Çok sayıda sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılımı ile oluşturulan Sağlık ve Emek Platformu tarafından Adalar’da ortak bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da katıldı.
Sağlık ve Emek Platformu adına açıklama yapan Erdal Akyazı, “Salgının ilk günlerinden beri gerçek vaka ve ölüm sayılarının açıklanmadığı, gerekli tedbirlerin alınmadığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Hastalıkla mücadele maske, mesafe, hijyen üçgenine sıkıştırılırken, salgının sorumluluğu da halkın omuzlarına yüklenmeye çalışıldı. Sahte bir salgınla mücadele başarısı öyküsü yaratılmak istense de ne yazık ki artık her gün daha fazlasıyla duyduğumuz hastalık ve ölüm haberleri kimsede bu masallara inanacak kadar iyi niyet bırakmadı. Yaşanan bu tablo karşısında sorumluluktan kaçan, işçileri ve emekçileri kaderine terk eden AKP iktidarı, patronlara ise her gün yeni teşviklerle kıyak üstüne kıyak paketleri açıklamaya devam etti. Daha geçtiğimiz günlerde bir patron örgütü olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin başkanı patronlara adeta bir müjde duyurdu. İşçiler için karantina süresinin 7 güne düşürüldüğünü söyledi. Çarklar dönmeye devam etsin diye tüm koruma tedbirlerinden azade tutulan işçiler, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan bu kararla da bir kere daha kaderlerine terk edildiler” ifadelerini kullandı.
ASGARİ ÜCRETE ZAM ORANI
Hükümetin salgının daha da derinleştirdiği ekonomik krizin faturasını da keseceği “acı reçetelerle” halkın omuzlarına yıkacağını dile getiren Akyazı, “Biz emekçiler, acı reçete denen şeyin; artan vergiler, yükselen faturalar, eğitim ve sağlıkta katkı payı adı altında kesilen yüksek ücretler, düşük maaş zamları olduğunu tecrübelerimizden biliyoruz. İçinde bulunduğumuz Aralık ayında 2021 yılı için tüm çalışanların taban ücreti olan asgari ücret belirlenecektir. Ve acı reçetenin ilk acı ilacının da asgari ücrete düşük zam olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Asgari ücrete yapılan zam oranı, bütün diğer ücret zamlarına, bireysel ya da toplu sözleşme zamlarına, emekli maaşlarına emsal oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de asgari ücret sadece bu ücret karşılığında çalışanları değil, emeği ile geçim mücadelesi veren herkesi yakından ilgilendirmektedir” şeklinde konuştu.
Adını ‘Sağlık ve Emek Platformu’ koydukları yeni birliktelik birlikve mücadeleyi büyütmek istediklerini ifade eden Akyazı, “ Eskişehir’de toplumsal mücadeleyi omuzlayan sendika ve dernekler olarak içinde bulunduğumuz salgın sürecinin yarattığı öznel koşulları göz önünde bulundurarak mücadele birikimleri ile yan yana gelmeye, haklarımız ve taleplerimiz için dayanışmayı büyütmeye karar verdik” diye konuştu.
TALEPLERİNİ SIRALADI
Erdal Akyazı, içinde bulunulan tablo karşısında acil olarak şunların yapılmasını beklediklerini söyledi:
- Salgınla mücadeleye yönelik en az 21 gün tam kapanma ile bu sürecin sonrası için bulaş riskini en aza indirecek şekilde çalışma/yaşam alanlarının doğal havalandırma ve birim alanda en az sayıda çalışan olacak şekilde düzenlenmesi gibi önlemler için kullanılmasını talep ediyoruz.
- Tüm işçi ve emekçiler için sosyal ve ekonomik destekler talep ediyoruz.
- Özellikle hastalığı yenmede çok önemli bir faktör olan aşıda tekelleşmeye son verilmesini, bulunan aşılarda patent uygulanmamasını ve aşı üretiminin toplum sağlığını koruyabilmek adına ihtiyacı karşılayacak düzeyde yapılması için gerekli adımların atılmasını, aşının ücretsiz olmasını talep ediyoruz.
- Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin gibi uygulamalardan derhal vazgeçilmesini, işten atmaların yasaklanmasını ve ücretlerin tam ödenmesini talep ediyoruz.
- Vergiden muaf, insanca yaşanabilir bir asgari ücret talep ediyoruz.
- Kadro bekleyen tüm sağlık emekçilerinin sınavsız olarak işe başlatılmasını, sağlık emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesini, güvenceli istihdam sağlanmasını, çalışma sürelerinin kısaltılmasını talep ediyoruz.
- Şehrimizde salgınla mücadele yönetimine sağlık, emek ve meslek örgütlerinin dahil edilmesini talep ediyoruz.”