Müzisyenler adına açıklama yapan Haşim Tayyar, “Sevgili dostlarım, değerli büyüklerim ve içindeki merhamet duygusunu kaybetmemiş, bu ülkeden umudunu kesmemiş insanlarımız, tüm zorluklara, engellemelere kısıtlamalara rağmen inatla, tutkuyla sanatını icra etme mücadelesi veren tüm müzisyen arkadaşlarım adına sizleri selamlıyorum.  

                     Bir insan, bir baba, bir müzisyenin  hayatının sebepsizce elinden alınmasını konuşmak üzere burada bulunuyoruz.

                     Maalesef tüm önlemlere, yasalara, topluma karşı gelerek şiddeti hayatımızın merkezine mıh gibi çakan faillerin meslektaşımız Onur Şener’in yaşamını söndürüp, ailesi ve sevenlerini ve elbette biz müzisyenleri ne kadar dehşete sürüklediğini konuşmalıyız. Maalesef İnsan hayatının ne kadar değersiz olduğunun  tokat gibi örneklerini gün be gün tecrübe ediyoruz.

                      Pandemi döneminde açlıkla, mental buhranlarla yüzleşmek zorunda bırakılan ve kaderine terkedilen müzisyenler için zulüm bitmemiş görünüyor. Şimdi sizlere aktarmaya çalışacağım düşünceleri, hissettiklerimi anlatmanın kolay bir yolu yok, size bir müzisyen olarak seslensem de esas vurgulamak istediğim sıfatım iki küçük kız çocuğunun babası olmamdır.

                    Siz çocuklarınızın büyüdüğünü görememek, başarılarına, üzüntülerine, sevinçlerine dahil olamamak ne demek biliyor musunuz? Bir çoğumuz hali hazırda çok özel çocukların ebeveynleriyiz, bir kısmınız da ileride bu onuru yaşayacaksınız. Bir çocuğun babasından, annesinden mahrum edilmesi ne demek biliyor muyuz? Kaçımızın yüreği bir başkasının çocuğuna evladım diyebilecek kadar büyük? Onur Şener’inkinin öyle olduğunu bu vahşetle öğrenmek zorunda kaldık.

                     Hepimiz birkaç şehir eşkıyasının, sadece ama sadece keyfi istekleri gerçekleşmedi diye, her an her istediğini yapabileceği yanılgısı ile sınanıyoruz. Ve günümüzde bunu hayatımızın her alanında, sahneden, okula, toplu taşımadan , fırındaki ekmek sırasına kadar her zerresinde hissediyoruz.

                      Pandemi döneminde 103 müzisyen canından, hayatlarından, ailelerinden, hayallerinden, çocuklarından vazgeçti ve hayatlarına son verdi. Onları, kayıplarımızı bir sayı olarak hatırlamak haricinde acilen silkelenmeli ve haklı tepkimizi göstermeliyiz. Her yeni olay, her skandal, her trajedi bize yeni bir şok yaşatsa da ne yazık ki hepsini unutuyoruz, alışıyoruz. Ve evet o kadar çabuk unutacağız ki tepki gösterecek kadar bile hatırlamayacağız. Kim unutmayacak biliyor musunuz? Katledilen arkadaşımızın kızı, oğlu, ailesi, yakınları, işte onlar hayatları boyunca unutamayacak ve bu gerçekle yaşayacaklar.

                       

                       Onur Şener arkasında bir ufak kız çocuğu, bir arkadaş emaneti erkek evlat, bir aile bırakarak, yalnızca ve yalnızca bize bıraktığı kayıtlarını, çalışmalarını ve iyi anılar biriktirmiş üzgün dostlarını bırakarak aramızdan koparıldı.

                       

                       Onur Şener’in maruz kaldığı ve hayatına malolan bu elim olay müzisyenlerin bir sembolü, mil taşı, bir sıfır noktası olarak aklımıza kazınmalı, ve haklı mücadelemizin, sanatın, insan haklarının, empatinin, hakkımıza sahip çıkabilme yeteneğinin bir dışa vurumuna dönüşmelidir. Açıkca görünmekte ki uygulanan  yasaklar yalnızca ve yalnızca müzisyenlerin sanatını icra etmesine ve sektörel bazda vazgeçişlere  sebep olmakta, sanat icracıları değersizleştirmekten başka hiçbir şeye yaramamaktadır.         Arkasına sığınılan rahatsızlık söylemleri müzisyen bir arkadaşımızın katledilmesinin önüne geçememiştir.

   

          Aynı ismi taşıdığım, hiç tanışma fırsatımız olmamasına rağmen ortak dostlarımız olduğunu kriminal bir 3. Sayfa haberinden öğrendiğim  meslektaşımın ailesinin, çocuklarının acısını bir aile babası olarak tüm benliğimde hissediyorum.

      

          Müzik tüm engellemelere, yasaklara, baskılara rağmen durmamalı, işte tam da bu yüzden tüm müzisyen arkadaşlarımı karalar bağlamış olmalarına rağmen sanatlarını icra etmeye davet ediyorum.

          Onur Şener’in başta ailesi, kızı, oğlu, ve eşi olmak üzere tüm yakınlarına başsağlığı dileklerimizi  burada bulunan ya da bulunamayan tüm sanatçı arkadaşlarım adına derin bir üzüntüyle  iletiyorum.

          Türkiye Cumhuriyeti Adaletinin gereken tespitleri yapmasının ardından birkaç kendini bilmezin bu tarz eylemlerde bulunması engelleyecek en caydırıcı cezaları vereceğine inancımız tamdır. İç Anadolu’da sanatın beşiği olarak nitelendirebileceğimiz şehrimizin, Eskişehir’in müzisyenleri olarak süreci takipte olacağız, ve unutmayalım ki bir kez daha bir eve ateş düşmesin diye takipte olmak zorundayız.

         

            Değerli vaktinizi ayırarak bizi dinlediğiniz için teşekkür ederim. Unutmayın, unutturmayın, bugün biz Onur Şener’i unutursak yarın aynı şiddetle hepimizin yüzleşebileceğini unutmayın.                                                                                                            

             Unutmayın eğer Onur’u unutursak, bu geceki sahnenizin son sahneniz olabileceğini, ailenizin sizi bu sahne sonrasında bir daha hiç görememe ihtimalini, yolda yürürken bile sevdiklerinizden koparılıp alınabileceğimizi unutmuş olacağız”dedi.

           

        

Editör: Mustafa YILDIRIM