CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer; Askerlik Yasası’nın görüşmeleri sırasında; TSK’ya kurulan kumpaslar karşısında verilen adalet mücadelesinin 5. yılına girdiğini anımsattı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Çakırözer, “15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki FETÖ’cülerin, Türk ordusunun şerefli subaylarına kurduğu kumpasları hiç unutmamalıyız. Suçsuz yere kendilerine yaşatılan bu acılar yüzünden hayata veda eden Yarbay Ali Tatar, Kurmay Albay Murat Özenalp, Amiral Cem Çakmak, Kurmay Albay Berk Erden, Albay Abdülkerim Kırca ve daha nicelerini saygıyla anıyoruz ama sadece anmak yetmez. 1 ay sonra 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü. Ülkemiz asla bir daha benzer görüntüleri yaşamasın. Bunun yolu geçmişteki hatalardan ders çıkarmaktan geçer. Kumpas mağdurlarından özür dilenmesi, onların tüm haklarının iade edilmesi ve en önemlisi onlara bu zulmü yaşatan FETÖ’cü polis, savcı ve hakimlerden yargı önünde hesap sorulması gerekir. Benzer biçimde vatana hizmet aşkıyla girdikleri askerî okullarda FETÖ tarafından sistematik bir biçimde fişleme ve baskılara maruz kalarak atılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan pırlanta gibi gençlerimizin de mağduriyetleri derhâl giderilmelidir” dedi. 

Çakırözer, TBMM Genel Kurulu’nda Askerlik Yasası’nın görüşmeleri sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kurulan Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi kumpasları anımsattı. Kumpaslar karşısında mücadele vermek için avukat Şule Nazlıoğlu Erol tarafından Anayasa Mahkemesi’nin önünde başlatılan Adalet Nöbeti’nin 5. Yılını tamamladığını anımsatan Çakırözer, vatansever subayların aileleri ile birlikte Anayasa Mahkemesi önünde bir araya geldiklerini söyledi.

ENDİŞEMİZ GÜVENLİK ZAAFİYETİ

Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte altı aylık görev süresini tamamlayacak olan Mehmetçiğe “hayırlı tezkereler” dileyen Çakırözer, “Günlerdir burada bu kanunu tartışıyor olmamızın en önemli nedeni, Silahlı Kuvvetlerimizin kanun çıktıktan sonra en ufak zafiyet yaşamamasıdır. Bahsettiğim zafiyet personel zafiyetidir. Yüzde 40'ları bulan kadro eksikliğiyle vazife icra edilirken kanun çıktığında kadro eksiği yüzde 60'lara, 70'lere tırmanacak. Kısa sürede böylesine büyük bir eksiğin tamamlanması mümkün gözükmemekte. Endişemiz işte bu kanunun yaratacağı personel zafiyetinin ülkemiz açısından savunma ve güvenlik zafiyetine dönüşmesi olasılığıdır. Böyle bir durum hepimizin, 81 milyon yurttaşımızın güvenliğini tehlikeye atabilir” dedi.

SADECE ANMAK YETMEZ

Çakırözer, “15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki FETÖ’cülerin, Türk ordusunun şerefli subaylarına kurduğu kumpasları hiç unutmamalıyız. Balyoz, Ergenekon, amirallere suikast, askerî casusluk iddialarıyla açılan davalarda ordumuzun yetişmiş, kahraman subayları hem zindanlarda yatırıldı hem de canlarından, ailelerinden daha fazla sevdikleri Türk ordusundan tasfiye edildiler. Suçsuz yere kendilerine yaşatılan bu acılar yüzünden hayata veda eden Yarbay Ali Tatar, Kurmay Albay Murat Özenalp, Amiral Cem Çakmak, Kurmay Albay Berk Erden, Albay Abdülkerim Kırca ve daha nicelerini saygıyla anıyoruz ama sadece anmak yetmez” dedi.

HESAP SORULMASI GEREK

Bir ay sonra 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne gireceğini anımsatan Çakırözer, “Ülkemiz asla bir daha benzer görüntüleri yaşamasın. Bunun yolu geçmişteki hatalardan ders çıkarmaktan geçer. Kumpas mağdurlarından özür dilenmesi, onların tüm haklarının iade edilmesi ve en önemlisi onlara bu zulmü yaşatan FETÖ’cü polis, savcı ve hakimlerden yargı önünde hesap sorulması gerekir. Benzer biçimde vatana hizmet aşkıyla girdikleri askerî okullarda FETÖ tarafından sistematik bir biçimde fişleme ve baskılara maruz kalarak atılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan pırlanta gibi gençlerimizin de mağduriyetleri derhâl giderilmelidir” ifadelerini kullandı.

BUGÜN DE YİNE, ‘ASKERİMİZ FAKİRDENDİR’
Yasa teklifi ile kalıcı bedelli askerliğin önünün açıldığını ifade eden Çakırözer, “Osmanlı ordusunda bedel ödeyerek askerlik yapmayanlara halk içinde duyulan tepki türkülere bile konu olmuştur. Hatırlayın, meşhur Yemen Türküsü’nü, ne diyordu? Bugün de yine zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir. Oysa vatani görevin, zengin-fakir ayrımı olmaz, olmamalıdır” dedi. Askerlik gibi ortak bir milli yükümlülükten sadece paraya göre muafiyetin kabul edilemeyeceğini belirten Çakırözer, “Bu görev bazı ülkelerde olduğu gibi silahlı kuvvetlerin yanısıra, sivil savunma ya da benzeri sosyal hizmetlerde de yerine getirilebilir” diye konuştu.