Son yıllarda bireylerin ruh sağlığına yönelik farkındalığın artması, danışmanlık ihtiyacını gözle görülür oranda yükseltti. Özellikle pandemi sonrası dönemle birlikte kaygı artışı, depresyon belirtileri, ilişki sorunları ve iş hayatındaki stres gibi unsurlar danışanların uzman desteğine yönelmesi zorunlu hale geldi. İzmir Psikolog Altan Demirel, psikolojik desteklere olan başvurunun rekor seviyeye ulaştığını, hem bireysel hem de aile terapi arayışına olan taleplerin arttığını belirtmektedir.
Neden Psikolojik Destek Talebi Artıyor?
Yapılan araştırmalar sonucunda, son beş yılda kaygı bozukluğu başvurularının belirgin biçimde yükseldiğini ortaya çıkmıştır. İş yaşamında belirsizlik, ekonomik stres, aile içi uyumsuzluk, çocuk gelişim sorunları, ergenlik dönemine ilişkin çatışmalar ve yalnızlık duygusu danışanların terapi merkezlerine yönelmesinde önemli etkenler olarak öne çıkıyor.
Ayrıca dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte çevrimiçi terapiler daha erişilebilir hale geldi. İnsanlar artık kilometrelerce yol kat etmeden, evlerinden uzman desteği alabiliyor. Bu erişilebilirlik, destek alma davranışını normalleştiriyor ve başvuru oranlarını artırıyor.
Uzmanlar: “Önleyici Terapi Bilinci Güçleniyor”
Uzmanlara göre, danışanların sadece kriz anlarında değil, önleyici destek amacıyla da psikoloğa başvurma eğilimi güçlenmiş durumda. Daha önce semptomların ileri boyutlara ulaşmasını bekleyen bireylerin yerine, duygusal yıpranma veya iş–özel yaşam dengesinde bozulma hissettiklerinde erken dönemde destek arayan yeni bir danışan profili oluştu.
Bu değişim, hem terapiye başlamanın normalleşmesi hem de ruh sağlığına yapılan yatırımın değerinin artması anlamına geliyor.
Çocuk ve Ergen Terapilerine Talep Zirvede
Psikologların gözlemlediği bir diğer trend ise çocuk ve ergen seanslarındaki yoğunluk. Sınav kaygısı, dikkat eksikliği, özgüven problemleri ve aile içi iletişim zorlukları nedeniyle ebeveynlerin profesyonel destek arayışı her geçen gün artıyor.
Çocuk odaklı terapi tekniklerinin çeşitlenmesi, oyun terapisi gibi özel yöntemlerin yaygınlaşması, ailelerin uzman desteğini daha fazla benimsemesini sağlıyor.
Çift ve Aile Danışmanlığına Yönelim Büyüyor
Son iki yılda çift terapisi ve aile danışmanlığı seansları kayda değer biçimde arttı. Özellikle ekonomik zorluklar, iletişim problemleri, güven sorunları ve rol çatışmaları; ilişkisel danışmanlık ihtiyacını tetikliyor.
Uzmanlar, düzenli terapinin çiftlerin farkındalığını artırdığını ve çatışmaların yapıcı şekilde ele alınmasını kolaylaştırdığını belirtiyor. Dolayısıyla çift terapisi artık bir “son çare” değil, ilişkileri güçlendirme aracı olarak görülmeye başladı.
Online Terapi Hizmetleri Başvuruları Patladı
Online terapi seanslarının yükselişi dikkat çekiyor. Özellikle yoğun çalışan bireyler, şehir trafiği, zaman kısıtları veya konfor alanı nedeniyle online randevuları tercih ediyor. Raporlara göre, online terapi randevularının 2024–2025 arasında yüzde 60’tan fazla arttığı belirtiliyor.
Uzmanlara göre çevrimiçi seanslar, psikolojik destek alma davranışını kolaylaştırdığı için talebi doğrudan büyüten bir faktör.
Psikologlara Erişim Kolaylaştı, Ancak Yoğunluk Yüksek
Yeni terapi merkezlerinin açılması, uzman çeşitliliğinin artması ve farklı terapi ekolleri sunan merkezlerin yaygınlaşması erişim imkanını artırdı. Ancak buna karşın randevu yoğunluğunun aylar önceden dolduğu klinikler bulunuyor.
Danışanların büyük kısmı ilk seans sonrası terapiye devam etme eğiliminde olup, uzun soluklu programlara yöneldiği için bazı uzmanlar sürekli dolulukla çalışıyor.
Toplumsal Farkındalık Düşünsel Dönüşüm Yarattı
Uzmanlar, medya etkisi, sosyal platformlardaki bilgi paylaşımları ve ruh sağlığının tabu olmaktan çıkmasının, bireylerin terapiye bakışını radikal biçimde değiştirdiğini ifade ediyor. Artık psikolojik destek, kişisel gelişim yatırımı ve yaşam kalitesi aracı olarak görülüyor.
Psikolog seans trafiğinin artışı, bireylerin yaşam kalitesi, ilişkileri ve duygusal dengeleri için terapiyi doğal ve gerekli bir süreç olarak benimsediğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre bu bilinç düzeyi, hem bireysel ruh sağlığı hem de toplumsal iyilik hali açısından olumlu bir dönüşümün işareti. Danışanlar için önemli bir mesaj da şu: Psikolojik destek almak bir zayıflık değil, güçlü bir farkındalık adımı.





