Başkan Dönmez, enerji güvenliği başta olmak üzere iş birliğini bütüncül ve kapsamlı strateji temelinde, ortak hedefler çerçevesinde geliştirmeyi amaçlamaları gerektiğini vurguladı.

Karadeniz bölgesinin, enerji kaynakları, ticaret rotaları ve coğrafi konumu dolayısıyla jeostratejik ve jeopolitik açıdan büyük öneme sahip olduğuna dikkati çeken Dönmez, "Ancak bölgedeki artan gerilimler ve tansiyonlar, çeşitli ülkeler arasında rekabetin de artmasına neden olmakta, bölgedeki istikrarı ve güvenliği tehdit etmeye devam etmektedir. Bu nedenle üye ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin güçlü tutulması, birlik gücümüzü korumak için hayati önem taşımaktadır" dedi.

Dönmez, imkanların ve meydan okumaların küreselleştiği, ülkelerin aynı anda ele alması gereken konuların nitelik ve niceliğinin benzersiz hale geldiği ve hiçbir devletin karşı karşıya olduğu sorunların üstesinden yalnız başına gelemeyeceği dönemi yaşadıklarının altını çizdi.

Birçok eski ve yeni nesil meseleyle karşı karşıya olduklarına işaret eden Dönmez, "Tarihte siyasetin, sosyolojinin ve ekonominin bu kadar hızlı ve derinden dönüştüğü, kırılganlaştığı, hukukun yaşanan dönüşümlerin hızına yetişmede bu kadar çaresiz kaldığı bir dönem herhalde yaşanmamıştır" değerlendirmesinde bulundu.

“Rusya'nın dışlandığı üst düzey bir toplantı pek anlamı olmaz” 

Dönmez, başta doğal gaz olmak üzere zengin enerji kaynaklarına sahip Karadeniz coğrafyasının, bu tehdit ve dönüşümlerden belki de en derinden etkilenen coğrafyaların başında geldiğine değinerek, Türkiye olarak bölgedeki barış ve huzurun koşulsuz tesisi için ellerinden geleni ve daha fazlasını yapmaya devam edeceklerini ifade etti.

Ukrayna'da devam eden savaşın bölge ve ötesi açısından ciddi endişe yaratmaya devam ettiğini, olumsuz etkilerini gün geçtikçe artırdığını anlatan Dönmez, şöyle devam etti:

"Savaşın müzakere yoluyla çözümü dışında hiçbir alternatif çözüm mümkün değildir. Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güvence altına alan adil barışın ancak diplomasi yoluyla sağlanabileceğine ilişkin görüşümüzü koruyoruz. Ukrayna Devlet Başkanı (Volodimir) Zelenskiy'nin barış planını prensipte desteklemekle birlikte, Rusya'nın dışlandığı üst düzey bir toplantının pek anlamı olmadığı hususunu da ifade etmek isteriz. Tüm ilgili taraflardan, ülkemizin diplomatik çabalarının devamını sağlamak için yardımcı olmalarını talep ediyoruz."

Dönmez, bölgesel güvenlik açısından önemli bir diğer konunun da Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrarın sağlanması olduğunu, İkinci Karabağ Savaşı'nın sona ermesinin bu hedefe ulaşmak için önemli fırsat sunduğunu dile getirdi.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının henüz imzalanmamasının, bölgede kapsamlı çözümün önündeki temel engel olmaya devam ettiğini vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:

"Her iki tarafı da taslak metindeki karşılıklı görüş ayrılıklarını aşarak anlaşmayı bir an önce imzalamaya teşvik ediyoruz. Öte yandan ABD, AB ve bazı batılı ülkelerin Azerbaycan-Ermenistan ihtilafına yönelik sergilediği dengesiz ve bir tarafı kayıran, diğer tarafın endişelerini göz ardı eden tutumundan da memnun değiliz. Bu tutum, Güney Kafkasya'daki sorunların çözümünün temeli olması gereken tarafsızlık ve kapsayıcılık ilkelerine de zarar vermektedir ve devam eden barış sürecini daha da karmaşık hale getirebilecek sonuçlar doğurma potansiyeline sahiptir."

“Uluslararası hukukun tüm çizgileri hiçe sayılıyor”

Dönmez, son 6 aydır tüm dünyanın televizyonlarının başında, bir halkın yok edilişini, toplu halde göçe zorlanışını, en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakılışını, hastanelerin bombalanışını, sivillerin kasten hedef alınmasının eğlenceye dönüştürülüşünü ve terörle mücadele kisvesi altında devlet terörü uygulanışını canlı yayında izlediğini ifade etti.

İsrail'in Gazze'de sivil, çocuk, kadın ayrımı gözetmeksizin süren katliamlarında on binlerce Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirten Dönmez, "Gazze'de her 10 dakikada bir masum çocuk hayattan koparılıyor. Uluslararası hukukun tüm çizgileri hiçe sayılıyor. Vicdan sahibi insanın, İsrail'in Filistin'de yaptığı katliamlar ve genişleyen işgal nedeniyle derin acı hissetmemesi mümkün değil. İsrail hükümetinin eylemleri, barış ve güvenlik zeminini ortadan kaldırmaktan başka amaca hizmet etmiyor. Soykırım boyutlarına varan katliama bir son vermek, akan kanı durdurmak ve Gazze'nin yaralarını sarmak adına tüm insanlık, tarihi bir görevle karşı karşıya" diye konuştu.

Dönmez, bu katliama göz yumulmasına müsaade edemeyeceklerini vurgulayarak, "KEİPA ülkeleri olarak derhal kalıcı ateşkese varılması ve insani yardımların hızlı, güvenli, kesintisiz ve engelsiz şekilde Gazze'ye ulaştırılmasının sağlanması için İsrail ve destekçileri üzerinde baskı oluşturmak zorundayız. Günden güne ağırlaşan insani durum karşısında, Gazze'nin yaralarını sarmak, insani yardım ihtiyaçlarını karşılamak ve Filistin halkının adalet arayışına destek olmak uluslararası toplumun önceliği olmalıdır" şeklinde konuştu.

"1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan tam bağımsız Filistin Devleti kurulana dek bu kriz son bulmayacaktır" diyen Dönmez, tek ve gerçek çözümün bu olacağını söyledi.

Dönmez, Türkiye'nin adil ve kalıcı barışa giden yolda elinden geleni sonuna kadar yapmaya devam edeceğini, barışın ve Filistinlilerin hak ve hukuklarının korunması için garantörlük de dahil olmak üzere üzerlerine düşeni yapacaklarını sözlerine ekledi.

Aile fotoğrafının çektirilmesinin ardından toplantı oturumlarla devam etti.