Pankreas kanseri, sindirim sisteminin en önemli organlarından biri olan pankreasın hücrelerinde başlayan, erken dönemde belirti vermemesi nedeniyle geç teşhis edilen ve bu nedenle tedavi süreci oldukça hassas yönetilmesi gereken bir kanser türüdür. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pankreas kanseri görülme oranı giderek artıyor. Erken evrede tespit edilebildiğinde başarı şansı yükselen bu hastalık, gelişen tıbbi teknolojiler ve modern cerrahi yöntemler sayesinde artık daha etkili bir şekilde tedavi edilebiliyor.
Son yıllarda özellikle görüntüleme yöntemleri ve cerrahi tekniklerdeki ilerlemeler, pankreas kanseri tedavisini çok daha yönetilebilir hâle getirdi. Hastalığın tanısında kullanılan MR, endoskopik ultrasonografi (EUS), bilgisayarlı tomografi (BT) ve biyopsi yöntemleri, tümörün konumunu ve yayılımını daha net ortaya koyarak tedavi planının en doğru şekilde yapılmasını sağlıyor. Erken tanı, tedavinin temel belirleyicisi olmaya devam ediyor.
Tedavide Cerrahi Hâlâ Altın Standart
Pankreas kanseri tedavisinde cerrahi, özellikle tümörün yerleşimi ve evresi uygunsa en etkili seçenek olarak kabul ediliyor. Tümör pankreas başında yer alıyorsa Whipple ameliyatı (pankreatikoduodenektomi) uygulanıyor. Bu işlem, pankreas kanseri cerrahisinin en zor ve teknik açıdan en karmaşık operasyonlarından biri olarak biliniyor.
Modern tıpta bu ameliyat artık sadece açık yöntemle değil, kapalı (laparoskopik) ve robotik cerrahi teknikleriyle de yapılabiliyor. Robotik cerrahi, 3D görüş, yüksek hassasiyet ve insan elinin ulaşamayacağı açıları görme avantajlarıyla cerrahlara çok daha güvenli bir operasyon imkânı sağlıyor. Bu da hastaların daha az ağrı, daha hızlı iyileşme ve daha düşük komplikasyon riskiyle süreç atlatmasını mümkün kılıyor.
Türkiye’de bu alanda ön plana çıkan uzmanlardan Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe, yıllardır pankreas kanseri cerrahisi üzerine çalışan ve özellikle Whipple ameliyatında yüksek başarı oranlarına sahip deneyimli cerrahlar arasında yer alıyor. Çok sayıda hastanın tedavisinde görev alan Prof. Dr. Karatepe’nin robotik ve ileri laparoskopik cerrahi deneyimi, hastaların tedavi sürecine büyük avantaj sağlıyor.
Kemoterapi ve Radyoterapi ile Kombine Tedaviler
Pankreas kanseri çoğu zaman agresif seyreden bir hastalık olduğu için sadece cerrahi yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle tedavi planı çoğu zaman multidisipliner olarak şekillendiriliyor. Cerrahi sonrası (adjuvan) kemoterapi, hastalığın tekrarlama riskini azaltırken; ameliyat öncesi verilen (neoadjuvan) kemoterapi ise tümörü küçültmeyi ve ameliyatın daha başarılı yapılmasını sağlıyor.
Bazı hastalarda radyoterapi de tedavi sürecine eklenebiliyor. Özellikle damarların yakınına yerleşmiş tümörlerde radyoterapi, cerrahiye uyumluluğu artırma açısından etkili bir yöntem olarak tercih ediliyor.
Son zamanlarda kişiselleştirilmiş tedaviler, genetik incelemeler ve hedefe yönelik ilaçlar da pankreas kanseri tedavisine farklı bir boyut kazandırmış durumda. Hastanın genetik yapısı ve tümörün biyolojik özellikleri analiz edilerek en uygun ilaç seçilebiliyor. Bu yaklaşım, tedavinin etkinliğini artırırken yan etkileri de azaltıyor.
Sonuç: Doğru Merkeze ve Uzman Cerraha Başvurmak Hayati Öneme Sahip
Pankreas kanseri, erken teşhis edildiğinde ve deneyimli bir ekip tarafından yönetildiğinde başarı şansı ciddi şekilde artan bir hastalıktır. Bu süreçte hem cerrahın deneyimi hem de tedavi planının doğru oluşturulması kritik bir rol oynar. Türkiye’de pankreas kanseri cerrahisi konusunda uzman, yüzlerce Whipple ameliyatını başarıyla gerçekleştirmiş, robotik cerrahi deneyimi yüksek isimlerden biri olan Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe, hastalar için güçlü bir rehber ve güvenilir bir tedavi seçeneği sunuyor.
Pankreas kanseri tedavisi hakkında en güncel, bilimsel ve kişiye özel yaklaşımlar için Türkiye’nin önde gelen pankreas cerrahlarından Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe’ye danışabilirsiniz.




