Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Maden Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Muammer Kaya, Türkiye’nin nadir toprak elementleri (NTE) potansiyelini ve bu kaynakların stratejik önemini değerlendirdi. Kaya, bu elementlerin yalnızca sanayi için değil, aynı zamanda enerji ve savunma teknolojileri açısından da kritik bir hammadde grubu olduğunu vurguladı.
Nadir elementler teknolojinin kalbinde
Skandiyum, itriyum ve lantanit grubundaki 17 elementi kapsayan nadir toprak elementlerinin, güçlü manyetiklik ve yüksek iletkenlik özellikleri sayesinde temiz enerji, savunma, ulaşım ve elektronik sektörlerinde vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu belirten Prof. Kaya, “Rüzgar türbinlerinden elektrikli araçlara, lazer sistemlerinden tıbbi cihazlara kadar her alanda bu elementlere ihtiyaç duyuluyor” dedi.
Kaya, neodimyum, disprosiyum, seryum ve lantan gibi elementlerin NdFeB mıknatıslar, optik cam, fosfor ve radar sistemlerinde kullanıldığını ifade ederek, “Bu nedenle NTE’ler, geleceğin teknolojik rekabetinde stratejik belirleyici olacak” diye konuştu.
Çin’in küresel hakimiyeti
Küresel NTE üretiminin büyük kısmının Çin’de toplandığını hatırlatan Prof. Kaya, “2024 itibarıyla dünya üretiminin yaklaşık yüzde 70’i Çin kaynaklı. Ayrıca rafinasyon kapasitesinin yüzde 90’ı da Çin’de bulunuyor. Bu durum, gelişmiş ülkeleri tek bir tedarik merkezine bağımlı hale getiriyor” dedi.
Kaya, Çin’in zaman zaman ihracata kısıtlamalar getirdiğini, bunun da fiyatlarda dalgalanmalara neden olduğunu belirterek “Alternatif tedarik kaynakları artık stratejik zorunluluk haline geldi” ifadesini kullandı.
Beylikova, dünyanın ikinci büyük sahası
Prof. Kaya, Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki bastnasit yataklarının Türkiye’nin en büyük nadir toprak rezervine sahip olduğunu vurguladı.
“Yaklaşık 694 milyon ton cevher ve 12,5 milyon ton nadir toprak oksit rezerviyle Beylikova sahası, dünyanın ikinci büyük yatağı konumundadır” diyen Kaya, burada Eti Maden tarafından yıllık 1.200 ton kapasiteli pilot tesisin kurulduğunu, tam kapasiteye geçildiğinde yıllık 10 bin ton NTO üretiminin hedeflendiğini aktardı.
Cevherin barit, florit ve toryum içeriği açısından da önemli olduğunu belirten Kaya, “Beylikova yalnızca NTE açısından değil, toryum rezerviyle de dünyanın sayılı bölgeleri arasında” dedi.
Geri dönüşüm stratejik kaynak
Kaya, ömrünü tamamlamış elektronik bileşenler ve mıknatısların, NTE geri kazanımı açısından önemli bir kaynak olduğunu vurguladı.
“Bir NdFeB mıknatısın yaklaşık yüzde 40’ı nadir toprak elementlerinden oluşuyor. Bu nedenle geri dönüşüm hem çevresel hem ekonomik açıdan büyük fırsat” diyen Kaya, Türkiye’nin 2030’a kadar NTE ihtiyacının yüzde 15’ini geri dönüşümle karşılamayı hedeflediğini belirtti.
Türkiye için önerilen adımlar
Prof. Kaya, Türkiye’nin NTE potansiyelini etkin şekilde değerlendirmesi için şu stratejik önerileri paylaştı:
-
Rezerv envanteri çıkarılmalı, uluslararası literatüre kazandırılmalı.
-
Üniversite-sanayi işbirliğiyle yerli teknolojiler geliştirilmeli.
-
Toryum, nükleer enerji ham maddesi olarak değerlendirilmelidir.
-
Yüksek katma değerli ürünler (örneğin NdFeB mıknatıslar) için yatırım yapılmalıdır.
-
Geri dönüşüm tesisleri yaygınlaştırılmalıdır.
Kaya, bu adımların hayata geçirilmesiyle Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltarak yüksek teknoloji ve temiz enerji sektörlerinde küresel bir oyuncu olabileceğini vurguladı.




