“1 Eylül tarihinin geçmişi, 1939 yılında başlayan İkinci dünya savaşına dayanıyor. O günden bugüne dünya ülkeleri 1 Eylül’ü Dünya Barış gününü olarak kutluyor. Herkes tarafından kabul edilen genel ifadelerle, süslü barış temalı mesajlar ile kutlamalar yapılıyor ama bir taraftan da mesajların ve temennilerin aksine savaşlara, faaliyetlere ve eylemlere devam edildiğine şahitlik ediyoruz.
         Kazananı olmayan ve zarar görenlerin daha çok halkların olduğu savaşlar hiçbir topluma fayda sağlamamıştır. Acının, vahşetin gözyaşının devam ettiği dünyamızda barışa duyulan ihtiyaç her geçen gün daha fazla hissedilmektedir.
        Dünya barışının koruyucusu olduğunu iddia eden uluslararası kurum ve kuruluşların, savaş meydanlarında güvenlik koridoru oluşturmaktan ziyade, Filistin’de Myanmarda, Arakanda, Doğu Türkistan’da, Yemen’de Irakta ve diğer bütün mazlum coğrafyalardaki yaşananları sadece izlemek kınamak ve sağduyu çağrısında bulunmaktan öteye taşıyıp sorumluluk alıp ve gerektiğinde devletleri karşına alarak çözüme ve barışa doğrudan katkı sağlaması gerekmektedir.
        Eli kanlı katillerin, silah finansörlerinin paralı kalemlerin savaş çığırtkanlıkları yapanların, barış sloganları atmaları bizlere gerçekçi gelmiyor.

      Medeniyetimizde farklı inançlardan farklı ırklardan milyonlarca insan, asırlarca barış içerisinde yaşamıştır. Bunun en büyük örneği Medine İslam Devletinde, İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav) Medine Sözleşmesi ile göstermiştir ve bütün insanlığa miras bırakmıştır.
Yine ecdadımızın yüzyıllarca farklı coğrafyalarda, farklı milletlere, farklı inançlara yaşama hakkı sunmuş barış ve adaleti tesis etmişlerdir.

       Adaletin olduğu yerde barış olur adaletin olmadığı yerde ise zülüm olur. Bizler Anadolu Gençlik Derneği olarak önce ahlak ve maneviyat düsturuyla Sevgi ve kardeşliğin yeryüzünde hâkim olması, herkes için barış herkes için adaletin tesisi hususunda çalışmalar yürütüyoruz.
Sorumluluğumuzun farkındayız. Sessiz yığınların sesi olmaya farkındalık oluşturmak için planladığımız çalışmalarımıza devam edeceğiz.

      İslamiyetin kuvvetiyle dünya,  zalimlerden ve savaşlardan beslenenlerden temizlenecek dünya barışı sağlanacaktır.”
 

Editör: Mustafa YILDIRIM