Sayıştay'ın son kararı, Devlet Su İşleri (DSİ) başta olmak üzere birçok kurumda fiili olarak yapılan giyim yardımı ödemelerinin haksız ve yanlış olduğuna hükmetti. Bu karar, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hükümlerine göre koruyucu giyim yardımının nakdi değil, ayni olarak ve yalnızca Teknik Hizmetler Sınıfı personeline yapılması gerektiğini netleştirdi. Kararla birlikte, bu paraların memurlardan faiziyle birlikte geri alınmasının yolu açılırken, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), bu "hukuksuz rücu" girişiminin karşısında duracaklarını ve çalışanların haklarını savunmaya devam edeceklerini belirtti.
"Bedelini Yandaş Sendikalar ve Kurum Yöneticileri Ödemeli!"
KESK'e bağlı sendikalar, uluslararası anlaşmalar ve İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı'na rağmen, Memur-Sen'in TİS'te kazanımmış hak gibi gösterdiği koruyucu giyim yardımının iktidar ve kurum yöneticileri ile keyfi olarak verilmesinin bedelinin kamu emekçilerine yüklenmeye çalışıldığını ifade etti. Yapılan açıklamada, "Bu nedenle giyim yardımı ödemelerinin TİS hükmünde imzası bulunan yandaş sendikalar ile Memur-Sen yöneticilerinden ve Kurum Yöneticilerinden tahsili gerekmektedir. Konunun muhatabı kamu emekçileri değil, satış sözleşmelerinin altına imza atanlardır" denildi.
"Kazanılmış Haklar Yok Sayılamaz, TİS Revize Edilmeli!"
KESK, Ağustos ayında başlayacak ve 2026-2027 yıllarını kapsayacak yeni TİS sürecine dikkat çekerek, iktidara ve yandaş sendikalara düşenin, fiili olarak uygulanan ve yıllardır kazanılmış hak halini alan "Giyim Yardımının" tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde ve günümüz ekonomik şartlarını karşılayacak şekilde TİS'te yer almasını sağlamak zorunda olduğunu vurguladı. Ayrıca, yandaş sendikaların üye kaybetmeme ve rant uğruna mevcut TİS'te yer alan "Koruyucu Giyim Yardımının" hak eden Teknik Hizmetler Sınıfı personele ödenmesini engellemekten vazgeçmesini ve Kurum Yönetimlerinin kazanılmış hakları geciktirmeden ödemelerini talep ettiler.
"Ekonomi Politikaları İflas Etti, Fatura Emekçiye Kesiliyor!"
Açıklamada, Danıştay 10. Daire Başkanlığı'nın içtihat kararına göre çek, kupon ve benzeri yöntemlerle yapılan ödemelerin ayni olarak kabul edildiği belirtilerek, kurum yöneticilerinin mazeret üretmeyi bırakması gerektiği vurgulandı. Koruyucu giyim yardımının sağlanamaması durumunda hiçbir personelin arazi şartlarında ve tehlikeli iş ortamlarında çalışmaya zorlanamayacağı ve yaşanacak her türlü iş kazasından Kurum İdarelerinin sorumlu olacağı belirtildi.
KESK, özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomi politikalarının iflas ettiğini, bütçenin toparlanamadığını ve ekonomik krizin faturasının işçiye ve kamu emekçilerine kesildiğini savundu. Sarayın şatafat ve lüksten vazgeçmediği, halkın kaynaklarının emekçiler yerine sermayeye peşkeş çekildiği iddia edildi.
Mücadele Çağrısı ve KESK'in Talepleri
Tüm kamu emekçilerini mücadeleyi büyütmeye çağıran KESK, Ağustos ayındaki Toplu Sözleşme görüşmelerinin etkisiz sendikalara emanet edilemeyecek kadar önemli olduğunu belirtti. Son imzalanan TİS'in, Koruyucu Giyim Yardımı, sendika aidatlarının toplu sözleşme ikramiyesine eklenmesi ve %2 iş barajı gibi maddelerinin ya iptal edildiğini ya da uygulanamaz hale geldiğini vurguladı.
KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Eskişehir Şubesi, Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Eskişehir İl Temsilciliği ve Tarım, Orman Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (TARIM ORKAMSEN) Eskişehir İl Temsilciliği adına konuşan TARIM ORKAM SEN Temsilcisi Gizem TANRIKUL TUNCA, 4688 Sayılı Sendikalar Kanunu'nun bir an önce değiştirilmesini talep ederek şu maddeleri dile getirdi:
- Grevli Gerçek Bir Toplu Pazarlık-Toplu İş Sözleşmesi
- Yoksulluk Sınırının Üzerinde Ücret
- Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek
- Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı
- Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti
- Temel Gelir Güvencesi
Tunca, emek haklarını savunmak ve insanca bir yaşam için mücadelelerini mesai arkadaşlarıyla birlikte alanlarda sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.