Ekran görüntüsü 2022-06-14 180316

Söyleşi:Büşra Mısırlıoğlu

Öncelikle merhaba, ilk olarak Zey köyünden biraz bahsedelim

-Merhaba, Zey Köyü Çorum (Çorukoğulları),Yozgat (Bozoklar) ve Aydın’dan gelen Yörükler ile Haymana ve Kırım yörelerinden gelen göçmenler tarafından kurulmuştur. Köy nüfusunu Manav, Boşnak, Çerkez, Yörük-Türkmen, Tatarlar gibi farklı etnik kökenden insanlar oluşturuyor. Zey kelimesinin anlamına baktığımızda ise; Osmanlıca’da meydana çıkma, yayılma gibi anlamlara karşılık geliyor. Köyümüzde tarım ve hayvancılık faaliyetleri gerçekleştiriliyor. İnsanlar çoğunlukla geçimini bu şekilde sağlıyor.

-Köy aynı zamanda arkeolojik bir alan ve tarihe de tanıklık ediyor değil mi?

Evet, Frig bölgesi yani Nekropol diye geçiyor bu alan. Vadinin başlangıcı Gordion Polatlı, bitiş yeri ise Afyon İscehisar. Dini törenlerin yapıldığı bir yer Zey Köyü. Ata mezarı- kaya mezarları Friglerin devlet başkanlarının yani zevat dediğimiz kişilerin gömüldüğü kaya mezarları bulunuyor burada. Tam 12 adet kaya mezarı var. Roma kalıntıları da mevcut. Frig kalemiz var ancak zaman içinde erozyon, heyelan ve tahribatlardan dolayı şu an var denilemeyecek bir durumda. Kazı çalışmaları ile gün yüzüne çıkarılırsa tarihi açıdan önemli bir merkeze sahip oluruz.

Köyün ortasından geçen su ve yeşil vadisi görülmeye değer. Turizm için belediye, üniversiteler ve kültür müdürlüğünden destek bekliyoruz.

3-38

-Derneğinizin kuruluşu nasıl oldu, hangi fikirlerle yola çıktınız?

Derneğimiz 2020 Ocak ayında kurulmuştur. 7 kişi ile başlayan bu gönül yolculuğu her geçen gün yeni yol arkadaşları edinmiştir. Bugün zorlu Pandemi koşuları olmasına rağmen üye sayımız 220’ye ulaşmıştır. Derneğimizin kuruluş amaçlarından biri geçmişten geleceğe ışık tutmak, geçmişe saygı geleceğe sevgi köprüsü kurmak. Derneğimizi günümüze yansıtmak ve geleceğimizin güvencesi genç kuşaklara aktarmak. Köyümüzün tarihi ve turistlik yerlerin tanınmasını sağlamak. Köyümüz insanları civar köyler tarafından çok misafirperver ve güler yüzlü olarak bilinir.

278205178_351500123685476_935749128062639150_n

-Dernek olarak ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

Biz öyle çok büyük bir dernek değiliz, üye sayımız ve durumumuz belli. Ancak elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çabalıyoruz. Örneğin düğünlerde cenazelerde hep beraberiz. Köylülerimizin özel günlerinde yardım kolisi hazırlayıp bunları dağıtıyoruz.

-Peki bu güzel köyün ne gibi problemleri var ya da sizce ne gibi bir problemi var köyün ve halkının?

Köyümüzün geçmişte de sorunları oldu, şu anda da epey sorunumuz mevcut. Öncelikle biz dernek olarak verdiğimiz, çevre derneklerinin ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği mücadeleler var. Geçen sene köyümüzdeki mermer ocaklarına yönelik bir sorun yaşamıştık. 600 dönüm olan yeri 900 dönüme çıkartma kararı verilmişti. Büyükşehir Belediyesi durumu yargıya taşıdı ve yargı mermer ocağı alanını 600 dönümde bıraktı. Ve o yerler doğaya kazandırılmış oldu.

Bununla ilgili yerel ve ulusal basında da haberler çıktı. Yılmaz Büyükerşen hocamız da destek oldu. Güçlü kamuoyu ve uğraşlarımız sonucu ile ÇED Raporu iptal edilmişti. Çevre tahribatı var. Bununla beraber bazen mevsimsel olsa da su sıkıntımız var. Köy içindeki çeşmelerden, pınarlardan sular azaldığı zaman bize “Ben mecbur değilim köydeki çeşmeden su akmak zorunda değil, evinizdeki kartlı sudan kullanın diyorlar.”

100_2109 (1)

 Normalde bir çiftçi inekleri çıkarır, köy çeşmesine götürür su içirirmiş, artık çeşmeden su akmadığı için çiftçiler kartlı su ile hayvanların su ihtiyacını karşılıyor ve bu durum oldukça masraflı. Dedelerimiz sokakları kazmış borularla evlere su getirmişler kimsenin desteği olmadan. Sonra belediye geldi su saati taktı dedi ki artık para ödeyeceksiniz. Diğer bir önemli sorunumuz da köyde internet çekmiyor. Baz istasyonu yok. Minibüs üzerinde mobil iletişim aracıyla internet sağlanıyor.

-Köydeki mermer ocaklarına dönecek olursak, şu anki durum nedir ve köy bundan nasıl etkileniyor?

Köyde faaliyet gösteren 6 tane mermer ocağı var. Şu an taşlar patlama değil su ile kesildiği için zaman zaman köydeki sularda azalma oluyor. Taşları suyla kestikleri için kaynak sularımıza zararı var, içme suyunun kalitesinde düşme oluyor. Evdeki çeşmeden gelen suları etkiledi. Akan sular süzülerek yer altına karıştığı için içme suyunu da etkiliyor. Molozları rastgele atıyorlar hem çevre kirliliği hem insanların kullandığı arazilerde ister istemez yer işgal ediyor. Ağır kamyonlar gelip gittikçe köyün yolları da sürekli olarak bozuluyor. Mermer ocakları nedeniyle ses kirliliği yaşanıyordu yakın zamana kadar dinamitle patlattıkları için. Bazen az da olsa halen patlatma yaptıklarında su kaynağının yolunu değiştirebilir bu durum ve bunu yakın zamanda göreceğiz. Köyümüzün 5-10 sene içinde susuz kalacağını tahmin ediyoruz. Bu konularda Köy halkını biraz daha aydınlatmamız lazım. Basınla sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Mücadelede sıkıntımız yok ama mücadele eden sayısı az. Köy halkını da bu derneğe entegre etmemiz lazım. Bu köy yarın çocuklarına torunlarına miras kalacak. Ama ne kalır bilemiyoruz.

100_2109-(1)

Zey Köyü Sosyal Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Uz ayrıca Zey Köyü’nde bir de belgesel çekileceğinin müjdesini veriyor. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerince Frigya’nın dini merkezlerinden biri kabul edilen Zey Nekropolü ve 12 tane kaya mezarıyla ilgili bir belgesel çekilmesi planlandığını söyleyen Uz, Türk kültür dünyasına Zey’i tekrar tanıtmış olacaklarını da sözlerine ekliyor.

IMG-20200524-WA0078