Arslan, “Anayasa Mahkemesinin toplu sözleşme ikramiyesinin iptaline yönelik olarak verdiği kararın gerekçesi 5 Mart 2024 tarihli ve 32480 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, kamu çalışanlarının en büyük sendikal kazanımlarından biri olan toplu sözleşme ikramiyesini bütünüyle iptal etmiştir. Mahkemenin verdiği bu karar, kamu çalışanları yönünden kabul edilemez.

Bu kararla birlikte 2023 yılı Mayıs ayı itibarı ile kamu görevlileri sendikalarına üye olan toplam 2 milyon 18 bin 674 kamu çalışanı, her ay almakta olduğu 537,93 TL tutarındaki toplu sözleşme ikramiyesini artık alamayacaktır.

Anayasa Mahkemesinin toplu sözleşme yoluyla elde edilmiş bir hakkı, yetki sınırını aşarak keyfi olarak iptal edip, 2 milyonun üzerindeki kamu çalışanını mağdur etmeye hakkı yoktur. Böyle bir karar, Anayasa Mahkemesinin kendisini kanun koyucu yerine koyması anlamı taşımakta, toplu sözleşmenin özerkliğine de darbe vurmaktadır. Bununla birlikte bu garabetin baş sorumlusu ise milyonlarca memurun mağduriyetine sebep olan, iptal başvurusunu yapan CHP ve onların akıl hocaları olan sözde sendikalar olmuştur.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası, artık sendika üyesi memurların tamamı 537,93 TL yerine aylık 190,21 TL alacaklardır. Buna göre memurların haklarını savunduklarını iddia eden sözde sendikalar, CHP ve Anayasa Mahkemesi el ele vererek 2 milyon 18 bin 674 memuru, aylık 347,72 TL zarara uğratmıştır.

Toplu sözleşme ikramiyesi düzenlemesindeki temel amaç güçlü bir sendikacılık oluşturmak ve tüm sendikalı memurlara sendikalı olmanın avantajını yaşatmaktı. Toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanan 2 milyon 18 bin 674 memur 47 farklı sendikaya üye iken, sendika başına 42 bin 937 üye düşmektedir. Toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanamayan 111 bin 970 memur tam 196 farklı sendikaya üyedir. Yani sendika başına 571 üye düşmektedir. Ortalama 571 üyesi olan 196 sendika, güç birliği yerine çok başlılık yaratmaktadır. Bugünkü rakamlarla 2 milyonun üzerinde kamu çalışanını, sırf sendika taassubu ve koltuk kaygısı nedeniyle mağdur eden ve aylık 347 TL’sinin ellerinden alınmasına neden olan sözde sendikaları kamu çalışanlarının vicdanlarına havale ediyoruz.

Bizler 32 yıl boyunca üyelerimiz için kazanımlar elde etmek uğruna çetin mücadeleler verdik. Elde ettiğimiz kazanımlardan ayrım gözetmeksizin sendika üyesi olsun ya da olmasın tüm kamu çalışanlarının faydalanması için çalıştık; kimsenin mağdur olmasına da müsaade etmedik. O sendikaların da daha fazla faaliyet göstererek gerekli şartları sağlamasını ve üyeleri için toplu sözleşme ikramiyesi hakkına ulaşmasını beklerdik. Onlar ise kolay yolu seçerek çalışmamayı, onun yerine 2 milyonun üzerindeki memurun mağdur edilmesi pahasına kendi ikballerini kurtarmayı tercih ettiler. Kendilerini yükseltmek yerine milyonlarca memurun hakkını aşağıya çekmeyi yeğlediler.

Anayasa Mahkemesi de bu garabet karara imza atarak kamu çalışanlarının müktesep hakkı olan bir ödemeyi iptal etti. Alınan bu karar, azınlığın çoğunluğa tahakkümü şeklinde gerçekleşti. Anayasa Mahkemesine toplu sözleşme ikramiyesinin iptali istemiyle başvuranlar, neyi iptal ettireceklerinden dahi habersiz bir biçimde, sorumsuzca davranmıştır.

Bu durum, kendisini kanun koyucu yerine koyup, kanunla elde edilmiş bir hakkı kaldırma yetkisini haiz olduğu fikrine kapılan, Anayasanın kendisine tanıdığı sınırları aşan, milyonlarca sendika üyesi memurun bir kazanımı olarak müktesep hakkı haline gelen toplu sözleşme ikramiyesi gibi kamu görevlileri sendikacılığının en önemli unsurlarından birini iptal eden ve buna vesile olan kişi ve kuruluşların eseridir.

Ancak yol tükenmiş değildir. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 4688 sayılı Kanunun 42nci madde uyarınca Maliye Bakanlığını ve Kamu Personeli Danışma Kuruluna temsilci gönderen konfederasyon temsilcilerini toplantıya çağırarak kamu personelinin en önemli konusu olan “Toplu Sözleşme İkramiyesi” sorununu çözmek üzere ek bir protokol hazırlayabilir.

Aileleriyle birlikte 10 milyonu bulan kamu çalışanları, Toplu sözleşme ikramiyesinin yeniden düzenlenmesini ve yaşadığı 347 TL’lik zararın telafi edilmesini beklemektedir. Yetkililerimiz yeni bir düzenleme ile malum çevrelerin kötü niyetlerini boşa çıkarmalı, 2 milyonun üzerindeki kamu görevlisini bu garabet anlayıştan kurtarmalıdır"