Eskişehir Yaş Sebze ve Meyve Üreticiler Birliği Başkanı Yıldıran Kılıç, kentteki kuraklık sorununa ve maden projelerine dikkat çekti. 

Dünya İnsan Hakları Günü'nde Ali İsmail Korkmaz Anıtı'na  Yürüdüler Dünya İnsan Hakları Günü'nde Ali İsmail Korkmaz Anıtı'na  Yürüdüler

Kılıç, Eskişehir ve çevresinde 4 yıldır kuraklığın etkili olduğunu belirterek, yağışların azlığı nedeniyle üreticilerin zorluklar yaşadığını ifade etti. Sadece yağmur değil, kar yağışının da çok az olduğunu vurgulayan Kılıç, "Kar yağışı yüksek kesimlerde birikmeli ve yavaş yavaş eriyerek barajlara, göletlere ve yer altı sularına karışmalı. Ancak kar yağışı çok yetersiz" dedi.

Kılıç, şu anda Eskişehir’de yer altı sularıyla sulama yapıldığını ancak kaynakların azaldığını da dile getirdi. Gelecek 3-4 yıl içinde su sıkıntısının büyük bir sorun haline gelebileceğini, bu durumun üretimi ve fiyatları olumsuz etkileyeceğini söyledi. Bu yıl bol ürün yetiştiğini ancak, üreticilerin ürünlerini değerlendirirken zorluk yaşadığını ifade eden Kılıç, "Eskişehir, Türkiye’de sebze ve meyve üretiminde 10’uncu sırada, domates üretiminde ise 8. sırada" diye ekledi.

Özellikle Sarıcakaya ve Mihalgazi bölgelerinde yetiştiriciliğin yoğunlaştığını belirten Kılıç, bu bölgelerin İç Anadolu’nun "Akdeniz’i" olarak anıldığını söyledi. Sarıcakaya bölgesinin, Eskişehir’in "Antalya’sı" olarak bilindiğini ve burada kış aylarında yoğun üretim yapıldığını dile getirdi. Marul, maydanoz ve tere gibi ürünlerin büyük şehirlere ve yurt dışına gönderildiğini açıklayan Kılıç, bu verimli topraklarda maden projelerinin çevreye ve tarıma zarar verebileceğine dikkat çekti. "Üretimden ve insanlardan uzak yerlerde maden yapılmasını tercih ederiz" dedi.

Kılıç, Sarıcakaya’da yetiştirilen ürünlerin yüzde 90’ının diğer kentlere gönderildiğini, Eskişehir merkezde ise yerel üreticilerin şehrin sebze ihtiyacını karşıladığını belirtti. Eskişehir’in yüksek rakımı sayesinde kaliteli dolmalık biber, domates, roka ve yeşilliklerin yetiştiğini de ekledi. Ayrıca, maden projelerinin çevreye zarar vermeyecek alanlarda yapılmasının önemine vurgu yaptı.

Yer altı kaynaklarının ekonomik getirisi tartışılırken, tarımın daha değerli olduğunu söyleyen Kılıç, pandemi sürecinde tarımın ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını ifade etti. Türkiye’de tarımla uğraşan nüfusun giderek azaldığını belirten Kılıç, “Gıda olmadığında hayat durur. Kalkınmanın ilk adımı tarımdır” diyerek tarımın ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.