini dikkate almadan Rus emperyalizminin yayılmacı politikasını acımasızca uygulayan Putin rejiminin, kendini mağdur gösterip işgalci politikasını haklı sebeplere dayandırmaya çalışmasını kabul etmeyecek ve bu dezenformasyonu engelleyip ortadan kaldırmak için Türk kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.”